Vakit gece yarısını geçeli çok oldu. AKP Genel Merkezi önünde akşamın erken saatlerinde toplanan Erdoğan taraftarları "Reis"in seçim zaferini kutluyor. Ancak bunun gerçekleşmesi biraz daha zaman alacak. Zira cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hâlâ geçerli bir sonuç elde edilebilmiş değil. Adaylardan hangisi önde? Yeni cumhurbaşkanı kim olacak? Bilinmiyor. Ama yine de korkunç hoparlörlerden aynı şarkı tekrar tekrar yükseliyor: "Recep Tayyip Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan - Cumhurbaşkanımız!"
"Seçimin kaybedeni Kılıçdaroğlu"
Anket şirketlerine bakılacak olursa muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ı birinci turda yenmesi gerekiyordu. Gece saat 1'de bizi AKP Genel Merkezi'nden otele götüren şoförümüz Sedat "Hiçbir anket şirketine inanmayın" diyor. Yüzünde büyük bir hayal kırıklığıyla, "Bu şirketlere kimse doğruyu söylemez. Erdoğan muhtemelen ikinci turda yine kazanacak. Kılıçdaroğlu seçimin kaybedeni" diyor ve ekliyor: "İnsanlarımız kime oy vereceğini dürüstçe söylemekten korkuyor, çünkü aksi takdirde ertesi gün kapının önünde polisi bulabilirsin."
Her şey herkesin düşündüğünden farklı sonuçlandı
Elbette şimdi herkes nasıl olup da bu sonucun ortaya çıktığını kendine soruyor. Milliyetçi çizgideki İYİ Parti'nin küçük oy oranı Kılıçdaroğlu'na destek olamadı. Kürtlerin partisi HDP'nin oy oranı yüzde 10'un altında kaldı. Bunun bir nedeni son seçimlerden farklı olarak, partinin kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmamış olması olabilir. Bu da taraftarlarının hepsinin sandığa gitmemesine, yani seferber edilememelerine neden olmuş olabilir. HDP'nin Kılıçdaroğlu'na açıktan destek vermesi de birçok Kürdün hoşuna gitmedi.
Milliyetçiler ve ultramilliyetçiler önde
Türkiye'deki sığınmacılar üzerinden yürütülen seçim seçim kampanyası, milliyetçi cephenin oyları silip süpürmesini beraberinde getirdi. İstisnasız herkes bu grubu daha düşük yüzdelerde, hatta bindelerde görmüştü. Ancak milliyetçilerin cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan yüzde 5'in üzerinde oy aldı. Anketlerde yüzde 7'lerde seyreden ultramilliyetçi MHP ise yüzde 10'u geçti. Mümkün olduğunca çok sayıda mültecinin ülkelerine gönderilmesi yönündeki açık tutum, Türkiye'deki seçmenler tarafından olumlu karşılandı. Ama sadece bu da değil. Seçim kampanyası sırasında sıkça gözlemlenen bir şey daha vardı, o da özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan cephesinden gelen şiddet, tehdit ve saldırı diliydi. Ki Erdoğan'ın iyi olduğu bir şey varsa o da siyasi rakiplerini şeytanlaştırmak. Kılıçdaroğlu emirleri PKK'dan alıyordu; kendisi ise farklıydı: Sabah saat 2'de partisinin merkezinin balkonundan mikrofona "Biz emirleri sadece Allah'tan ve milletimizden alırız" diye bağırıyordu. "Bir ayyaştan, bir sarhoştan ziyade Allah korkusu olan bir adama inanın." Bunları Cumhurbaşkanı'nın seçim mitinglerinde duymak mümkündü.
Deprem ve ekonomik durum rol oynamadı
Şubat ayında meydana gelen ve sadece Türkiye'de 51 binden fazla insanın hayatını kaybettiği depremden sonra herkes, Erdoğan'ın perişan kriz yönetimi nedeniyle depremin merkez üssünde yer alan AKP kalelerinde bir ders alacağını düşündü. Ancak burada da işler farklı sonuçlandı. AKP ve Erdoğan burada kaydadeğer kayıplar yaşamadı, olsa olsa sadece 2 puanlık bir düşüş kaydedildi. Ancak bunlar muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'na yaramadı, milliyetçi Sinan Oğan bundan kazançlı çıktı. Yüksek enflasyonun olduğu felaket ekonomik durum, çok daha yüksek düzeydeki işsizlik ve genç üniversite mezunlarının beyin göçü de Erdoğan'a zarar vermedi. Görünüşe göre birçokları görevdeki Cumhurbaşkanının gidişatı tersine çevirebileceği ve Türkiye'yi yeniden ekonomik olarak doğru yöne çekebileceğine inanıyor.
Milliyetçi Oğan kazananı belirleyecek
Gelecek 14 günde tüm gözler milliyetçi Sinan Oğan'ın üzerinde olacak. Sağ milliyetçi MHP'nin eski milletvekili, düşünce ve ideoloji bakımından daha ziyade Erdoğan'ın Cumhur İttifakı'na yakın. Oğan şu anda tüm kozlara sahip. Yüzde 5'lik oy oranıyla arkasına yaslanıp iktidar ve muhalefet cephelerinden kendisine gelecek teklifleri bekleyebilir. Zira her iki ittifak da Oğan'ı baypas etmenin mümkün olmadığının farkında. Sağ milliyetçi Oğan geçmişte sık sık Erdoğan'a karşı çıkmış olsa da bu Kılıçdaroğlu'un Oğan'ın desteğini garantilediği gibi bir anlama gelmiyor. Dediğim gibi, işler düşünüldüğünden hep farklı sonuçlanıyor.