'İranlılara iPad yok'
5 Temmuz 201219 yaşındaki İran asıllı ABD vatandaşı Seher Sabat, Georgia eyaletindeki bir bilgisayar mağazasına gider. Uzun süre para biriktirmiştir ve amacı, hayalini kurduğu bir iPad tablet bilgisayarı satın almaktır. Seher, kendisine eşlik eden amcasını teknik konularda Farsça bilgilendirirken Apple satıcısı bu konuşmaya kulak misafiri olur ve ardından Seher’in iPad isteğini geri çevirir. Gerekçe olarak da cihazın ABD hükümetinin İran’a ihraç listesinde bulunmadığını gösterir. Başka bir ifadeyle: İran asıllı birine iPad satmayı, Apple mağazası satıcısı "suç" olarak algılamaktadır. Seher gibi hâlihazırda birçok İran asıllı Amerikalı, ABD ve AB tarafından İran’a uygulanan yaptırımların çok ileri gittiğini düşünüyor.
Ambargoların İran ekonomisine etkileri
Tartışmalı nükleer programı nedeniyle AB’nin İran’a yönelik aldığı kademeli petrol ambargosu kararı, 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girdi. Tahran yönetimi, artık Avrupa ülkelerine günde 1 milyon varil daha az petrol satıyor. Bu da şimdiye dek Avrupa'ya sattığı miktarın yarısı anlamına geliyor. Avrupa, İran’ın en büyük müşterilerinden biri olduğu için ABD’inde ambargonun etkili olacağı görüşü hâkim. Cumhuriyetçi Parti’nin İran uzmanı Kongre üyesi Ilena Ros-Lehtinen de bunlardan biri. Ros-Lehtinen “Ekonomik yaptırımlar İran’ın petrol üretimini olumsuz etkileyecek” diye konuşuyor.
Aslında ABD Başkanı Barack Obama’nın seçimlerdeki rakibi Mitt Romney ve Cumhuriyetçi Parti, hükümetin İran politkalarını sık sık eleştiriyor. Cumhuriyetçiler, Başkan Obama’nın, İran’ın nükleer politikası karşısında çok yumuşak bir tutum sergilediğini öne sürüyor. Ancak Cumhuriyetçi Kongre üyesi Ilena Ros-Lehtinen ise yaptırımlarla ilgili daha farklı görüşler savunuyor. Ros-Lehtinen “İran’ın petrol ihracatının birkaç yıl içerisinde tamamen sekteye uğrayacağını, bunun İran devlet bütçesini ciddi ölçüde sarsacağını düşünmek, hiç de imkansız görünmüyor” diyor.
"Nükleer silahlardan arınmış bir Ortadoğu"
Obama İsrail’i, İran’a yönelik herhangi bir askerî operasyondan alıkoymak için elinden geleni yapıyor. Ancak diğer yandan da ABD Başkanı için, İran ile nükleer müzakere ve diplomasi dönemi de yavaş yavaş kapanıyor gibi görünüyor. Gerçi İran’ın BM nezdindeki daimi temsilcisi, Büyükelçi Muhammed Hazai sık sık şunu dile getiriyor: “Biz Ortadoğu’da nükleer silahlardan arınmış bir bölge isteğimizi vurguluyoruz.”
Ancak İran’ın askerî amaçlı uranyum zenginleştirdiği şüpheleri giderilmedikçe İranlı diplomatların bu sözlerinin Batılı ülkelere hiçbir tesiri olmuyor. İran’da Amerikan ananas meyvesinin kilogram fiyatı 15 dolara çıktı; İran para birimi sürekli değeri kaybetmeye devam ediyor; işsiz İranlıların sayısı artıyor ve ülke ekonomisi ambargolar nedeniyle sarsılıyor... Tüm bunlara rağmen, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın nükleer planlarını değiştiremeyeceğini ABD Başkanı Obama da gayet iyi biliyor. Obama, “Biz İran üzerindeki baskıyı artırmak için Amerikan’ın tüm gücünü kullanacağız” diyor.
"En sert yaptırımlar"
Zira Obama göreve başladığı dönemde de İsrail’e bu sözleri vermişti. Nitekim sözlerini de tutuyor. Obama, ABD tarihinde, ticaret ve bakancılık alanında İran’a yönelik en sert yaptırımları uyguluyor. Obama, İran'ın bilgisayar ve nükleer tesislerine yönelik bilgisayar virüsü ve siber saldırıların yapılmasına izin veriyor ve “İran’ı nükleer silah yapımından vazgeçirmek için elimde bulunan tüm gücü kullanacağım” diye konuşuyor.
İran ile yürütülen nükleer müzakerelerde önemli bir gelişme kaydedilmese de ABD Başkanı askerî olanaklar dışındaki tüm gücünü tüketti sayılır. İran, daha uzun bir süre Obama’ya meydan okuyan dış politikadaki en tehlikeli rakip olarak kalacak gibi görünüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Ralph Sina / Çeviren: Başak Demir
Editör: Murat Çelikkafa