150811 Spanien Finanzkrise
15 Ağustos 2011İspanyol polisi bir kaç hafta önce Pati’nin dairesini tahliye etmek için geldiğinde, kapıdan geri dönmek zorunda kaldı. Zira Pati, evini kaybetmemek için yardım istemiş, onlarca kişi destek için evinde toplanmıştı. Böylelikle Pati’nin evden atılması bu kez engellenebildi.
40 yaşındaki Pati, soyadını söylemek istemiyor. Nijerya asıllı üç çocuk annesi, Mallorca’ya 14 yıl önce eşiyle birlikte gelmiş. “Eşim dört yıldır işsiz ve artık işsizlik parası da alamıyor. Beni de işten çıkarttılar. Dairemiz için aldığımız kredinin taksitlerini ödeyemedik. Aradan üç ay geçtikten sonra bankaya gidip, ‘şimdi çok param yok ama kredinin tamamının geri ödenmesi için de büyük bir miktar gerekmiyor, daha ne kadar borcum kaldı?’ diye sordum. Bana ‘hesabınız kapatıldı. Bu durumla artık avukatımız ilgileniyor’ dediler. Avukatın telefon numarasını aldım, defalarca aradım ama telefonu açan olmadı. Bence artık böyle bir numara yok bile.”
Konut kredisi mağdurları girişimi
Pati, İspanya’da oluşturulan “15 Mayıs” adlı protesto hareketinin Mallorca’daki bürosuna sık sık giderek, hareketin üyelerinin tavsiyelerini dinliyor. Adını kuruluş gününden alan bu hareket, artan işsizliğe ve yolsuzluk yapan siyasetçilere karşı çıkıyor, daha fazla söz hakkı talep ediyor. 15 Mayıs hareketi, İspanya’da artık günlük hayatın bir parçası haline gelen, zorla tahliyeleri de temel hakların ihlâli olarak görüyor. Evlerin tahliyesini engellemek için oluşturulan konut kredisi mağdurları girişimi, ülke çapında yaklaşık 70 evin zorla boşaltılmasını ertelemeyi başardı. Pati’nin evi de bunlardan biri...
Bunun yanı sıra girişimin üyelerinden Daniel, evlerini kaybedenlere yardım ettiklerini belirtiyor. “Boş duran ev ve daireleri araştırıyoruz, bu evleri oturulabilecek hale getirmek için küçük tamir işleri yapıyoruz. Böylelikle çok kötü koşullarda yaşayan herkes, bu evlere taşınabilecek.”
Borçlar silinsin talebi
Konut kredisi mağdurları girişimi, ilgili yasal düzenlemelerde de değişiklik talep ediyor. Evini kaybedenlerin, en azından kredi borçlarının silinmesini istiyorlar. Yürürlükte olan uygulamaya göre, konuta el koyan bankalar, satış değerinin belirli bir oranını alıyor. Kimi zaman yüzde 60 veya 80 olan bu oran, bankanın görevlendirdiği bilirkişinin yapacağı kıymet takdirine göre belirleniyor. Kredi almış olan kişi, geriye kalan miktarı ise borçlanıyor. Bu nedenle, bazıları hayatları boyunca borç ödemek zorunda kalıyor.
"Biz yanlış yönlendirildik"
Pati, evinin kredi taksitlerinin neredeyse tamamını ödediği için böyle bir sorunla karşı karşıya bulunmuyor. Hatta parasının bir bölümünü geri alması bile mümkün olabilecek.
Pati ve eşi İspanya’ya geldikleri zaman hemen iş bulmuş. Pati lokantada, eşi inşaatta. Bir kaç ay kredi taksiti ödemezlerse, evlerini kaybedeceklerini bilmeyen Pati, bu konuda yanlış yönlendirildiklerini söylüyor: “Eğer bir emlâk bürosuna gidersen, orada sana şunu söylüyorlar: ‘Bir ev al daha iyi. Her ay belirli bir miktar ödersin, kısa bir süre sonra da ev senin olur.’ Tabii sen de, bunun daha iyi olduğunu düşünüyorsun. Ama bu sadece kolay yoldan para kazanmak. Emlâk büroları, bankalarla işbirliği yapıyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Stephanie Eichler / Çeviren: Jülide Danışman
Editör: Beklan Kulaksızoğlu