Kılıçdaroğlu: Asgari ücret 5760 TL olmalı

2022 yılında asgari ücretin en alt rakamının 4 bin 250 Türk Lirası olarak belirlenmesine, muhalefet partileri tepki gösterdi. Muhalefet, asgari ücrete yapılan zammın Türk Lirası'nda yaşanan değer kaybı ve enflasyondaki artış karşısında yetersiz kaldığına işaret etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nu ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada, Türk Lirası'nın dolar karşısında değer kaybettiği göz önünde bulundurulduğunda, asgari ücretin düşük olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "Asgari ücret olarak verilen rakam eğer yılbaşını alır ve dolar kurundaki yükselmeyi görürsek düşük. O tarihte 384 dolar net gelir elde ediyordu bir asgari ücretli, aynı kur 15 TL üzerinden esas alınırsa 5 bin 760 TL olması lazım" şeklinde konuştu.

Enflasyonun kontrol altına alınmasının önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Eğer enflasyonu kontrol ederlerse ve fiyat artışlarını kontrol ederlerse 4 bin 250 TL'yi en azından asgari ücretli kardeşlerimiz biraz nefes alarak sürdürebilirler" ifadelerini de sözlerine ekledi.

Kılıçdaroğlu, asgari ücretin bir seçim yatırımı olup olmadığına ilişkin yöneltilen soruya, "Bu artışın neresi bir seçim yatırımı ki? Yıl başında aldığı asgari ücret daha değerliydi, şimdi asgari ücret daha az. 384 dolar alıyordu, şimdi alacağı daha düşük bir rakam" diye yanıt verdi.

Karamollaoğlu: Açlık sınırının altındaysa zam, zam değildir

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "4 bin 250 lira fena bir rakam değil ama vatandaş geçinemiyorsa 5 bin 250 lira olmasının da bir farkı olmaz.  Mühim olanı, asgari ücretle dört kişilik bir ailenin kendi ihtiyacını karşılayabilmesidir. Asgari ücret, açlık sınırında olamaz" şeklinde konuştu.

Karamollaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer açlık sınırının altında kaldıysa bu yapılan zam, zam değildir. Enflasyonun altında kaldıysa bu zam, zam değildir. O günkü dolar kurundan ölçüldüğünde geriye gitmiş."

Babacan: Asgari ücret erimeye başlayacak

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yeni asgari ücretin ocak ayı sonunda ödenmeye başlayacağını belirterek, kurda 1 Kasım'dan bu yana kaydedilen yüzde 60'lık artışın yüksek enflasyon olarak vatandaşı etkileyeceğini ifade etti. Babacan, "Bugün açıklanan asgari ücret, daha ocak sonunda vatandaşlarımızın, işçilerimizin eline geçmeden erimeye başlayacak. Üzülerek söylüyorum ki şu anda Türkiye, artık kronik yüksek enflasyon dönemine girmiştir" değerlendirmesini yaptı.

İlk kez Cumhurbaşkanı açıkladı

Milyonlarca işçiyi ilgilendiren 2022 yılı asgari ücreti bu yıl ilk defa Cumhurbaşkanlığı'nda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılandı. "2022 yılında asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 250 lira olarak uygulanacaktır" diyen Erdoğan, bu rakamın "Çalışanın evli olmasına ve çocuk sayısına göre" daha da yükseleceğini ifade etti. Erdoğan, "Son 50 yılın en yüksek rakamını ifade eden asgari ücret artışı yüzde 50 seviyesinde gerçekleşmiştir" ifadesine de vurgu yaptı.

"Erken seçim çok yakın"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın asgari ücretteki yüzde 50 artış oranını "tarihi" ilan etmesine ekonomistler de dikkat çekti.

Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nden iktisat profesörü Mustafa Özer DW Türkçe'ye "Bu kadar yüksek bir artış ve cumhurbaşkanının kendisinin asgari ücreti ilan etmesi erken seçimin çok yakın olduğunu gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Şubat ve martta tümden sıfırlanacak"

Özer, asgari ücretteki artış tarihi olsa da halkın bu artıştan bir kazanım elde edemeyeceğini savundu. Özer, "Kur-enflasyon sarmalındayız ve ağır bir hayat pahalılığı yaşıyoruz. Bugün uyuyup da ertesi güne uyandığınızda elinizdeki sabit gelirinizle bir önceki günde alabildiklerinizin önemli bir kısmını alamıyorsunuz. Dolayısıyla ‘tarihi' denilse de yüzde 50'lik artışın şubat ya da mart ayında tümden sıfırlandığını göreceksiniz" diye konuştu.

Özer, asgari ücretten damga ve gelir vergisi kaldırılarak işverenin 450 liralık bir yükten kurtarıldığını savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomiyi yeni bir sıkıntıyla baş başa bıraktığını da dile getirdi. Özer, bu düşüncesini de "Zaten bütçede sıkıntılar var. Gelir toplamakta zorlanılıyor. Harcamalar artacak. Bu sefer bu, devletin borçlanma gereksinimini daha da artıracak. Borçlanabilmeniz için de biliyorsunuz bu kur-enflasyon sarmalından dolayı, risk priminde artmadan dolayı hem içerde hem dışarda daha yüksek faiz ödemek zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla bunlar da gelecek nesillere ek maliyetler yükleyecektir" sözleriyle dile getirdi.

Özer'e göre işverenin 450 liralık bir yükten kurtulmakla yetinmeyip, asgari ücretli işçi çalıştırmak yerine kayıt dışı işçi çalıştırmaya yönelme ihtimali de var. Özer çalışanlar açısından yaşanacak daha büyük bir sıkıntıyı da "İşveren işçisine farklı ücret ödeyip, resmi olarak işçiye ödediğinden daha fazla ödeme yaptığını gösterebilir devlete. Zaten çok yayın bir uygulama bu. Rakamların ve uygulamanın daha da karışacağı bir döneme giriyoruz" sözleriyle anlattı.

ANKA,DW/JD,HK,TY

© Deutsche Welle Türkçe