Tunceli'deki kayyum atamalarına tepkiler: "İrade gasbı"
23 Kasım 2024Batman, Mardin, Halfeti ve Esenyurt'taki kayyum atamalarının ardından Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarının da görevden uzaklaştırılması tepkilere neden oldu.
Kayyum kararları sonrası Tunceli ve Elazığ'da eylem yasağı getirildi. Valilik kararlarıyla, Tunceli'de 10, Elazığ ve Bingöl'de ise yedişer gün süreyle toplanma, yürüyüş ve basın açıklaması gibi eylemler yasaklandı.
Kayyum atanmasının ardından düzenlenen protesto eylemleri sonrası Cumhuriyet Caddesi'nde bulunan Tunceli Belediyesi binasının girişi de beton bariyerlerle kapatıldı.
DHA'nın haberine göre, Tunceli'de protesto eylemlerine katılan sekiz kişi, "2911 sayılı toplantı ve gösteri kanununa muhalefet" ve "görevli memura görevini yaptırmamak için direnmek" suçlarından gözaltına alındı.
DEM Partili Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve CHP'li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile birlikte dört sanık hakkında "terör örgütüne üye olma" suçundan açılan davada Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesince 6 yıl 3'er ay hapis cezası alan DEM Partili Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve CHP'li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İçişleri Bakanlığınca görevden alınarak yerlerine kayyum atanmıştı.
31 Mart yerel seçimlerinde DEM Partili Konak, yüzde 40,22'lik oy oranıyla Tunceli Merkez'de açık arayla Belediye Başkanlığını kazanmıştı. Ovacık ilçesinde de CHP'li Sarıgül yüzde 33,64'lük oyla seçimlerde galip gelmişti.
"Siyasi darbe"
Ovacık Belediye Başkanı Sarıgül'ün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine kayyum atanması üzerine parti genel merkezinin görevlendirdiği CHP heyeti, Ovacık'ta Sarıgül ile birlikte açıklama yaptı.
Heyette bulunan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Dün açıklanan karar, elimizin tersiyle ittiğimiz bir karardır. Bu bariyerleri kaldıracağız. Belediye Başkanımızın işlediği herhangi bir suç yok. O mahkeme kararını da tanımıyoruz. Bu kararların nerede ve nasıl verildiğini biliyoruz. Adil bir yargılama sürecinin olmadığını, soruşturmanın talimatla başladığını biliyoruz. Bunun demokrasiyle ilgisi yok. Bunun adı siyasi darbedir" dedi.
Heyetteki CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise kayyum kararını "milli irade gasbı" olarak tanımladı. Tanal, Halkın iradesini idari kararlarla geri alamazsınız. Bu hukuksuzluklar karşısında biz sessiz kalmayacağız" dedi.
Sarıgül: Bir yerde düğmeye bastılar
Görevden uzaklaştırılan Sarıgül, "Ben 12 yıldır bir örgüt üyesiysem, vali neden benimle oturdu, neden bu suçu işledi? Devlet erkanı neden benimle iş yaptı? Şu an kamerayla görüntümüzü çeken polisler neden çocuklarını, eşlerini bizlere teslim ettiler? Bizler neden hep birlikte bu ilçe için güzel işler yaptık? Ama bir yerde düğmeye bastılar" dedi.
Hakkında açılan davaya konu olan olaya değinen Sarıgül, "Savcının emriyle kaldırdığımız bir cenazeyi suç unsuru hâline getiriyor. Git kendin kaldır o zaman. Bizden rica ediyorsun, güvenlik yok diye" ifadelerini kullandı.
Tunceli'deki CHP heyetinde Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, Parti Meclis Üyesi Saniye Barut ve eski Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlu da bulunuyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada kayyum politikalarına karşı 30 Kasım'da toplanmak üzere CHP'li 414 belediye başkanının Genel Merkez'e çağrıldığını duyurdu.
Hatimoğulları: Kayyım irade gasbıdır
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise kayyum atanan Tunceli Belediyesi önünde yaptığı açıklamada, "Kayyım darbedir, kayyım hırsızlıktır, kayyım irade gasbıdır, kayyım seçme ve seçilme hakkımızı elimizden almak demektir" diye konuştu ve "kayyım rejimi" sona erene kadar mücadele edileceğini söyledi.
Seçilmiş Belediye Başkanı Cevdet Konak'ın görevden alınmasından sonra belediye binasının etrafının betonla çevrildiğini ifade eden Hatimoğulları, belediyelerin vatandaşa ait olduğunu belirtti.
Konuşmasına tarihsel alıntıyla başlayan Hatimoğulları, "Dersim halkı Seyit Rızalar ile anılır. Seyit Rızalar baş eğmedi. Dersim baş eğmez, baş eğmeyecek zulmünüze" diye konuştu. İktidarın bir yandan "sözde barış eli uzattığını", öte yandan ise kayyımlar atadığını söyleyen DEM Parti Eş Genel Başkanı şöyle dedi:
"Hakkari'de başlattılar, Esenyurt'ta devam ettiler, Batman'da, Halfeti'de, Mardin'de. Ve bugün Dersim'de, Ovacık'ta halkın iradesini gasp etmeye çalışıyorlar. Halk üçüncü kezdir kayyım atanmasına rağmen belediyelerini seçiyorsa bilsin ki o sarayda oturanlar, yargıyı Demokles'in Kılıcı gibi tepemizde sallandıranlar bilsin ki halkın iradesi onlara yar olmayacak. Dün olmadığı gibi bugün de yar olmayacak. Halk bu zulme karşı direnmektedir."
Bakırhan: Barış diyenlerin cebinden kayyım çıkıyor
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da X'ten yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Toplumsal barış diyenlerin cebinden kayyım çıkıyor, el uzatıyoruz diyenlerin diğer elinde kayyım beliriyor. İyi bilinmelidir ki; Dersim kayyımla yönetilemez, iradesi zorbalıkla teslim alınamaz. Halkın iradesine uzanan bu el, Dersim’in onurlu tarihine çarpacaktır."
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan ise sosyal medyadan yaptığı açıklamada, "Sandık hukukuyla alamadığınız, seçim yoluyla kazanamadığınız bir kenti kayyumla ele geçirmeye çalışmak en hafif tabirle zorbalık olabilir. Tarihten ders alsaydınız Dersim'in zorbalıkla yönetilemeyeceğini yüzyılda öğrenmiş olurdunuz" diye tepki gösterdi.
İmamoğlu: Millet iradesinin gasbı
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem Imamoğlu da Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanmasını eleştirdi:
"Belediyelerde halk iradesi tıpkı Başkan gibi Meclis Üyelerinde de vücut bulur. Bu akşam Tunceli Belediye Başkanlığı'na ilin valisi, Ovacık Belediyemize de ilçenin kaymakamı kayyim olarak atandı. Kesinleşmiş yargı kararı olmadan kayyım uygulaması hukuki değildir. Behemehal, başkan görevden alınıyorsa doğrusu belediye meclisinden yeni başkan seçilmesidir. Mevcut uygulama millet iradesini gasp etmek, seçme ve seçilme hakkını ihlal etmektir. Unutmamak gerekir ki, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'den ortak açıklama
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) ortak bir açıklama yaparak iktidarın kayyum atamalarını protesto etti.
"Sadece belediye başkanlarının değil; topyekûn tüm seçilmişlerin, örneğin belediye meclisinin de yok sayılması yaşanan sürecin hiçbir hukuki gerekçesi olmadığını, tamamıyla siyasi bir operasyon olduğunu tescil etmektedir" denilen açıklamada, "Siyasi iktidar bir taraftan halkın iradesini, bir taraftan da Anayasa'yı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere Türkiye'nin imzalamış olduğu uluslararası anlaşmaları yok saymaktadır ifadesine yer verildi.
İktidarın tüm demokratik hakları "birer birer ortadan kaldırdığı" belirtilen açıklamada, "Artık kazanamadıkları seçimlerin sandık sonuçlarını tanımayacaklarını bu antidemokratik uygulamalarıyla açık açık ilan etmektedirler. Bu tehlikeli anlayışa karşı demokrasinin ve cumhuriyetin temellerinden olan seçme ve seçilme hakkını açık ve tavizsiz biçimde savunarak bu karanlık döneme son vermek her yurttaşın ve bizlerin görevidir" denildi.
DW,ANKA/ETO,CÖ