020911 Türkei Israel
2 Eylül 2011Birleşmiş Milletlerin Mavi Marmara saldırısına ilişkin Palmer Raporu, resmî olarak yayınlanmadan önce basına sızdı. New York Times gazetesinin internet sayfasında perşembe günü yayınlanan raporda, Gazze'ye insanî yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisinde 31 Mayıs 2010 tarihinde yaşananlar inceleniyor. İsrail askerlerinin saldırısı sonucu gemide bulunan 9 kişi yaşamını yitirmişti. 105 sayfalık raporda, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka meşru ve hukuka uygun olarak nitelendiriliyor. Raporda, İsrail askerlerinin gemiye düzenlediği baskında, “bir grup yolcunun organize ve şiddet içeren direnişi ile karşılaştığı" kaydediliyor. Bu nedenle de İsrail askerlerinin kendilerini savunmak zorunda kaldığı vurgulanıyor. Ancak İsrail askerlerinin aşırı ve orantısız güç kullanarak karşılık verdiği belirtiliyor. Yaşanan olaylarda gemide bulunan sivillerin ölmesinin kabul edilemez olduğu ifade ediliyor.
Türkiye'nin tepkisi
Rapor, Türkiye'de hayal kırıklığı yarattı. Palmer raporunu değerlendiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “rapor bizim için yok hükmündedir” dedi. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cuma günü Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, Türk-İsrail diplomatik ilişkilerinin ‘ikinci katip’ düzeyine indirileceğini, ikinci katip düzeyinin üzerindeki tüm görevlilerin önümüzdeki çarşamba günü ülkelerine gönderileceğini belirtti. Türkiye ile İsrail arasındaki askerî anlaşmaların askıya alındığı vurgulayan Davutoğlu “Türkiye’nin İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı tanımadığını” kaydetti. İsrail hükümetinin Mavi Marmara saldırısı nedeniyle özür dilemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, ayrıca saldırıda öldürülen sivillerin ailelerine ve yakınlarına tazminat ödenmesini talep ettiklerini söyledi. Davutoğlu, talepleri yerine getirilmediği sürece İsrail ile ilişkilerin normalleşmeyeceğini ifade etti.
İsrail'in tutumu
Ancak İsrail özür dilemeyi kabul etmiyor. İsrail hükümetinin eski güvenlik danışmanı Giora Eiland, cuma günü İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, ülkesinin bu konudaki görüşlerini şu sözlerle aktardı:
“Eğer özür dilersek, askerlerimizin eyleminin doğru olmadığını kabul etmiş ve olası davaların önünü açmış oluruz. Çünkü bu askerlere karşı dünyanın her yerinden dava açılabilir, hatta kendi hükümetleri bile doğru davranmadıklarını öne sürebiliyor. Bu açıdan bakıldığında İsrail'in her koşulda özür dilememesi yönünde aynı çizgiyi izlememiz gerektiği kanaâtindeyim. Kanımca böyle bir özürün ardında başka talepler de gelebilir.”
Türkiye'nin B planını devreye sokarak, İsrail ile diplomatik ilişkileri ikinci katip düzeyine indirmesi ve askerî ilişkileri askıya almasından kısa bir süre önce ise Giora Eiland şunları söyledi:
“Bu elbette bizim istediğimiz bir sonuç değil, ancak bu Türklerin aldığı ve bizim engelleyemeyeceğimiz bir karar. Fakat Türklerin üzerimizde baskı kurmasına da izin veremeyiz.” Giora Eiland, belki de gelecekte Türkiye ile ilişkilerin düzelebileceği bir yolun bulanabileceğini dile getirdi.
© Deutsche Welle Türkçe
Sebastian Engelbrecht, AA / Çeviri: Jülide Danışman
Editör: Nihat Halıcı